16

447 43 34
                                    

"Herkesin ağzında ki o sonsuz acı."

Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp orada duranın Taehyung olmamasını diledim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp orada duranın Taehyung olmamasını diledim. Ama maalesef sırıtmaya devam etmesi bunun gerçek olduğunu gösteriyordu. Hızla yanına yaklaşıp yakasına yapıştığımda gülerek konuştu.

"Vay vay vay Min Yoongi, sen neymişsin öyle?"  Tıslayarak konuştum. "Eğer, eğer bunu birisine söylersen kendini ölmüş bil."  "Bana bunu özellikle Jennie ye söylememem için bir sebep söyle." Gülmeye devam ettiğinde sinirden tüm damarlarımın ortaya çıktığını hissetmiştim. "Ne istiyorsun şerefsiz!?"  Ellerimi göstererek konuştu. "Yakamı bi rahat bırak güzelce konuşalım şunu."

Şimdi bir deponun kenarında oturmuş ikimize ölümcül bakışlar atıyorduk. Sessizliği bozan Taehyung' a daha dikkatli bakarak söylediklerini dinledim. "Öncelikle maddi bir yardım gerek. Sitede bana bir ev tut, sonrasında ise bir iş bul." Aptal herif, neyse ki bu benim için kolaydı. Ayağa kalkıp konuştum.

"Tamam, hallederiz."  "Yo yo, bu kadarıyla yetinemem üzgünüm." Ellerimi yanına gelip tekrar yakasına koyduğumda onu itip bir yumruk geçirdim. O kadar sinirdi ki onca şeye rağmen hala gülebiliyordu. "Jungkook."  "Jungkook ne?"  "Lisa dan ayrılacak."  "Ne saçmalıyorsun sen!?"  "Dediğim gibi onlar ayrılacak." Bir yumruk daha geçirdiğimde irkilerek kendisi de haraket etmeye kalkıştı ki onu durdururken bir yandan da bağırdım. "Yemin ederim, yemin ederim seni öldürürüm Kim Taehyung." 
"Kabul mu? Yoksa değil mi?"

Söylediklerimi ciddiye almayıp konuşmaya devam ettiğinde gözlerimi yumdum. Bunu kabul etmeliydim çünkü bu aptaldan kurtuluşum yoktu. Bir yandan da söyleme ihtimalini düşünüyordum, sanırım bir süre beni aptalca kullanmasına göz yumacaktım. "Tamam lanet olsun tamam!"  "Güzel." Kendimi geriye atıp tekrar yüzüne baktığımda birkaç küfür savurduğum gibi kendimi dışarı attım ve nereye gittiğimi bilmeden yürüdüm.

Kim Taehyung tamda Jennie'nin dediği gibi kurnaz bir adamdı. Yoongi'nin gittiğini gördüğünde bir nefes verip kolu ile kanlarını temizledi. Yoongi tam da bu sıralar işine yaramıştı. Jennie'nin gizlice resimlerini çektiğini gördüğünde eline büyük bir koz geçmişti fakat bir yandan da Jennie yi düşünüyordu. Bu yüzden şimdi olmasa bile bu konuyu Jennie ile kesinlikle paylaşacaktı. Şimdi ilk elde etmesi gereken bir isim vardı. Lalisa Manoban.

Jungkook'un ağzından;

"Lanet olsun neyden bahsediyorsun sen!?" Yerimde duramazken bir yandan da Yoongi'ye küfürlerimi savuruyordum. Eve gelmesi ile beraber bana önemli bir konudan bahsediceğini söylemiş ve bana olanları anlatmıştı. Şu an ise Lisadan ayrılmamı söylüyordu. Kendisi de biliyordu ki Lisa dan gerçekten hoşlanıyordum ki bu hoşlanma en üst seviyeye kadar çıkmıştı.

İlk başta ne kadar Yoongi istedi diye çıksam da  sonradan ondan hoşlanmaya başlamıştım. Şimdi ise hepsini boz ve ayrıl diyordu. Derin bir nefes verip Yoongi'nin oturduğu koltuğun karşısına geçtim ve ellerimi boynuma dolayarak gözlerinin içine baktım. "Seni öldürebilsem bir saniye durmazdım Min Yoongi fakat lanet olsun ki seni gerçekten seviyorum ve korumak için elimden geleni yapacağım. Bu yüzden tamam bugün gidip ayrılırım." O Taehyung'u gördüğümde ilk işim öldürmek olabilirdi. Onun hakkında bir kaç şey daha düşünürken Yoongi gülümsedi ve omzumu sıkarak odasına gitti.

Telefonumu elime alıp Lisaya mesaj attım.

Jungkook: Bugün buluşalım Lisa önemli./18.54

Lisa: Tamam yarım saate kapımın önünde olurum./18.59

Gözlerimi kapatıp aramızda geçen birkaç diyaloğu tahmin etmeye çalıştım. Ne yazık ki başarısız olunca gidip üstümü giyindim.

20.14

"Lisa lütfen beni anlayışla karşıla, şu an hayatımda kimseyi istemiyorum. Sadece yalnız kalmak istiyorum o kadar." Burnunu çekip gözlerinden bir yaş daha firar ettiğinde kendimden nefret ettim, bunu asla yapmamam gerekirdi. Bir kez daha Taehyung'a lanetler savurduğumda Lisa'nın haraketlenmesi ile bende onunla beraber ayağa kalktım. "Tamam Jungkook, bittiyse bitti. Kendine iyi bak." Deyip gitmesi bir olmuştu. Kafamı ellerimin arasına koyup gözlerimi kapadım. Kendimden nefret etmeye devam ettim.

Jennie'nin ağzından;

"Lütfen kendini üzme Lisa, bende üzülüyorum."  "Kötü bir şey mi yaptım Jennie, neden aramızdaki ilişki güzel bir şekilde ilerlerken ayrıldı. Onu gerçekten sevdim."  Tekrar sarılıp saçını öptüğümde kapıdan içeri giren Taehyung'a baktım. Yaralı berbat gözüküyordu, Lisa'nın yanına gelip yere diz çöktüğünde Lisa dan ayrıldım ve ikisine baktım. Taehyung Lisa'nın elini tuttuğunda konuştu.

"Ne oldu Lisa neden ağlıyorsun?"  "Jungkook, Jungkook ile ayrıldık."  Yüzündeki sırıtışı gördüğümde gözlerimi devirerek arkama yaslandım ve ellerimi yüzüme sürterek konuşmalarını dinledim. "Üzme kendini, zaten şerefsiz birisiydi."  "Aptal aptal konuşma Taehyung dün yaptıklarını hala unutmadım, şimdi izin verirsen dinlenmek istiyorum." Yanımdan kalkıp gittiğinde Taehyung'a bakarak ayağa kalkacaktım ki elini dizime koyduğunda sorarmışçasına kafamı salladım.

"Bugünlerde başına kötü bir olay geldi mi Jennie?"  Neden sormuştu? "Neden, ne oldu?"  "Merak ettim bir nedeni yok."  "Evet, fakat oturup sana anlatacak değilim üzgünüm."

Kim Tae Jennie'nin gitmesiyle beraber küçük bir küfür savurdu. En kısa zamanda Jennie'ye anlatmalıydı yoksa belki de başına daha kötü şeyler gelicekti.

 En kısa zamanda Jennie'ye anlatmalıydı yoksa belki de başına daha kötü şeyler gelicekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm nasıldı? Yorumlarınızı alayım

A Dream That Will Not HappenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin