eight

1.1K 112 49
                                    

Sabah kalktığımda yanımda Zayn yoktu. Yataktan hızlı hızlı kalktım ve elime temiz tişörtüm ile eşofmanımı aldım. Odadan koşarak çıkıp banyoya girdim.

Sabahın köründe sıcacık bir duş iyi gelecekti. Suyu en kaynar dereceye getirdim ve küveti doldurdum. Yine hızlı hızlı kıyafetlerimden kurtuldum ve sicak suyun altına bedenimi bıraktım

Kendimi yıkarken bir yandan da düşünüyordum. Acaba Zayn bugün bana nasıl davranacaktı? Louis eve gelecek miydi? Ya Zayn bana zarar verirse?

Düşünceleri kafamdan atıp, temizlendiğimden emin olduktan sonra duştan çıktım ve üzerimi giyindim.

İşlerimi bitirdikten sonra banyodan çıktım ve alt kata indim. Hava çok soğuktu ve salondan odun çıtırtısı sesleri geliyordu. Şömine yanıyor demek için bir işaretti bu. Koşarak salona girdiğimde Zayn koltukta uyuyordu.

Onu umursamayarak şöminenin önüne oturdum ve gözlerimi kapattım. Sıcak... o kadar iyi hissettiriyordu ki. Uzun ve rahat bir uyku uyumuştum, sabah uykumu alınca kalkmıştım, sıcak bir duş almıştım, temiz kıyafetler giymiştim ve şöminenin önüne oturmuştum. birazdan da kahvaltı edecektim. Bundan daha güzel bir sabah düşünülemez. Tabii bu evin içinde her an darp edilme, taciz edilme veya öldürülme gibi ihtimallerim olsa da, yine de bundan daha güzel bir sabah düşünülemez.

Gülümseyerek oturduğum yerde bağdaş kurdum. Kahvaltı etmek istiyordum ama oturduğum yerde çok mutluydum. Keyifle, hafif hafif bir şarkı mırıldanmaya başladım.

"I hopped off the plane at LAX with a dream and my cardigan
Los Angeles Havaalanı'ndan uçağa bindim, yanımda bir hayal ve ceketimle

Welcome to the land of fame excess am i gonna fit in?
Ünlülerin çok olduğu bu yere hoşgeldiniz, ben de uyum sağlayabilecek miyim?

Jumped in the cab, here I am for the first time
Bir taksiye atladım, işte buradaki ilk anım

Look to my right and I see the Hollywood sign
Sağıma bakıyorum ve Hollywood yazısını görüyorum

This is all so crazy, everybody seems so famous
Tüm bunlar çok çılgınca, sanki herkes ünlüymüş gibi gözüküyor

My tummy's turnin' and I'm feelin' kinda homesick
Midem bulanıyor ve biraz evimi özlüyorum

Too much pressure and I'm nervous
Çok fazla baskı var ve ben gerginim

That's when the taxi man turned on the radio
Tam bu sırada taksici radyoyu açıyor

And the Jay-Z song was on
Ve bir Jay-Z şarkısı çalıyor

And the Jay-Z song was on
Ve bir Jay-Z şarkısı çalıyor

And the Jay-Z song was on
Ve bir Jay-Z şarkısı çalıyor

So I put my hands up, they're playin' my song
Ellerimi havaya kaldırıyorum, benim şarkım çalıyor

The butterflies fly away, I'm noddin' my head like "Yeah!" Movin' my hips like "Yeah!"
Kelebekler uçuşuyor, kafamı "Evet!" der gibi sallıyorum Kalçalarımı "Evet!" der gibi oynatıyorum

Got my hands up, they're playin' my song I know I'm gonna be okay
Ellerim havada, benim şarkımı çalıyorlar, Biliyorum ki iyi olacağım

Yeah! It's a party in the USA!
Evet, bu Amerika'da bir parti!

Yeah! It's a party in the USA!
Evet, bu Amerika'da bir parti! "

"O şarkı biraz eski değil mi?" Duyduğum boğuk sesle arkamı döndüm. Zayn'in burada olduğunu bile unutmuştum. "Seni... rahatsız ettiysem yani uyandırdıysam, özür dilerim." Dedim. Bana kızmasını istemiyordum.
"Hayır, sorun değil. Yeteri kadar uyudum zaten."

Yavaşça ayağa kalktı ve gerinerek esnedi. Daha sonra büyük adımlarıyla yanıma geldi ve oturdu. Eli, boynumda dün bıraktığı iz üzerinde gezindi. "Asıl ben özür dilerim."

Gözlerindeki ifade gerçekten pişmanlıktı. Gerçekten.

Dolu dolu bakıyordu bana. Sanki af dileniyor gibi fakat buna ihtiyacı yoktu. Ben onun tutsağıydım, bana istediğini yapardı. Ama o şimdi gelmiş benden özür diliyordu.

O anda bir şeyleri fark etmeye başladım. Zayn'in ruhsal problemleri vardı ve hafife alınacak derecede değildi. Sinirliyken gözü hiçbir şey görmüyordu. Her şeyi yapabilecek kapasitede oluyordu. En yakın arkadaşını öldüresiye dövebilecek, beni öpebilecek ya da birini gerçekten öldürebilecek kadar. Ki böyle zamanlarda onun yanında korkmuş ve haddinden fazla tedirgin oluyordunuz eğer benim gibiyseniz.

Benim gibi değilseniz siz de çok sinirlenirdiniz fakat yine de ondan korkardınız.
Fakat sinirleri yatıştığında -ki bu genelde bir sonra ki sabah oluyor- ise yaptığı her pislikten pişman oluyor. Kendini affettiriyor. Daha sonra ise hayatınıza görebileceğiniz eğlenceli, çekici, düşünceli, zeki ve kafa dengi insan oluyor. Onunla geçirdiğiniz her saniyeden keyif alıyordunuz. Ona sanki bütün sırlarınızı verebilecek , kendinizi, ruhunuzu, kalbinizi, her şeyinizi ona emanet edebilecek gibi hissediyordunuz.

Fakat sonra yine sinirleniyor. Ve her şey başa sarıyor.

Tedaviye ihtiyacı var.

"Amacım sana zorla dokunmak değildi. Dün gece gerçekten kendimi kontrol edemiyordum. Seni korkuttuysam özür dilerim. Affet beni ve benden korkma." Yutkundum. Sadece ela gözlerine bakıyordum. Öyle güzellerdi ki ona daha ve daha fazla yakın olmak istiyordunuz.

"Sorun değil, gerçekten. Kendini üzme. Ben unuttum bile." Dedim hafifçe gülümseyerek. O da bana hafif bir gülümseme ile karşılık verdi.

The Witness | Ziam Mayne Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin