6

835 71 41
                                    

Lisa’nın alışveriş macerası bittikten sonra güzel bir yemek yiyip karnımızı doyurmuştuk. Eve doğru giderken radyodan güzel bir müzik açıp yolu izlemeye başladım. Evet, Yoongi ile konuşmamızdan sonra aradan 2 hafta geçmişti. Birbirimizi her gördüğümüzde selamlaşıyorduk. Şu an için her şey güzeldi.

Eve vardığımızda poşetleri alıp eve girdik. Mutfağa gidip su içtiğimde oturma odasına gelip Lisa’nın film ayarladığını gördüm. Sevinçle koltuğa oturarak konuştum. “Film mi izleyeceğiz?” Lisa bana bakarak konuştu. “Hayır misafirlerimiz var.”  Kıkırdayarak işine devam ettiğinde şaşırarak sordum. “Kim peki?” Gülerek bana baktı. “Yoongi ve Jungkook.” “nE tanrım... Lisa bana söylemeliydin. Ve asla hazır değilim, delirdin mi sen?” Lisa oturduğu yerden kalktı ve yanıma geldi. “Adı üstüne onlar sadece bir komşu Jennie abartmana gerek yok, bence gayet iyisin.” Gülümseyerek mutfağa adımladığında oflayarak yerimden kalktım. Zaten kalkar kalmaz Jungkook ve Yoongi yi görmem ağzımın açık kalmasına neden oldu. Tamam, geleceklerini biliyordum fakat bu kadar erken olduğunu...hayır. Yoongi gülümseyerek yanıma geldi ve bana hafif sarılarak konuştu. “Selam Jennie.” Hafif sarılarak karşılık verdim. “Selam Yoongi.”

Herkes birbiriyle selamlaştıktan sonra duvarda asılı olan saat dikkatimi çekti. Gerçekten geç olmuştu ve onlar daha yeni gelmişti. Sıkıntı etmeyerek herkes gibi bende koltuğa oturdum.  Birkaç sohbetten sonra Lisa filmi başlattı. Korku filmi olduğunu tahmin ediyordum. Çünkü Lisa’nın en sevdiği film türü korkuydu. Gülümseyerek filmi izlerken arada bir Jungkook ve Yoongi’ye bakıyordum. Gerçekten korkuya benziyorlardı.  Gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırırken filmi unutup biraz onlar hakkında düşünmeye başladım.

Jungkook cidden iyi birisiydi, evet belki ilk zamanlar ona karşı olmayan şeyler hissetiğimi sanıyordum fakat adla öyle bir şey olmadığını şimdi daha iyi anlıyordum. Lisa ile cidden iyi anlaşıyorlardı. Umarım daha mutlu olurlardı. Yoongi’ ye gelirsek cidden garip birisiydi. Sanırım ilk tanıştığı insanlara soğuk davranan bir yapısı vardı. Bunu anlamak zor değildi. Her şeye dalmışken Lisa’nın beni dürtmesiyle ayıldım. Gülümseyerek filmi izlemeye devam ettiğimde Yoongi’nin bana bakışlarını farkettim. Ona doğru dönerek gülümsedim ve o da bana gülümsedi. Birbirimize anlamsızca gülümserken Jungkook’un konuşması ile bakışlarımız ona döndü. “Bakışmanız bittiyse size bir şey demek istiyorum.” Ne olduğunu anlamazken Lisa’nın heyecanla ikimize baktığını gördüm. “Şey biz Jungkook ile çıkıyoruz.” İkisi korku dolu bakışlarını gizlerken Lisa’ nın söylediği şeyi kavramaya çalıştım. “Bir dakika ne?” İkiside gülmeye başlayınca kafamı Yoongi’ye çevirdim. “Sen biliyor muydun?” Yoongi kafasını olumsuz anlamda sallayınca gerçekten şaşırdım. “Lisa bana söylemeni beklerdim.” Lisanın gülmesi kesilince bana bakarak konuştu. “Şey Jennie bugün oldu süpriz yapmak istedik. Yine de özür dilerim.” Anlıyordum ama bana daha önce söylemesi gerekirdi. Yine de hafifçe gülümseyip konuşmaya devam ettim. “Tebrik ederim.” Yoongi de bana katılınca birkaç dakikalık sessizlikten sonra filmi kapatmış küçük bir sohbete dalmıştık. “Cidden çok yakışıyorsunuz,sizin için çok sevindim.”  Gülümseyerek bunları dedikten sonra Lisa ve Jungkook teşekkür etti. Yoongi’nin ayağa kalkmasıyla gideceklerini anlamıştım.  Bizde ayağa kalktıktan sonra Jungkook Lisanın yanağını öptü ve kapıya yöneldiler. Bende Yoongiye baktığımda beklemediğim bir şekilde belimden nazikçe tutup sarıldı. “Güzel bir gece için teşekkür ederim Jennie.” Bir süre sarıldıktan sonra ayrılıp gitmelerini izledim. Çok güzel bir geceydi.

                                12.35

Zilin ardı ardına çalmasıyla yatağımdan zorla kalktım, uykulu halimle kapıya yöneldim. Açtığımda Yoongiyi görmemle beraber şaşırmıştım. Şu an ki halimi düşündüğümde gerçekten pişman olmuştum, neden ama neden bu halde onun karşısındaydım? Hayır, bu ona özel bir şey değildi şu an herhangi birine bu halde kendimi göstersem yine rezil olurdum. Bu düşüncelerimden vazgeçip konuşmasını bekledim. “Günaydın Jennie.” Gülümseyerek konuştuğunda bende konuştum. “Günaydın.” Yüzümü asarak ona baktığımda devam etti. “Ah, evet biraz zile çok basmış olabilirim. Ama bir şey oldu zannettim.” Gülerek karşılık verdim. “Ah, hayır sadece yine fazla uyuduğum günlerden biri.” İkimizde gülerken elindeki kutuyu farkettim, bana uzatarak konuştu. “Umarım beğenirsin.” Kutuyu aldım, gerçekten ağırdı. Açıp içine baktığımda bir fotoğraf makinesi görmeyi beklemiyordum. Şaşırarak ona baktığımda gülümsüyordu. “Ben gerçekten çok teşekkür ederim, böyle bir şey görmeyi beklemiyordum.”  Kutuyu kenara bırakıp boynuna sarıldığımda o da bana sarıldı. Şu an gerçekten çok mutluydum.

Umarım beni kötü bir şekilde şaşırtmazdı.

A Dream That Will Not HappenDonde viven las historias. Descúbrelo ahora