Çaklıt •taennie•

14

Anlamamış gözlerle ona bakarken, ayağa kalktı ve beni de kaldırmak üzere elini uzattı. Ondan yardım alarak kalktım.

"Kaybeden, kazananın istediğini yapar." derken serçe parmağını iddiaya girercesine benimkine dolamıştı.

"Cezanı şimdiden düşünmeye başlamalıyım desene." deyip baş parmaklarımızı birleştirdim.

Yerde duran topu alıp sektirmeye başladı. Hemen sonra bana fırlatıp "Bayanlar önden." dedi. Gülerek sektirdim ve oyunu başlattım. Üç sayı alan kazanacaktı.

Koşarken beni güldürmeye çalışıyordu.

"Hadi be! Bir atamadın."

"Çık önümden salak."

"Çıkarsam atarsın Jennie."

"E atmamı sen söyledin!"

Böyle saçma diyaloglar kurarken gözlerimi sağ tarafa diktim ve "Oha!" diye bağırdım. Ne olduğunu merak edip oraya bakınca, topu potaya yolladım.

Ve Jennie Ekselansları 1-0 önde...

"Seni hain!" deyip atak yaptı. Topu benden alıp koşmaya başladı. Bu sefer ben onun önüne geçtim. Bende güzel oynuyordum ama o daha başarılıydı. Kaç yıldır takımda sonuçta...

Bir kahkaha sesiyle 1-1 olduğunu anladım. Birkaç dakika içinde basket attım ve öne geçtim.

"Ne yaptırsam sana Taehyung?" dedim gülerek.

"Asıl ben sana ne yaptırsam?" diyerek elimde ki topu alıp potaya doğru gitti. Biraz uzanmasıyla, topun fileden geçmesi bir oldu.

Durum 2-2'ydi. Bunu kim atarsa o kazanacaktı. Zorlu bir mücadele olmuştu ama sonuç olarak Tae maçı almıştı.

İkimizde nefes nefese dururken "Haksızlık!" diye bağırdım. "2 metre adamsın. Karşında 1.63 bir şey var."

"Ya tabi tabi. Nereden bahane uyduracağını şaşırdın." dedi gülerek.

"Ama güzel oynuyorsun. Okul takımına katılsana. Kızların ki yeni başlayacak zaten." diye ekledi.

"Yeterince yoğunum zaten. Basketbolu hobi olarak oynuyorum."

Göz kırpıp çantasına doğru ilerledi. Bir şişe su çıkarıp yarısını içti. Bende, bana verir umuduyla saf saf bekliyordum. Artık nasıl baktıysam çocuk, içtiğine pişman olmuş gibi bir hale büründü ve elindeki suyu bana uzattı. "Buyur."

Sevdiğim çocuktan tiksinmem saçma olurdu bence.

Şişeyi alıp diktim. Boş şişeyi çöp kutusuna atarken "Ee, cezam ne?" dedim.

"İstediğim bir şeyi yapacaksın, unutma."

"Tamam Tae, ne istiyorsun?"

"Jennie, yakın arkadaşlarımdan biri polis ve gerçekten iyi birisi. Bize... Yani sana yardımcı olacağını düşünüyorum..."

Sinirle sözünü kestim.

"Tae sen ciddi misin?! Bu konuyu daha yeni hepinize anlatmadım mı?!"

"Jennie dur. Sadece şansımızı deneyelim. Belki bir yolunu buluruz."

"Hayır!" dedim bağırarak. "İs-te-mi-yor-um!" diye heceledim.

Kabul etmeyeceğimi anlayınca merhametli yüzü, bad boylara dönüştü. Serseri gibi sırıtıp "Yapmak zorundasın, oyunu kaybettin." dedi.

"Aish! Cidden!"

Bana doğru birkaç adım attı ve aramızda 15-20 cm kalmasını sağladı.

"Sadece iyiliğini düşünüyorum."