Masadan Eksiliyorlar Teker Teker Ve Yavaş Yavaş ...

26 7 0
                                    

KAYAHAN YALISINDA Kİ OLAYLAR :
Gülbahar : Şule, Emine, Hatice gelin buraya hemen.
Esra : Ne oluyor Babaanne.
Aslıhan: Aynen anne.
Gülbahar : Birisi bana hediye olarak mezar taşı hediye etmiş bana hazırlanan.
Esra : Oha!
Şule : Geldik Gülbahar hanım ne oldu?
Gülbahar : Bu hediyeyi veren kim? Kim getirdi? çabuk söyleyin.
Emine : Ben aldım Gülbahar hanım. Kapıya birisi geldi. Kim olduğunu bilmiyorum erkek idi Gülbahar hanım beni tanır dedi ve gitti. Adınız dedim bakmadı bile.
Gülbahar : Sen her hediye getireni bana mı getiriyorsun?
Emine : Yok hanımım bir daha olmayacak.
Gülbahar : Bu hediye içerisinde bomba olsaydı ne olacaktı. Bitti eşyalarını topla kovuldun.
Emine : Yapmayın lütfen nereye giderim ben. Ne yaparım lütfen kovamayın.
Gülbahar : Beni ilgilendirmiyor. Nereye gidiyorsan git.
Aslıhan :Nereye gitsin kız anne bu defalık affedin.
Gülbahar : Kararım kesin. Bu evden gidecek.
Şule : Kalk emine yerden hadi canım.
Emine: Bırak. Gülbahar hanım sizde vicdan kalmamış. Ne kadar kolay kovmak ya.
Gülbahar: Sen kime diyorsun karşında ben varım.
Emine : Görüyorum kim olduğunu vicdansız bir insan, kibirli, kendini en büyük sanan birisi ama unutmuşsunuz Gülbahar hanım senden büyük Allah var!
Şule : Kız sus.
Gülbahar : Bavulunu topla bu sözlerden sonra sana tehammülüm yok.
Emine : Ben de meraklı değilim giderim. İnşallah o mezar taşında yazdığı gibi hergün ölürsünüz.
Esra : Tamam Esra o sinirinden dedi sen de sinirlisin biz annemle konuşuruz ikna ederiz onu sen odana git.
Emine : Yok ben istemediğim yerde durmam. Ben şimdi odama gidip bavulumu toplayacağım.
ŞULE TEYZENİN EVİ:
Hatice : Emine dur nereye gideceksin. Ne yapacaksın.
Emine : Bırak beni.
Hatice : Kızım senin baban yok Annenin yanına mı gideceksin annen de Hatay da kalıyor ben sana para veriyim onunla git oraya.
Emine : Hatice sence ben Annemin yanına gidermiyim zaten oradan kaçtım sonra abilerim buraya gelip beni almak istediler de Gülbahar hanım ellerine üç kuruş para verip göndermedimi. Nasıl gidiyim bunları sen biliyorsun.
Hatice : orası doğruda nereye gideceksin?
Emine : Ben biliyorum nereye gideceğimi sen hiç merak etme. Hadi görüşürüz canım.
Hatice : İyi kendine iyi bak.
Savaşla eve geldik içeriye girdik heryer sessizdi Savaş koltuğa oturdu bende yanına o sırada Esra geldi.
Savaş: Herkes nerede kardeşim?
Esra : Şey nesıl desem Babanneme bir kendisine hazırlanan bir Mezar taşı geldi.
Savaş: Ne diyorsun sen babannem nerede?
Esra : Biraz önce Holdinge gitti. Birde Emineyi kovdu sorup sormadan bu hediyeyi getirdin diye sinirini ondan çıkardı. Emine de demediğini bırakmadı valla. Sonra gitti.
Ayağa kalktım Savaş nereye gidiyorsun dedi odama gidiyorum Sevgilim dedim merdivenlerden yukarı çıktım karşıma Yeliz çıktı.
Yeliz sana ne oldu çok dalgınsın arkadaşından geldiğinden beri.
Yeliz : Hazal benim sana söylemem gereken birşey var çok önemli.
Söyle Yeliz ne söyleyeceksin merak ettim bak şimdi.
Yeliz: Nasıl desem şey senle ilgili çok önemli.
Özlem: Yeliz bir dakika gelirmisin?
Yeliz: Geliyorum Özlem abla.
İlk önce ne diyeceksen söyle öyle git Yeliz.
Yeliz: Ben sana sonra söylerim önemli değil fazla.
Yeliz Özlem ablanın olduğu tarafa doğru gitti. Bende odama doğru gittim
GİZLİ YER :
Şahin: Tamam Emine sen işini yaptın artık burada çalışacaksın.
Emine : Tamam Şahin bey.
2 GÜN SONRA
Sabah yatağımdan kalktım Lavaboya girdim dişlerimi fırçaladım üstümü değiştirdim. Ve Aşağıya indim aşağıya indiğimde Gülbahar ve Aslıhan sessiz sessiz konuşuyorlardı benim geldiğimi görünce sustular.
Çalışanların Mutfaktaki olayları :
Şule: Emine Sen börekleri götür masaya, Hatice sende masayı düzenle al bu Tabakları.
Hatice : Tamam abla.
Aslıhan abla ne konuşuyorsunuz ben gelince sustunuz.
Aslıhan : Yok birşey seni ilgilendirmez.
Gülbahar : Tamam hemen tartışmaya başlamayın. Bakın kahvaltı hazırlandı.
Esra : Günaydın herkese.
Savaş: Benden de herkese Günaydın.
Gülbahar: Günaydın torunlarım.
Yeliz: Günaydın
Özlem: Günaydın.
Gülbahar : Günaydın herkese hadi başlayalım bu güzel kahvaltıya.
Hepbirlikte kahvaltıya başladık.
Gülbahar : Ne zamandır böyle güzel kahvaltı yapmıyorduk Şimdi güzel bir kahvaltı yapacağız.
Gülbahar hanım ın dediği gibi güzel bir kahvaltıydı. Esra tuzu uzatırmısın? dedim
Esra : Hazal kusura bakma ama uğraşıyorum uzamıyor.
Herkes Esra ya baktı sonra Herkes kahkaha atmaya başladı Aslıhan abla biraz gülümsedi ama sonra Kahkaha atmaya başladı bu esprinin nereden geldiği belli bir Yaprak dökümü esprisi o ailenin ilk ve son birlikte gülmeside denir inşallah bu ailemin de sonu öyle olmaz dedim iç sesimden ve kahvaltı yapmaya devam ettik biz gülerken kapı zili çalmış ama biz duymadık Hatice geldi haber verdi gelen Murattı. Haticenin yüzü solmuştu ne varsa artık.
Esra : Hoşgeldin Murat.
Murat : Hoşbulduk Esra. Bu sırada hepinize Günaydın.
Savaş: Gel Murat otur kahvaltı et.
Murat : Yok Savaş tokum ben Afiyet olsun.
Herkes kahvaltı etmeye devam etti. Gülbahar hanım ayağa kalktı.
Gülbahar : Gel bakalım Murat bahçeye çıkalım biraz konuşalım.
Gülbahar hanım Muratı da aldı ve bahçeye çıktılar.
Gülbahar : Nasıl kurtuldun bilmiyorum ama git buradan Murat.
Murat : Gülbahar hanım ben öyle düşünmüyorum. Hem ben Esra ile sevgiliyim gidemem.
Gülbahar : Senin niye Torununun yanında olduğun belli İstediğin kadar para iste sana hepsini veriyim zengin ol yurtdışına git yepyeni bir hayat kur.
Murat : Gülbahar hanım unuttuğunuz birşey var.
Gülbahar : Nedir o?
Murat : Esra sizin torununuz değil.
Gülbahar : Şimdi anladım.
Murat: Neyi?
Gülbahar : hiç değişmemişsin. Ne biliyim belki hafıza kaybı yaşamışındır demiştim o yüzden buraya gelmişindir demiştim ama cesaretliymişin.
Murat : Ben her zaman cesaretliydim Gülbahar hanım.
Gülbahar: Burada kalmak istiyorsan bildiğin herşeyi unutacaksın yok eğer hayır dersen geçmişi hatırla bukez sağ kalmassın ellerimle alırım canını.
Murat : Yaparsınız bilirim. Sakın denemeyin bence Allah'ın taktiri vaktim gelirse Ölürüm ama ondan sonrasını siz düşünün sizi öyle bir felaket baklitor ki sizin kıyametiniz kopar.
Gülbahar : Bana kimse birşey yapamaz. Kim olursa olsun hiçbir şey yapamaz.
Murat : İyi o zaman alın bu silahı öldürün beni bakalım ne olacak bundan sonra.
Gülbahar : Murat bir gören olacak indir şu silahı.
Murat: Şuan ben kendimi öldürsem siz ne yaparsanız yapın senden bilecek herşeyi ve kıyametini koparacak.
Gülbahar : Kim? Kim?
Murat: Kimse. Şimdi ben Esranın sevgilimin yanına gideceğim ve Bugün Esra ile uzun bir gün geçireceğiz Gülbahar hanım görüşürüz.
Murat: Esra sevgilim hadi hazırlan gidelim biraz gezelim.
Esra: aynen Anne biz gidebilirmiyiz?
Aslıhan: Hayır kızım.
Esra: Niye Anne?
Aslıhan: Ben sana söylemedim mi şey bugün Alışverişe gidelim diyecektim.
Esra : Yarın gidelim.
Aslıhan : Hayır Esra.
Gülbahar: Ne zaman benden İzin almamaya başladın Esra torunum.
Esra: Özür dilerim Babanne sen izin veriyormusun?
Gülbahar: izin veriyorum. Ama annenden de abimden de izin al öyle. Siz bir ailesiniz biz bir aileyiz kimsesiz değiliz.
Laf direk bana geliyordu yani bana kimsesiz demişti. Bana Hazal Badem e geliyordu. Bende artık bu ailede ait olduğumu hissetmiştim tüm kötülüklere rağmen.
Savaş: Evet biz aileyiz ama her an herşey olabilir Babanne ama bu kimsesiz olmayan anlamına gelmez. Bu lafın kime gittiği belli niye bilmiyorum neden olduğunu da bilmiyorum ama sizi uyarıyorum Bir daha olmasın.
Gülbahar: Savaş torunum siz yanlış anladınız ben bir gönderme yapmadım yani Hazal'a.
Yaptınız Gülbahar hanım dedim ağlayarak ne yaptığımı bilmiyorum ama yaptınız ama şunu bilin ben kimsesiz değilim bir Annem var benim için canını verecek, bir Babam var benim herşeyi yapacak herşeyi verecek benim bir kardeşim var onu bulacağım bir gün. Ben kimsesiz değilim evet Annem, Babam dünyada değil ama Kardeşim var ve bulacağım.
Yeliz: Aynen bir kardeşi var ve bulacak.
Gülbahar: Bakın ben sana birşey demedim Hazal yanlış anladın.
Ben anlayacağımı anladım bende sizi tüm kötülüklere rağmen affetmiştim kimseye söylemeyecektim. dedim herkes bana bakıyordu arkamı döndüm odama çıkacaktım Savaş arkamdan koştu kolumu tutu.
Savaş: Hazal sevgilim sen neyi söylemedin bizlere.
Ne olacak Savaş ben Beni öldürmek için evimi yaktığını bile kimseye söylemedim. Ne dediğimi bilmiyordum ve çok büyük bir pot kırdım.
Savaş: Ne dedin sen Hazal tekrar söyle. Kulaklarım yanlış duymuş olsun.
Söyledim işte beni Öldürmek isteyen ama o evde torunu ve Yeliz vardı benden kurtulamadı ama.
Esra: Babaanne sen nasıl...
Gülbahar: Torunum bak beni dinle ilk önce.
Esra: Dokunma bana senden nefret ediyorum. Ben şimdi Murarla gidiyorum kimse gelmesin arkamdan.
Aslıhan: Esra dur kızım. Esra aaa..
Savaş: Sen bu kadar mı kötüsün Babaanne bu kadarmı vicdanın kalmadı bu kadar mı taş kalpliydin Babaanne bir insani diri diri, cayır cayır yakacaksın peki neden neden!
Gülbahar: Savaş bak dinle torunum Hazal Cihan ve Özlemi yakalamıştı herşeyi biliyordu Özlem yanıma geldi yardım istedi ne yapacağımı bilmiyordum psikolojim bozuktu anla beni.
Savaş: Hazal sana kim söyledi.
Savaş çok uzadı bu konu bitsin lütfen.
Savaş: Sana kim dedim!
Beni korkutuyorsun Savaş bu sinirle birisine zarar vermeden korkuyorum sakin ol bana söyleyen Emineydi onları görmüş Ahmet ve Gülbahar hanımı evi yakmışlar ben varım zannetmiş o yüzden.
Savaş: Bu neyi değiştirir Hazal neyi ikiside aynı değilmi. Tamam bitti artık biz burada kalamayız. Hazal topla eşyalarını gidiyoruz ben burada kalamam.
Aslıhan: Oğlum nereye gideceksiniz bu saate bakın sakin kafayla düşünün sonra.
Savaş: Sonrası yok biz benim kardeşimi arkadaşımı ve En değelimi Sevgilimi öldürmeye çalışan birisinin yanında kalamam Anne. Hadi Hazal sen topla eşyalarını. Ben bahçedeyim.
Çalışanların Mutfaktaki olayları:
Şule: Kavga kıyamet koptu valla ne güzel kahvaltı ediyorlardı ne zaman kavga etmeye başladınız.
Mehmet : He Valla Şule teyzem bunlarda yemin ederim ne yapacaklarını bilmiyorlar o yüzden.
Şule : Hep ekşın ekşın.
Mehmet: Çok yaşa Şule teyzem.
Şule: Mehmet ben hapşurmadım ki.
Mehmet : Hapşırma sesi geldi.
Şule : Güliyim bari ah benim safım ekşın dedim ekşın yani hep olay kavga anlamına geliyor.
Mehmet : Nereden buluyorlar bu kelimeleri.
Şule: Hatice kızım sen neredeydin?
Mehmet: Aynen karıcığım neredeydin?
Hatice: Yok birşey ayy bana birşeyler oluyor başım dönüyor.
Mehmet: Hatice, Hatice
Şule : Mehmet koş Gülbahar hanımlara haber ver kız bayıldı hemen.
Mehmet: Tamam teyze hemen.

Bavulumu toparlamıştım merdivenlerden indim.
Yeliz: Ben burada kalmam Hazal ben ne yapacağım.
Sende gel Yeliz. Biz sana konum atarız gelirsin tamam mı?
Yeliz : Tamam Yeliz.
Mehmet : Gülbahar hanım, Gülbahar hanım.
Gülbahar : Ne oldu Mehmet.
Mehmet: Hatice bayıldı yardım edin Hanımım.
Herkes mutfağa gitti Savaş haticeyi kucağına aldı arabaya bindirdi bende yanına bindim Şule teyzede Haticenin yanına.
Hastaneye geldik arkadan da Gülbahar, Mehmet, Aslıhan geldiler Özlem abla da geldi. Haticeyi içeriye aldılar bizde dışarıya çıktık.
Biraz zaman geçti ama o sırada Gülbahar hanım birisiyle konuştu ve kapattı.
Doktor dışarıya çıktı herkes toplandı ve herkes doktorun ağzından çıkacak kötü birşey demesin diye bakıyorduk.
Mehmet: Ne oldu doktor bey.
Doktor: Hiç birşey yok hanımefendinin hatta size Mutlu bir haberim var Mehmet bey Hatice hanım hamile.
Herkesi bir gülümseme bulmuştu Mehmet abi ise haberi duyar duymaz bize döndü baktı Ben baba mı oluyorum şimdi dedi bizde Evet diye bağırdık ve tekrar biz baktı ve bayıldı.
Onuda götürdüler zaman geçti biz arabaya bindik Savaş otele götürdü bizi kredi kartı verdi ama kredi kartı kapanmıştı başka da verdi ama hiçbiri olmadı para versek boşa gidecekti en fazla 1-2 gün kalabilirdik.
Benim aklıma başka birşey geldi ve şimdi oraya gidiyorduk.
Esra ve Murat'ın Gezdiği yer:
Murat: Esra çok içtin yeter bu kadar bak sarhoş oldun.
Esra: Yaa bırak beni ben içmek istiyorum murat.
Murat: Esra benim sana söylemem gereken çok önemli gereken birşey var dinle beni.
Esra: Dinliyorum Murat ne var murat.
Murat: Esra sen Hazal ile kardeşsin.
Esra: Murat tut beni uykum geldi.
Murat : Ah be asra tam söyledin uyacağın tuttu.
Evet Savaş ile geldik geldiğimiz yer benim yaşadığım büyüdüğüm yerdi Ayşe teyzemin eviydi. Kayahanların yalısından, masasından eksiliyordu teker teker, yavaş yavaş koskoca KAYAHANLAR!

KANLI AYWhere stories live. Discover now