7, You owe me a favor, remember?

1.7K 132 33
                                    

Merhaba, ben döndüm!
Bölüm biraz sakin ve belki istediğiniz gibi değil ama bir sonraki bölüm daha iyi olacak. Ve sonraki de. Çünkü tatildeyiz ve zamanım çok fazla! Şimdilik bunla yetinin, en kısa zamanda Calum'ın fazlasıyla yer aldığı bir bölümle geri geleceğim.
Sizi seviyorum, yorum yapmayı unutmayın!



Müzik odasına adımımı attığımda, saçlarıyla uyumlu mavi gitarı ile The Smiths'ten bir şarkı çalışan Claire'ı gördüm ilk. May ise duvara yaslanmış elindeki bagetlerle oynuyordu. Beni görünce bembeyaz dişlerini sergileyerek gülümsedi. Kestane rengi saçları ve burnuyla yanağının çevresindeki çilleriyle çok güzel bir kızdı. Arkadaşımın çekiciliği gözüme bir kez daha çarptığında ondan ne kadar farklı olduğumu düşünmeye yeniden başlamamak için fikri aklımdan uzaklaştırdım.

Geçip yanına oturdum. "Nasıl gidiyor?"

Omuz silkti. "Asıl sen anlat, uzun bir süredir buraya çıkmıyorsun."

İmasına gülümsedim. Haklıydı, onları bu aralar biraz boşlamıştım ve bu kadar bir imayla kurtulduğum için fazlasıyla şanslıydım.

Olanları düşündüm. Son günlerde tek bir anım bile boş geçmemişti ve kendimi eski sevgilimle birlikte bir kaosun içinde gibi hissediyordum.

Omuz silktim. "Her zamanki şeyler işte."

Claire bize dönmeden, "Futbol takımının yakışıklı kaptanı Joshua'nın evinde partiye gitmenin senin için her zamanki şeyler olduğunu bilmiyordum," dedi. Nefesimi tuttum. Bunu bildiklerinden haberim yoktu.

"Aslında," deyip duraksadım. Söyleyecek bir şey bulmak için çok az zamanım vardı. "Ashton... Ashton davet edilmiş, gitmek istediğini söyledi ve onu yalnız bırakamazdım yani..."

"Ashton ne ara futbol takımıyla arasındaki buzları eritti? Bundan hiç haberim yoktu doğrusu."

Tam bir şeyler uyduracaktım ki "Yeter Claire," dedi May. "Üzerine gitmeyi bırak. Küçük kızımız eski arkadaşlarını özlemiştir." Bana göz kırptığında neler döndüğünü anlamaya çalıştım.

Claire güldüğünde kafam daha da karıştı. "Eğer o takımla bir zamanlar ben de arkadaş olsaydım, ben de özlerdim. Özellikle Luke Hemmings'i."

Ne?

May kahkaha attı. "Ben olsam Leo Black'i daha çok özlerdim doğrusu."

Claire yüzünü buruşturdu. "Konu esmerlere gelecekse, Calum Hood'u tercih ederim."

Calum'ın adını duymamla ayağa kalktım. "Bu iğrenç! Ne saçmalıyorsunuz siz?"

Kızlar tavrıma şaşırdıklarında sesimi çok yükselttiğimi fark ettim. "Pardon," dedim. "Şeyden dolayı... Partide olanlardan dolayı... Calum Hood'un adını duymaya pek dayanamıyorum da." Bu kesinlikle yalan değildi. Tek nedeni parti değildi tabii, beni birkaç dakika önce amigo takımına dahil etme çabası ve arka cebimdeki kaset yüzünden ona olan öfkem fazlasıyla tazeydi.

"Partide olanlar derken birinci sınıflardan Tasha'nın sakatlanmasından mı bahsediyorsun?" dedi May kaşları çatık bir halde. Kafamı salladım. "Boş versene," dediler bir ağızdan. May devam etti. "Seks bağımlısı futbol takımı işte, sen onlardan nefret edersin. Amigo takımı şampiyonalara katılamayacağı için sevinmen gerek."

Derin bir nefes alıp yerime oturdum. İşin içinde eski sevgilim olmasaydı haklıydı. Ama onlar bunu bilmiyorlardı. Bu biraz önce söyledikleri şeyler yüzünden onları affetmemi sağlıyordu ama Calum'ın birkaç dakika önce bana yaptığı açıklamayı onlarla paylaşsam doğru olduğuna mı inanırlardı yoksa yalan olduğuna mı, merak ediyordum. Çünkü kendime itiraf etmekten korksam da, hangisine inandığımı ben bile bilmiyordum. Ondan nefret eden ve onu hala seven tarafım bugün oldukça aktiflerdi. Nefret eden tarafım epey mantıklıydı, onun ne kadar güvenilmez olduğunu ve hepsini kendi çıkarı için yaptığını biliyordu. Ama onu içimde taşımaktan yorulduğum diğer taraf, onu hala seven taraf, ne derse inanmak ve onu affetmek istiyordu. Ne diyebilirim ki, en az birinci sınıf amigo Bonnie kadar akılsızdı.

Keep On Loving You // HoodHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin