Sesimi duymazsan beni tanımazsın, değil mi?

22.2K 2.5K 3.1K
                                    

Selam uzun bir aradan sonra ben geldim... Bu hikayemi yazarken, cidden çok fazla bunalımda olmam gerektiğini anladım djsndjsks çünkü başka türlü yazamıyorum denedim gördüm. Bir de pek içime sinmedi geçiş bölümü gibi düşünün. Daha fazla da uzatmak istemiyorum, tadı kaçmadan Opia'mı alıp veda edeyim sizlere :') Yorumlarınızı eksik etmeyin umarım unutmamışsınızdır Opia'yı üzülürüm :(
Keyifli okumalar.

***

Ölüm insanın başına gelebilecek en muazzam şeydi. Ölüm her zaman kaçmak ya da yok olmak değildi. Bir bakışa, bir gülüşe, birinin kalbinizdeki duruşuna, defalarca kez ölebilirdiniz. Ölmüştüm binlerce, hatta milyonlarca kez ölmüştüm. O bir kere kesişmeyen bakışlarımız yüzünden ölmüştüm. Ölüm her insanın kaçamayacağı bir gerçekti ve biliyordum ölümden kaçamazdım. Kim Taehyung'un her bir zerresine bu kadar ölürken, ölüme yüz çeviremezdim. Onu ilk gördüğüm yerde pembe şapkasıyla soğuktan üşümüş burnuyla, ayaklarını sallayışına bıraktım ben kendimi. İlk kez orada ölmüştüm ona sonra başım dizlerine düştüğünde, huzura kavuşmuştum. Şimdi başımı öne doğru iterken, başım dizlerine düşüyor gibi atmıştım kendimi o soğuk sulara.

Ulaşamamıştım.

Ona dokunduğum elim biri tarafından tutulmuştu. Kendimi, içimdeki acıyı hissetmediğim anlardan birindeydim. Çaba yoktu kurtulma isteğim yoktu boşlukta sallanıyordum. Beni çekip çıkarmıştı oradan. Yüzüne bakamadan yanağıma yediğim yumrukla yere çakılmıştım. "Siktir." demişti öfkeyle. "Siktir. Siktir. Siktir. Sen bunu nasıl yaparsın?" hiçbir söylenileni algılayamıyordum. Beynim akmış gitmişti sanki. Bomboş bakıyordum, küçücük bir şey bile hissetmiyordum. "Bana bak Jungkook. Yüzüme bak." demişti bakamıyordum. Gücüm yoktu. Kafamı kaldırmak değil konuşacak gücüm yoktu. Parmakları çenemi sertçe kavrayınca yüzüne bakmak zorunda kalmıştım.

"Korkak." demişti. "Her zaman bu kadar korkaktın ama şimdi hem korkak hem aptalsın." demişti yüzüne bakmama artık gerek yoktu kim olduğunu biliyordum. "Hep ölmemi istememiş miydin? Ölecektim, istediğin olacaktı. Neden beni engelledin?" demiştim konuşmakta güçlük çekiyordum beni bu rüzgar boğuyordu. Başaramamıştım hala nefes alabiliyordum. Buna nefes almak denmezdi. Nefes almak benim canımı yakıyordu. Dikenler batıyordu boğazıma. Parçalayarak ciğerlerime iniyordu. Bu acıyı dindirmenin bir yolu yoktu. "Sen öldün zaten Jungkook." dedi. "Kaç defa daha ölebilirsin ki?" susmuştum nefes alamıyordum ölmek istiyordum bedenim kimse tarafından bulunmasın sonsuza kadar sürükleneyim istiyordum.

"Neden engel oldun bana? Neden izin vermedin?" demiştim bağırarak yine yapacaktım asla kendimi öldürmekten vazgeçmeyecektim. Onda ölemiyorsam böyle ölecektim. "Yaşamanı istiyorum. Bu acıyla nasıl çırpındığını görmek istiyorum." demişti dudaklarım kıvrılmıştı söylediğine. "Vazgeçmeyeceğimi en iyi sen bilirsin." demiştim karşımda diz çökmüş bir şekilde otururken yaklaştı bana. Kulağıma fısıldadı. "Ensendeyim kuzen." dedi. "Ölmene asla izin vermeyeceğim." başımı kaldırıp yüzüne bakmıştım boş bakışlarla. "Beni öldür." demiştim. "Bunu sen yap. En azından birimizin içi soğur, yalvarırım beni öldür." demiştim sadece bir anlık o gözlerinden yumuşacık bir ifade geçmişti fakat silinmesi anlıktı.

"Jungkook... oyun bitti." demişti. "Sen öldün, oyun bitti." yakasına yapışmıştım öfkeyle. "Onun yanına bile yaklaşırsan..." demiştim dişlerimin arasından konuşuyordum. "Onun yanından geliyorum." demişti. "Beni bir daha görmek istemiyormuş. Sanki görebiliyor da." onunla alay etmesinden nefret ediyordum. Susturmuştum onu hemen. Birbirimize nefretimizi kusmuştuk o an. Dikkatimizi dağıtan Yoongi'nin bana doğru koşarak gelmesi olmuştu. "Tanrım... yaşıyorsun. Jimin... o beni arayınca yaptın sandım. Nasıl yaparsın bunu? Nasıl kurtuldun?" demişti cevap verecek halim yoktu. Çok fazla güçsüz hissediyordum kendimi. "Jimin kurtardı, buna kurtarmak denirse tabi." diyebilmiştim sadece. Jimin yanımızdan gitmek üzereyken Yoongi izin vermedi ona. Sıkıca sarıldı gözlerimin önünde ona.

opia | taekookWhere stories live. Discover now