16.BÖLÜM: GECE MAVİSİ GÜL

84 49 67
                                    


Yazar anlatımıyla;

Beyaz, parlak zemine sert adımlar atarak öfkeyle ve karmakarışık düşünceleriyle asansöre doğru adımlıyordu. O bir babaydı, iyi miydi kötü müydü kimse anlayamamıştı. Kendisi ise tek bir doğruyu biliyordu, o da her babanın evladını koruması ve yükseklere yüceltmesiydi. Oğlu için iyisini istemişti, hep daha iyisini hak ettiğini düşünmüştü.

Bundan yıllar önce, yaklaşık beş yıl olmuştur diye geçirdi düşüncelerinden. Oğlum, ellerimden evimizden kaçıp gitti diye düşündü ve yapmak istediği şeyden rahatsızlık duymamaya çalıştı.

Bindiği ve bir dakika sonra aşağı, on dördüncü katta duran asansörden indi. Bilişim ağ sistem odasına doğru düz koridorda ilerlerken, düşüncelerini bir kez daha içinden kontrol ediyordu. Herşey oğlum için… Evine dönebilmesi için…

Bilişim odasına adım attığında gözleri odanın her yerinde tam bir tur döndü dolaştı. Görünüldüğü gibi yoğun olan bilişimciler, durmaksızın çalıştığını gördü. Sert bir şekilde, elleri ön ceplerinde ileri doğru, tek bir masaya adımladı. Özel ve kişisel meselelerinde çoğunlukla Ajan Darika üstleniyodu.

“Kolay gelsin Darika” diye konuşmasına giriş yaptı. Kumral saçlı kız, odaklandığı bilgisayarından bakışlarını çekti ve sesin geldiği yöne, bakışlarını yukarıya kaldırdı. Gözünden düşmeyen fakat düşecekmiş gibi olan gözlüğünü yukarıya ittirdi ve patronuna karşılık verdi. “Teşekkür ederim efendim.” Yine ne isteyeceğini düşünmüştü. Yoksa beklediği an mı gelmişti?

“Batıkan yanına geldi değil mi?” dediğinde Darika ne cevap vereceğini bilemedi. Babasına karşı Batıkanı oyuncak oynar gibi hissediyordu ve bu duruma çok üzülüyordu. “Evet efendim” dedi sesindeki gizli üzüntülü ifadeyle.

“Kayıp bir kızı bulman için gelmişti değil mi?” dedi patronu. Genç ajan sertçe yutkundu fakat, içindeki üzüntü negatif hissetmesini sağlıyordu. Fakat bir ajan olma yolunda ilerlerken, duygusuz olmayı ona aşılamıştı. Ama konu o olduğunda, duygularını zor hakim oluyordu. “Kısmen, kaçırıldığını ve bir Yat’ın adresini istemişti” dedi fakat çok ayrıntıya girmemeye karar verdi. “Ona istediğini verdim ve gitti”

‘Demek Milena kaçırıldığı içindi bunca tantana’ diye düşündü.

“Her neyse, şimdi senden tek bir şey istiyorum. Milenanın hayatı, öz geçmişi, ailesi ve şimdiki hayatı. Her şeyini Darika, bir ya da iki gün sonra e-mail dosyamda görmek istiyorum. Anlaştık mı?”

Batıkanın ona, o gece söyledikleri geldi aklına ve belli belirsiz yutkundu. Şimdi ise Burak Atasoy ondan o kızı araştırmasını istiyordu. Ne yapması gerektiğini ilk defa bilmediğini hissetti. Buna rağmen geçiştirir gibi kafasını sallayarak Burak Atasoy'u onayladı. “Peki efendim”

Burak Atasoy arkasına dönüp odadan çıkarken düşünceliydi. Kendi kendine mırıldanmadan edemedi, “Oğlum ile tüm bağlarını keseceğim, önce geçmişini öğrenmeliyim ardından tamamen oğlumu ondan kurtarmalıyım” diye söylendi. Kırk beş yaşında, fazla kurnaz ve para gözdü. Bunun için oğlunu kendi yörüngesine çevirmesi lazımdı. Son bir şey düşündü ve işkolik işine döndü. “Biri kapıma gelse, o kızı istiyorum dese… Seve seve yardım ederdim.”

Darika, başı eğik elleri başında kara kara düşünüyordu. “Yere düşmüş ve kaldırılmış bir kız?” diye mırıltı döküldü dudaklarından. “Önce kendim araştırmalıyım, ama? ” diye düşündü ve yüzünü buruşturarak söylendi. “Batıkanı aramalıyım değil mi? Of, ondan bunu saklamamalıyım değil mi?” dediğinde tam bir ikilemenin içindeydi. O an, Batıkanın ona sarf ettiği kelimeler aklına geldi.

LİYAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin