Memory Five

12.3K 1.3K 382
                                    

12.02.2013

"Yoongi eğer beş dakika daha beni burada bekletirsen çok kötü olacak."

"Tamam dedim." Telefonda konuşuyorduk ve Yoongi geç kalmaya yemin etmiş gibi asla gelmiyordu. Havalar biraz ısınsa da sürekli yağmur yağıyordu ve ben de kaldırımda bir ileri bir geri gidiyordum.

"Ayrıca sakın telefonu kapatma, tek başıma beklediğim için insanlar bana garip bakıyor. Sanki kimse bir arkadaşını ya da sevgilisini bekleyemez, ne garipler."

Kendi kendime söylenmem  Yoongi'nin telefonu yüzüme kapatmasıyla son bulmuştu. "Sen bittin." Asılan yüzüme engel olamadan telefonu sıktım ve gözlerimi kapattım.

"Gerizekalı, aptal. Ben olsam hızlı gelmeye çalışırdım, hem telefonu da kapatmazdım. Neredeyse saat dokuz olacak."

Ağlamaklı çıkan sesimle beraber ani bir fren sesi duydum ve başımdan aşağıya sırılsıklam olduğumu anlayarak hızla gözlerimi açtım.

Bir araba, hız sınırını aşarak üstümü baştan aşağıya ıslatmıştı ve az ileride durmuştu. Ellerimle yüzümü sildim ve sinirden titreyen bacaklarıma aldırmadan yürümeye başladım.

Bu yağmurlu ve soğuk havada beni mahvetmişti!

"Sen şaka mısın orospu çocuğu?! Su birikintisini görmüyor musun?!"

Arabanın camına hızla bir iki kez vurmamla çocuk camı açtı ve kafasını bana doğru uzattı. Ben bu çocuğu tanıyordum.

"Sen?"

"Ödeştik öyle değil mi?"

Kar topunu hızla attığım ve burnunun kanamasına sebep olduğum çocuktu bu.

"Ya, tabi." Zoraki bir şekilde gülümsedim ve bakışlarımı yere çevirdim. Orta büyüklükte bir taş arıyordum, ödeşmek ne demek görmesi lazımdı.

Birkaç saniyelik aramam başarıyla sonuçlanınca beklemeden taşı yerden aldım ve hareketlenmeye hazırlanan arabanın camına fırlattım.

Tüm yolu kırılan cam sesi doldurduğunda zaferle gülmüştüm. "İşte şimdi ödeşmiş sayılırız!"

Duyabilmesi için bağırdım, üstümün ıslanmasına an itibariyle değmişti. Eğer bunu yapmasaydım ve o araba çekip gitseydi aşırı büyük bir pişmanlık yaşamış olacaktım.

"Sen bittin kızım."

Arabadan çıkarak üstüme doğru adımlamasıyla itiraf edeyim biraz gerildim. Çantamdaki bıçağı çıkartıp ne olur ne olmaz diye cebime koydum ve dik durmaya çalıştım.

Bu durumlar için temkinli biriydim ben.

"Ne o, beni mi döveceksin?"

Alayla güldü ve arabasına baktı. "Seni öyle bir sikeceğim ki, bir daha ne beni ne de bu arabayı unutamayacaksın."

Kolumdan tutarak beni arabaya doğru yürütmeye başlayınca cebimdeki bıçağı çıkarmayı düşünmüştüm. Tabi, karşıdan gelen Yoongi'yi görmemiş olsaydım.

Ben onu görebiliyordum ama beni arabaya sürüklemeye çalışan aptal herif arkası dönük olduğu için göremiyordu.

Yoongi aradaki farkı saniyeyle kapatıp, koluma asılan çocuğu benden uzaklaştırdı ve beklemeden yumruğunu geçirdi. 

"Seni en başında dövmem gerekiyordu orospu çocuğu."

"Yoongi, ben özür dilerim. Kızın senle olduğunu bilmiyordum."

Söylediklerine aldırmadan bir iki yumruk daha attığında karışmamıştım. Yoongi nerede duracağını bilen biriydi ve ben araya girdiğimde daha fazla sinirleniyordu.

Beklediğim gibi birkaç yumruktan sonra çocuğu bırakınca yanıma geldi ve hızla elimi tutarak beni yürütmeye başladı. Sinirli olduğunu tüm yüzünde görebiliyordum, onun gibi ben de sinirliydim.

Yolda duruyordum ve hiçbir hatam olmadığı halde bilerek ıslatılmıştım. Sırf kabullenip susmadım diye beni arabasına götürmeye çalışmıştı, pezevenk.

Neyseki Yoongi bunların hiçbirini duymamıştı.

"Yoongi?"

"Sera sen başını belaya sokmaktan zevk mi alıyorsun?!"

Ani bir yükselmeyle yürümeyi kesti ve sinirle bana bakmaya başladı. "Ben hiçbir şey yapmadım, ıslandım ve donuyorum. Görmüyor musun?"

Gerçekten donuyordum, buna rağmen o kızana kadar söylenmemiştim bile!

"Ben kafayı yiyeceğim!"

Elimi bırakıp saçının arasına daldırdığında sadece onu izliyordum. Fazla sinirlenmişti ama benim umrumda olan kanayan eliydi.

Beklemeden elini tutmak için hareketlendim. "Senin derdin ne?!"

"Yoongi ben hiçbir şey yapmadım. Sakin olur musun?"

Alt dudağını dişlerinin arasına alıp sakinleşmeye çalıştığında bu sefer elini tutabilmiştim. Yumruk attığı için kötü görünüyordu.

Elini hafifçe okşadım, büyük ihtimalle bana kızmak için açtığı ağzını kapatmayı tercih etmişti. Onu kenara çekerek bir banka oturttuğumda karşı koymadı.

"Artık yanımda ilk yardım malzemeleri taşıyacağım."

Çantamdan çıkarttığım fuları eline sarmamı tepkisizce izledi ve nefes bile almadan bana bakmayı sürdürdü. Hala sinirliydi ama biraz yatışmış olduğunu anlayabiliyordum.

"Tamamdır, oldu."

Gülümseyerek kafamı kaldırmamla hızla kollarını belime doladı ve beni kendine çekti. Sarılmasına  karşılık verdiğimde derince soluduğunu hissetmiştim.

"Başını belaya sokmaktan vazgeç."

Elimi saçına çıkardım ve okşadım. "Geleceğini biliyordum."

Haklıydım, o hep gelirdi.

Memories¹ Never | MYG ✓Where stories live. Discover now