Memory Nine

10K 975 246
                                    

03.08.2013

Yoongi'den

"Hayır diyorum Sera."

Belinin iki yanına koyduğu ellerini indirerek, omuzlarını düşürdü ve kendini oturduğum koltuğa attı. "Sadece bir kez, tek seferde bağımlı olunmadığına eminim." Kaşlarımı kaldırdım, o böyle bir konudan emin olabilir miydi?

"Şöyle bakma." Kaşlarımı eliyle düzelterek koltuğa kafasını yaslandı. "İnternetten baktım, merak etme."

Anlamsız konularda anlamsız ısrar etmesini asla anlayamıyordum. 

Her şey bir yanaydı, benimle takılıyor diye ot denemesinin normal olacağı fikrine nereden kapılmıştı acaba? Benimle girdiği ortamların onu bu kadar kendine çektiğini ilk defa fark ediyordum.

"Of, çok sıkıcı oluyorsun böyle. İstersem sen olmadan da deneyebilirim, sen de biliyorsun."

Biliyordum.

Oldukça cesur ve meraklıydı. Hayatımda onun kadar meraklı başka bir insan daha görmemiştim. Bu özelliği cesaretiyle birleşince onu zor bir insan haline getiriyordu.

Çünkü hayır asla bir cevap değildi. Ben hayır dersem, kendi evet diyip yapardı.

"Sadece bir kere ve bir daha bu konuyu açmayacaksın." Hızla kafasını koltuktan çekip doğruladı ve hevesle bana baktı. Bu kadar heyecanlanacak hiçbir şey yoktu, iyi bir şey yapmayacaktık ve fark edemiyordu. "Bu konuyla ilgili bir daha bir şey duymayacağım, anladın mı Sera? İkincisi olmayacak."

"Olmayacak, sadece nasıl hissettiriyor merak ediyorum."

Kediyi merak öldürür derlerdi ve haklı olabileceklerini şu an fark ediyordum.

"Bekle burada." Onu yalnız bırakarak, odama girdim ve dolabın derinliklerine sakladığım poşeti aldım. Artık bir kullanıcı değildim, uzun süre önce bırakmıştım.

Aklını kaybetmek ve o kafaya girmek bir zamandan sonra anlam ifade etmemeye başlıyordu, bağımlı olmak bana göre değildi.

Yanına döndüğümde hevesle bana baktığını gördüm ve göz devirdim. "Sen de kullanacak mısın?" Kafamı iki yana salladım. Evde yalnızdık ve ikimizin birlikte kafayı bulması tehlikeli olabilirdi.

Onun ilk kullanışıydı, neler olacağını bilemezdim ve risk alamazdım.

Ona bir şey olabileceği düşüncesi bile kafayı yememe sebep olabilirdi, bu yüzden tek başına denemesine engel olmaya çalışıyordum.

"Ver bakalım."

Elimdekini ona uzatırken, çok dağıtmamasını umuyordum.

...

"Bak bak, ay var orada." Açık perdelerden dolayı gözüken gökyüzünü işaret ederken, seslice güldü. "Ay falan yok Sera." Bıkkınlıkla konuştuğumda tekrar güldü.

"Biliyorum, seni kandırdım!"

Bu sefer kahkahalara boğulmuştu. Ben ise kendimi tutmaya çalışıyordum ama bu hali bana da komik geliyordu.

Ota boka gülmek dedikleri bu oluyordu herhalde.

"Acaba dans mı etsek Yoongi?"

Hevesle oturduğu yerden kalktı ve ellerime uzandı. "Hayır, otur oturduğun yerde." Nasılsa hiçbir şey hatırlamayacaktı, beni neden tersledin diye hesap da soramazdı.

Aslında bu işin avantajlı yanları da vardı.

"Yaaa, neden?" Bulunduğu yerde müzik olmadan sallanmaya başladığında, istemsizce güldüm. "Sana kucak dansı yapayım mı?"

"Yok artık."

Gülmeye devam ederken, aynı zamanda şaşkınlıkla ona bakıyordum. Kalçasını iki yana sallarken, ellerini de aynı yönde hareket ettiriyordu.

"Yapacağım, benimle dansa kalkmıyorsun." Bana doğru eğildi ve dudaklarıma saniyelik bir öpücük kondurarak geri çekildi. "Bu yüzden ben dans edeceğim."

Kahkaha atmaya devam ettiğinde, rahatça yayıldığım koltukta biraz dikleştim. "Ben de sabah bunları sana bir bir anlatacağım." Kafamı iki yana sallayarak devam ettim. "Bir daha tutturmazsın deneyeceğim diye, söz dinlersin belki."

Kendi aleminde olduğu için beni pek takmadı ve bacaklarını iki yana açarak kucağıma oturdu. "Kucak dansı nasıl yapılıyor, biliyor musun sen?" Kafasını olumlu anlamda salladı. "Biiliiyooruum."

Her sesli harfi anlamsız bir şekilde uzatarak konuştuktan sonra müziksiz dansına devam etti. Danstan çok olabildiğince bana sürtünüp, kahkaha atıyordu.

"Bildiğine eminim."

Alayla konuştuğumda kucağımda hareket ederek bana biraz daha yaklaştı. Sadece öylece durup dudaklarıma bakıyordu. "Çok yoruldum ve acıktım." Dudaklarını yaladığında yutkunarak elimi ensesine koydum ve onu kendime çektim.

Dudaklarını sertçe öpmeye başladığımda, kafası yerinde olmasa bile bana karşılık vermeye başladı. Hafif bir iniltiyle ensesindeki elim yardımıyla onu kendime biraz daha bastırdım.

Kısa bir süre sonra elini omuzlarımdan indirerek, daha aşağılara doğru yönlendirmişti. Eli tehlikeli yerleri bulduğunda, kontrolü daha fazla kaybetmemek için ondan ayrıldım ve biraz uzaklaşmasını sağladım.

"Tamam, sanırım uyusan iyi olacak."

Kıkırdayarak, baygın bakan gözlerini kapattı ve kafasını omzuma doğru koydu. "Burada uyuyacağım." Derin bir nefes vererek, tek kolumda onu sardım.

Tabi, burada uyu.

Az önce hiç öpüşmemiş, ellerin hiç aşağılarda dolaşmamış ve ben hiç tahrik olmamışım gibi burada uyu.

Ah, lanet olsun.

Bir daha ot falan yoktu, kesin olarak emin olmuştum.

Memories¹ Never | MYG ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin