3.BÖLÜM: BELİRSİZLİK

173 72 162
                                    


Bir terazideydi kalbim ve mantığım. Bir filmin ikinci fragmanını çekiyormuş gibiydi düşüncelerim. İlki, umut ışığı gören gözlerim mutlu sona kavuşuyor. İkincisi anın en özel sahnesinde birileri çıka geliyor ve bam! Mutsuz son!

İşte bu ikinci fragmandı. Çünkü her an bir şeyler olacağı için tedirginim ve nasıl tepki vereceğimi inan bilmiyordum.

Sadece, korkuyordum.

"Milena, ya tersle ya da uzaklaş, seçim senin!"

Korktuklarımın bir bir başıma gelmesi, bu hastalıklı dünyamda tek sıkıntım ve şansızlığımdı.

Yapmam gereken tek bir şey vardı.

'Umursamıyorum Hilda, endişelenme ve müdahale etme!' diye düşüncelerimi içimde paylaştım.

Karşımda ki genç, beklenti dolu bakıyordu. Ah, biraz daha gözlerine bakarsam Hilda'nın kucağına bayılacakmışım gibi endişe içerisindeydim. Okyanusvari gözlerin bana iyi gelmediğine kanaat getirmiş bulunuyoruz...

Sorduğu soruyu umursamamaya çalışarak "Neden buradasın?" dedim soğukluğumdan taviz vermeden.

Güneş ışınları gözlerime vuruyorken, onun ne iri ne de zayıf bedeni bunu engelliyor tam karşımda bana bakıyordu.

"Sana bir soru sordum?"

"Bende sana sordum!"

"Ama soruma soruyla karşılık verdin" dedi herşeye rağmen sesi normal ve düz ifadesiyle.

Kimi olur, kızardı aniden patlardı fakat karşımdaki genç, sakinliği ile başa çıkabiliyordu.

Kimsenin kalbini kırma, ne kadar uzaklaşman gerektiğini bilsen de, kırma.

Sol tarafımda çarpınan Ritim bu sözlerin ritmiydi. Kırma Milana git ve uzaklaş.

"İstemiyorum" dedim dik omuzlarım ile güçlü olduğumu kanıtlamak istercesine.

Bilmiyordu ki kalbim niye böyle çarpıyor? Çünkü bende bilmiyorum! Anlam vermemek buydu galiba. Çaresiz hissediyordum.

Bu bir belirsizlikti... Ne istenildiğini bilmediğin gibi kocaman bir gelgitli düşüncelerin belirsizliği.

"Sen bilirsin, ben her salıncakta oturan kızı sallamam, çok şey kaçırırsın" dedi ve bir adım daha attı bana. Yutkundum. Kendine gel Milena, soğuk kanlısın sen! Yüz verme kimseye, hele karşındakine!

"Neden Yunan imparatorumusun sen?!" dedim anlık bir öfkeyle. Hayır gözlerim durmuyordu bari dilim dursaydı ama nerede? Vallahi çaresiz hissediyordum.

Tebessüm etti. Gözleri kısıldı ve Ela gözlerime dikkatle baktı. Yutkundum hafifçe. Gitmem gerekiyordu ama gidemiyorum. Oturduğum salıncağa bir nevi yapışmış gibi hissediyordum ama kalkmasını da bilirdim.

"İmparatorluk ne alaka anlam veremedim ama" dedi ve bir adım daha attı ve aramızda ki mesafeyi kapattı. "Senin için bir gemi olabilir" durdu ve gözlerime odaklandı. "O geminin de kaptanı olabilirim" durdu ve Ela gözlerime, ne açık ne kapalı olan mavi gözleri ile güzel çok güzel baktı. "Yörüngeyi ben, hedefi ben belirlerim" o an ikimizi de yutkunduk. "Ve istediğim yerde istediğim sonucu elde edebilirim"

Anın verdiği yaklaşımla hem sözlerinin etkisiyle hemde onun fark edemeyeceği şaşkınlıkla gözlerinde olan gözlerim bir an yüz hatlarına kaydı. Çok rahattı ve şuana kadar gözlemlediğim kanıya vararak kendime itiraf ediyorum ki; Bu hayatımda kimseye güvenemez, bir cümlesine tebessüm dahi edemezdim.

LİYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin