18

7.1K 496 469
                                    

Basketbol antrenmanından çıkmış, çardakta oturuyorduk. Kısa süre sonra yanımıza Bambamlar geldi. Tae ile yaşadığımız o andan beri ne yapacağımı bilmiyordum. Artık onu görünce içimde başka bir his oluşuyordu, isimlendiremiyordum.

Lisa'ya anlatmıştım olanları, tüm gerçekliğiyle. Biraz şaşırmıştı. Tae'den böyle bir şey beklemediğini dile getirmişti.

Tüm dikkatim, bana uzatılan çikolatayla dağılmıştı.

Komik.

Şimdi de bana çikolata mı veriyordu?

Cidden... Amacı ne bu çocuğun?

Hayır anlamında kafamı salladığımda yerine oturdu. Bir an önce ayrılmak istiyordum bu ortamdan. İçim içimi yiyordu ve göz göze geldikçe daha da geriliyordum.

"Jennie ve çikolata teklifini reddetmek? Bunu tarihe yazın arkadaş!" dedi Yugyeom gülerek.

Düşüncelerimden ayrılıp sahte bir gülümseme koydum yüzüme. Tekrar önüme dönüp ciddileştim.

"Tartıştınız mı siz?" diyen Bambam gözlerini bir bana, bir Tae'ye dikiyordu. 

"Hayır." dedim cevap olarak. "Tartışacak insan kategorimde değil." Bir anda gelen sinirle ne dediğimin farkında değildim. Sevdiğim çocuğun kalbini kırmak üzereydim. Zaten bana attığı bakış, her şeyi anlatıyordu.

Toparlamaya çalıştım hemen. "Yani sevdiğim kişilerle tartışmam. O anlamda..." dediğimde herkesin içine şu serpildiğini fark ettim.

Kabul.

Bu sefer güzel çevirmiştim olayı.

"Neden içini dökmüyorsun Jennie? Olanları anlatabilirsin." dedi Tae imalı bir şekilde.

Buna nasıl cesaret etmişti?

Onu kırmamak, sinirden yanlış şeyler söylememek için kendimi zor tutuyordum.

"Dün olanlar..." dedi.

"Dün ne oldu ki Tae?" dedim, aynı onun dün bana verdiği cevap gibi.

Böyle dememi beklemiyor gibiydi. Duygularını iyi gizliyordu, neler hissettiğini anlamıyordum. Masanın üstündeki elini sıkmasıyla sinirlendiğini anladım.

"Neler olduğunu bize de anlatacak mısınız?" dedi Yugyeom isyankar bir şekilde.

"Bir şey olmadı ki anlatalım." dedim gülümserken.

Lisa alttan beni cimciklemişti. Ona döndüğümde ne yaptığımı sorarcasına kaş göz yapıyordu. 

Ortamdaki gözler, telefonumun çalmasıyla bana döndü. Cebimden çıkarttığımda, ekrana bakmamla telefonu fırlatma isteğim bir olmuştu.

Bilinmeyen numara olduğundan Jong Suk'un aradığını anlamak zor değildi. Hayattan bezmiş bakışlarımı telefon ekranıma yollarken, meşgule attım.

Çok süre geçmeden tekrar aradı. Bambam kimin aradığını sorduğunda internet sözleşmemizin bittiğini, bu yüzden sürekli aradıklarını söyledim.

Beşinci defa ısrarla çalan telefonumu açmaya karar verdim. Çardaktan biraz uzaklaşıp telefonu kulağıma götürdüm ve karşı tarafın konuşmasını bekledim.

"Jennie, bebeğim... Nasılsın?"

Dişlerimi sıkarak konuştum.

"Bana! Bebeğim! Deme!"

"Bende seni özledim Jennie."

Sinirle yere bir tekme geçirdim. Telefonu yüzüne kapatıp sakinleşmemi bekledim. Arkamı döndüğümde Tae'yi görmeyi beklemiyordum. Göz devirip yanından geçmeye çalıştım ama kolumdan tutup beni durdurdu. 

Çaklıt •taennie•Where stories live. Discover now