Senden Hoşlanıyor.

4.4K 300 434
                                    

Son sınavımdan çıkıp arabama bindim. Emniyet kemerini takıp arabayı çalıştırdım. Diğer taraftaki kapı açıldığında kaşlarımı çatıp kim olduğuna baktım.

"Harry beni de kafeye bırakır mısın? Çok geç kaldım." oflayarak kafamı salladım. Yanıma oturup kemerini taktı. Arabayı Elena'nın çalıştığı kafeye doğru hareket ettirdim.  "Sınavın nasıldı?"

"İyi."

"Sadece iyi mi?" göz ucuyla baktım.

"Başka ne olabilirdi?"

"Neden böylesin ki?" derin bir nefes verdim.

"Nasılım?"

"Soğuk." ona cevap verecekken yol kenarında yürüyen Louis'yi gördüm. Arabayı yanında durdurduğumda kafasını bana çevirdi.

"Gelsene Louis."

"Yürümek istiyorum." deyip gülümsemeye çalıştı.

"Hadi gel lütfen. Sonra yine yürürsün." kafasını sallayıp arka kapıya ilerledi. "Elena arkaya geç."

"Pardon?"

"Arkaya geç dedim. Neyini anlamıyorsun?" gözlerini devirip arabadan indi. Louis kaşlarını çatarak bana baktı. Ön koltuğu işaret ettiğimde o da gözlerini devirip yanıma oturdu. Emniyet kemerini taktım.

"Ben geç kaldım diyorum sen hala bakıcılık peşindesin." ters ters Elena'ya bakıp arabayı çalıştırdım. Olabildiğince hızlı sürüp kafenin önünde durdum. "Teşekkür ederim." deyip bana yaklaştığında elimi havaya kaldırdım.

"Sakın beni o iğrenç rujlu dudaklarınla öpme." tekrar gözlerini devirip arabadan indi.

"Bu kadar kaba olmak zorunda değilsin." Louis'ye bakıp omuz silktim.

"Ondan hoşlanmıyorum." arabayı çalıştırıp hızımı çok artırmadan yola çıktım. "Sen erken mi çıktın bugün?"

"Evet."

"Neden?"

"Yok bir şey." ona baktım. Dışarıyı izliyordu. "Sen bugün niye yavaş gidiyorsun?" Kırmızı ışıkta durup ona baktım.

"Hızlı gittiğimde geriliyorsun." kafasını bana çevirdi.

"Bunu nereden çıkardın?"

"Hızlı sürdüğüm zaman ya yumruğunu sıkıyorsun ya da koltuğun kenarını." kaşlarını havaya kaldırıp şaşkınca bana baktı. "Niye öyle bakıyorsun? Farkında değil miydin?"

"Sen bunu nasıl fark ettin?"

"Ben fark ederim." deyip gülümsedim. "Kahve içelim mi?"

"İstemem." göz devirme isteğimi bastırdım. Tam olarak iki haftadır onu öptüğüm için trip yiyordum.

"Sen bilirsin. Ben kendime kahve içecek başka birisini bulurum."

"İyi, git bul. Beni burada bırak. Kendim giderim eve." sesinin sinirli çıkmasını engelleyemedi. Gülmemek için dudağımın içini ısırdım.

"Ev zaten şurası. Bende üzerimi değiştiririm."

"Ne yaparsan yap." kollarını göğsünde birleştirip yolu izlemeye devam etti. Evin önüne geldiğimizde arabayı durdurur durdurmaz arabadan indi. Arkasından yavaşça ilerleyip salona girdim. Edrick'e selam verip Louis'nin nerede olduğunu sordum. Odayı işaret ettiğinde kafamı sallayıp gülümsedim. Odaya girdiğimde Louis dolabı karıştırıyordu.

"Ne arıyorsun?"

"Beyaz tişörtümü."

"Orada bir sürü beyaz tişört var." Bana bakıp gözlerini devirdi. Bir gün göz devirirken gözleri çıkacak diye korkuyorum.

Tiny | Larry Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin