27

6.2K 457 363
                                    


Birden, omzuma atılan elle irktim. "Ben buradayım güzelim."

Tae'nin sesini duyduğumda derin bir 'oh' çektim. Bir an ona araba çarptığını düşünüp kalp krizi geçirecektim. Jong Suk'a gram üzülmüyordum, bana ve sevdiklerime yaptıkları aklıma geldikçe ölmesini diliyordum.

Tae'nin konuşmasıyla derin düşüncelerimden ayrıldım. "Sanırım bizim biraz konuşmamız gerek?"

Artık her şey ortadaydı; Tae benim Çaklıt olduğumu, onu ne kadar sevdiğimi biliyordu. Ve benim, onun bana karşı ne hissettiği hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Onu onaylar gibi kafamı salladım ve bir kafeye gittik. Kafeye gelene kadar onla hiç göz teması kurmamış, konuşmamıştım. Bir masaya karşı karşıya oturduğumuzda konuşmaya başladık.

"Neden söylemedin?"

İlk soru buysa...

"Tae, ben... Yani nasıl söyleyebilirdim? Bu, uyduruk bir sevgi veya heves değildi benim için. Yıllarca kalbimde büyülttüğüm bir olaydı. İlk başta utandım, çekindim; sonra kararsız kaldım, yapamadım. Hiçbir şey yokmuş gibi Jong Suk tekrar girdi hayatıma..."

"Ne diyeceğimi bilmiyorum cidden. Çaklıt ve Jennie. İkisine de çok değer veriyordum... Ve sana bir şey söyleyeyim mi?"

Sanırım şuan ne kadar hayal kırıklığına uğradığını söyleyecekti. "Açıkçası... İkisinin aynı kişi çıktığına çok sevindim."

Ne?

NE?

NEEEEEE?!

"Yani Jennie, demek istediğim: Bazen düşünürken ikinizin arasında kalıyordum. Çaklıt şöyle iyi, böyle iyi ama Jennie de şu yönden tatlı... Gerçekten bugüne kadar hiç, bir kıza böyle değer vermemiştim. Çaklıt ve Jennie benim ilkimdi ama hangisinin daha önde olduğuna karar veremiyordum. İkiside aynı kişi olunca-" elini bir elimin üstüne koydu. "Tebrikler Jennie Kim, ilkim oldun."

Bu çocuk ciddi miydi şimdi? Gerçekten kızmamış,trip atmamış, dalga geçmemiş aksine bu kadar iyi mi yanıt vermişti? Her saniye daha da aşık oluyordum bu çocuğa. Tabi aklımda hala sorular vardı. Elimi, onun elinin altından çekip sordum.

"Peki, Min So?"

Bıkkınca gözlerini çekti üzerimden. "Bu konuda hala bana inanmıyor musun? Aramızda bir şey olmadığını söyledim. Sadece o kız bana takıntılı, bu kadar."

Sinirle konuştum. "Beni yeme Tae, sizin sarılırken, gülüşürken,öpüşürken... Her halinizi gördüm ben! Seni severken, arkadaş gibi davranmak, Min So'yu umursamamak, kıskandığını belli etmemek nedir biliyor musun?"

"Jennie yanlış anlıyorsun. Tamam, başta sevgiliydik ama bildiğin gibi değil, cidden! Ayrıca o Yugyeom'un kız kardeşi, aramızda bir şey olsa o illaki bahsederdi sana bundan!"

Tamam, bu mantıklıydı. Ama yine de aklım almıyordu!

"Sevmediğin kişiyle neden sevgili olursun ki?" dedim.

"Bence şuan buradaki sorun Min So ve ben değil, sen ve ben."

Böyle söylediğinde biraz utanmıştım. Şuan ona deli gibi aşık olduğumu biliyor ve susuyordu. Ben ise hala onu sorguluyordum. Gerçekten bir aptalım.

"Jong Suk malının bir gün işe yarayacağını hiç düşünmezdim." deyip güldü.

"Senin için işe yaradı, benim için değil. Ben anonimden ve Çaklıt halimden gayet mutluydum (!)"

Gözlerini devirdi. "Bugün mecbur olmasan hiç çıkmayacaktın değil mi karşıma? Yine anonimden yazmaya devam edecektin bir korkak gibi..."

Korkak?

Çaklıt •taennie•Where stories live. Discover now