BUNUN ADI: MUTLULUK...

23 9 0
                                    

Doktor bey diye konuşmaya başladım.
Esra zaten Aslıhan hanım'ın kızı yani 2 çocuğu var. Siz yanlış biliyorsunuz galiba.
İçeri bir. Hemşire girdi Bir kaza olmuş acil sizi çağırıyorlar dedi ve doktor gitti ve ben sorularla başbaşa kaldım dışarıya çıktım Esra ile Koridorun karşısına gidiyorduk ama karşımıza hiç beklenmedik birisi vardı Savaş tam karşımızdaydı.
Savaş: Sizin ne işiniz var burada? Yoksa birşey mi oldu kardeşim, Sevgilim iyimisiniz?
Ben gerçeği söylemeyecektim bir olay daha olamazdı.
Yok Sevgilim biz iyiyiz sadece Yelizi görmeye geldik.
Savaş: o zaman sizin kadın doğum da ne işiniz var?
Esra: şöyle oldu biz tam geliyorduk hastaneye girdik ama bir kadın bağırmaya başladı hamile bizde onu buraya getirdik.
Esra nereden uydurdum iki dakikada dedim içimden.
Savaş: İyi hadi gidelim Yeliz'in yanına.
Yeliz'in yanına gittik. Sohbet etmeye başladım.
Yeliz Kardeşim uyan artık ama sende çok naz yaptın yeter artık uyan.
Esra: Aynen Yeliz uyan artık.
O an üçümüz sohbete daldık bir konudan dolayı gülüyorduk ve üçümüzden de gelmeyen bir ses geldi.
Birisi bana "Esra sen yaralanması mı ?" diye sordu bende yok Kızım o kadar zaman geçti dedim. Esra, Savaş ve ben aynı anda kafamızı Yeliz'in olduğu tarafa çevirdik. Yeliz' in gözleri açıktı ve bize bakıyordu. Aynı anda ayağa kalktık. Yeliz iyimisin? Uyandı Savaş Yeliz uyandı uyandı.
Yeliz : ne oldu ki bana?
Esra : Yeliz uyandın en sonunda uyandın.
Birlikte kahkaha atıp Esraya sarıldım. Uyandı, uyandı diye bağırıp etrafta dönüyordu sevinç gözyaşları damlıyordu gözlerimden. Savaş doktoru çağırmaya gitti.
KAYAHAN YALISINDA Kİ OLAYLAR :
Gülbahar : Aslıhan Kızım İlacını içtin mi?
Aslıhan: İçtim Gülbahar hanım şimdi odamdan çık!
Gülbahar : Bana ne zaman yine Anne diyeceksin?
Aslıhan: Biraz zaman gerekiyor çıkabilirsin.
Çalışanların Mutfaktaki Olayları:
Şule : Hatice sen Çorbayı karıştır. Emine sende Patatesleri, soğanları doğra.
Mehmet : Şule teyze bana şu ellerinle yaptığın börekleri koysana valla yoruldum ilk önce Fabrikaya gittim oradan Holdinge yoruldum valla.
Şule : Yok sana börek akşama onlar Mehmet ben sana Çorba katıyım.
Mehmet : Tamam olur Şule Teyzem yine döktürmüş.
Hatice : Al ekmek de ye Mehmet
Mehmet : Teşekkürler Hatice.
Şule : şşş siz niye bakışıyorsunuz yoksa sizin aranızda birşey mi var. Bana söyleyin ben kimseye söylemem.
Emine : Yoksa siz sevgilimisiniz?
Hatice : Hayır yok öyle bir şey.
Şule : Var var...
Mehmet : Tamam Şule teyze var biz birbirimizi seviyoruz . Sen diyorum bizi Gülbahar Hanıma desen bizi evlenirse biz zaten Yetimiz.
Hatice : Mehmet sus ne yapıyorsun.
Emine : Yakında düğünümüz var. En sonunda bir düğün.
Doktor baktıktan sonra şimdilik birşey gözükmüyor bazı testler yapacağız birşey çıkacağına sanmıyorum. Çıkmazsa yarın taburcu yaparız dedi ve gitti.
Yeliz : Bana ne oldu ben anlamadım.
O evde yangın çıktıktan sonra sen komaya girdin ve bir süredir uyuyorsun yelizciğim.
Yeliz : Ya oha ben uykuyu hiç sevmem ve bir süredir uyuyorum.
Birbirimize bakıp gülüştük.
Esra: Yeliz bize soracağın başka soru varmı.
Yeliz : Hazal Savaşla evlendin mi? Sakın evet deme yoksa tekrar uyurum.
Hayır sen uyma biz daha evlenmedik hem merak etme.
KAYAHAN YALISINA Kİ OLAYLAR :
Şule : Gülbahar hanım rahatsız ettiğim için özür dilerim birşey söyleyecektim.
Gülbahar : Söyle Şule ne oldu?
Şule : Hatice ile Mehmet birbirlerini
Gülbahar : Hadi Şule söyle artık.
Şule : Birbirlerini seviyorlar.
Gülbahar : Valla mı sen şunlara bak çiftekumrular iyi zaten yetimler ikiside akşam gelsinler Söz keselim.
Şule : Düğün de yaparsınız artık.
Gülbahar : Yok yapmayacağım tabiki git söyle onlara tüm masraflar bana ait zaten böyle bir şey lazımdı. Haftaya Yaparız düğünü.
Şule : Çok sevinecekler Allah sizden Razı olsun. Hanımım ben gidiyim de söyliyim.
Gülbahar : Dur bekle al bu paraları gidin Hatice ile elbise alın.
Şule : Tamam.
Esra : Yeliz ben gidiyorum.
Yeliz : Hadi görüşürüz. Hazal sende git zaten testler iyi çıktı yarın gelirsin.
Yok Yeliz ben ben gitmem yarına kadar burada kalırım.
Yeliz : Bu doktora diyelim şimdi çıkarsın zaten Akşam olacak.
Aynen ya ben gidiyim doktorla konuşup geliyim derken doktor geldi.
Yeliz : Doktor bey ben bugün çıkabilir- iyim? lütfen.
Doktor : Olmaz Yeliz bugün burada kalacaksın.
Doktor bey lütfen bugün çıksın Yeliz lütfen dedim ama Doktor Nuh diyor Peygamber demiyor. Daha önce yaptığımız bir test var onu görmemiz lazım sonra çıkabilirsiniz. diyor en son ikna olduk bugün burada kalacaktık. Doktor gitti.
Yeliz : Hazal hadi ayağa kalk kaçıyoruz.
Ne kaçması Yeliz olmaz öyle doktor ne dediyse o.
Yeliz : Sen otur ben gidiyorum bir gün daha kalamam burada.
Bende sinirlenmiş gibi yapıp.
Otur kız yerine aaa çakarım ağzının üstüne.
Yeliz : Tamam Hazal niye kızıyorsun daha yeni uyandım.
Şaka dedim şaka iyi senin dediğin olsun. Hadi kaçalım.
Yeliz : Bu hastane kıyafetleriyle çıkamam ki Hazal ne yapacağız?
Ben karşındaki dolaba Kıyafet koymuştum. Onları giy.
Yeliz kıyafetleri giydikten sonra ayağa kalktık kapıyı açtık ben koridoru kontrol ettim kimse yoktu hemen asansöre bindik. Aşağı indiğimizde asansörün kapısı açıldı ve tam karşımızda bir Hemşire ile konuşan bizim doktor ne yapacağımı şaşırdım Yeliz 'de öyle çantamda ki iki gözlüğü çıkardım gözlükleri taktık ve doktorun yanından geçtik. O sırada Doktor siz ikiniz dedi.
Yeliz : Duymamış gibi yap Hazal sakın arkanı dönme.
Bir hemşire seslendi bir yaralı var dedi. Doktor gitti.
Keşke biz yakalansaydık Yeliz de bir yaralı olmasaydı.
Yeliz : Aynen keşke Allah şifa versin.
Taksiye bindik ve Eve gidene kadar Tüm olayları anlattım sadece Yangının kimin çıkardığını söylemedim.
Aslıhan hanımın evindeki olaylar :
Gülbahar : Hadi hazırlanın bugün Hatice ile Mehmet'in sözü olacak hem Yeliz kızım da uyanmış bugün ne güzel haberler var.
Savaş: Aynen Babaanne.
Eve gelmiştik Yeliz şaşkınlıktan çıkmamıştı. O kadar olay olduktan sonra bende çıkamam. Eve geldik kapıyı tıktıkladık ama kimse açmadı tekrar tıktıkladık açan Savaştı bizi görünce bir şok geçirdi.
İçeri geçtik herkes giyinmiş Elbiseler vardı. Gülbahar hanımın üzerinde Bordo renkte diz altı bir elbise saçları topuz. Merdivenden Esra ile Aslıhan hanım indi. Aslıhan 'ın üzerinde Beyaz renkte bir Gömlek pantolon olarak beyaz bir pantolon ve beyaz Topuklu bir ayakkabı makyajı hafif ve At kuyruğu bir saç. Esra' nın üzerinde Siyah kısa bir elbise ama çok zarif duruyor. Sonra bize anlattılar. Şule teyze, Hatice, Emine, emine geldiler. Hatice çok güzel olmuştu Mor bir elbise uzun eteği yerlerde kol kısmında dantel, sırt bölgesi açık. Saçı kıvırcık bir topuz. Sonra Mehmet geldi çok şık bir Takım elbise giymişti. Biraz zaman geçti Hatice gelenek olan Türk kahvesi yapmaya gitti. Esra, Yeliz ve ben arkasından gittik.
Yeliz : Hatice tuzu getir. Tuz dökelim.
Esra : Aynen aynen dökelim. Hatta Karabiber de dökelim.
Oha Esra abartıyorsunuz.
Hatice : ya ama ben Mehmedime kıyamam.
Ya ne romantik. Kahveyi yaptık kahkahalar atarak. Kahvenin içerisinde Tuz ve Karabiber vardı. Hatice kahveyi verdi herkese dağıttı. Mehmet abi kahveyi yudumladı yüzü çok kötüydü. Gülbahar hanım gülümsedi ve konuşmaya başladı.
Gülbahar : Mehmet bizim oğlumuz. Allah'ın emri Peygamberin kavli ile Kızımız Hatice yi oğlumuz Mehmet'e isteriz.
Şule : Hatice ye sormalı Hanımım. Hatice ne diyorsun.
Hatice : Sen ne istersen Şule teyze.
Şule : İyi o zaman bende verdim gitti.
Herkes alkışlamaya başladı ve kulağıma bir fısıltı geldi
Savaş: İnşallah bize de sıra gelecek
Gülümsedim ve yüzükleri Gülbahar hanım taktı ve Kurdeleyi kesecekti ama Makas kesmiyor esprisi yaptı ve sonra kesti. Herkes yine alkışladı ve o sırada Mehmet öğürerek Lavaboya gitti Esra, Yeliz ve ben kahkaha atıyorduk.
1 hafta geçti biz kına gecesi yaptık oynadık. Savaş, Mehmet ve arkadaşları da bekarlığa veda partisi yaptı. Düğün günüydü. Gülbahar hanım sanki kendi ailesinden birisi evleniyor gibi herşeyi yaptı tüm sosyetiler oradaydı. Çok güzel bir yerdeydi kır düğünüydü. Çocuklar koşturuyor, paylançolar, hayvan kostümü giyen insanlar. Herkes çok şıktı. Ben Siyah uzun elbise giydim.
Mehmet ve Hatice geldi. Çok yakışıyorlar dı Hatice biraz kiloluydu ama çok tatlıydı gelinliği çok güzeldi. Dans ettiler sonra biz Savaş ve ben sonra davetliler. Sonra bol bol oynadık. Tam oturdum telefonum çalıyordu özel bir Numaraydı açtım. Dışarıya çıktım alo dedim ve hiç tanımadığım ve sesi çok tuhaf olan bir kişi bana şu cümleyi kurdu ;
" Geliyorum" Telefon kapandı. Neydi bu şimdi dedim içimden. İçeri girdim. Herkes masada oturuyordu çünkü Hatice ve Mehmet birlikte oyun havası oynuyorlardı. İçeri birisi girdi ve içeriye giren kişi yakışıklı kaslıydı. Gülbahar, Aslıhan ve Yeliz şaşkınlıkla ona bakıyordu ve Yeliz kulağıma fısıldadı bu gelenin kim oluğunu.
Gelen "..."

KANLI AYTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon