Pasta

3.1K 227 251
                                    

"İyi misin?" burnunu çekip bana gülümsedi.

"İyiyim, merak etme." baş parmağımı sol elmacık kemiğinde gezdirdim.

"Eğer istersen evimize dönebiliriz."

"Hayır, daha Tobby için pasta yapacağım, unuttun mu?" gülümseyip alnını öptüm. Annesiyle konuşmuş ve tartışmışlardı. "Gidelim mi? Baban beni gördüğünde yine çok sevinecek." kahkaha atıp ayağa kalktım.

"Gel bakalım. Onu öyle rahatsız görmek hoşuma gidiyor."

"Jane'in sana öyle yakın olmaya çalışması da beni rahatsız ediyor." onu kollarımın arasında sıkıştırıp yürümeye devam ettim.

"Jane daha çocuk bebeğim, kendince bizi mutlu etmeye çalışıyor."

"Bizi değil, seni mutlu etmeye çalışıyor." gülümseyip arabanın kapısını açtım. Arabaya binip hareket ettirdim.

"Sen kıskanıyor musun?"

"Evet." deyip omuz silktiğinde şaşkınca ona baktım. İlk defa kıskandığını tek seferde kabul etti. "Yola bak Harry. Neden şaşırıyorsun ki? Kıskandığımı saklayacak değilim." evin önünde durup onu kendime çektim yanaklarını ısırıp öptüm.

"Ya çocuk mu seviyorsun? Bu ne böyle?" yanağını son kez öpüp arabadan çıktım. Louis'de yanıma geldiğinde elini tutup eve ilerledim. İçeri girdiğimizde Tobby, Louis'nin köpeğinin peşinden koşturuyordu. Bu görüntüye gülümseyip onun dikkatini çekmek için ıslık çaldım. Bana bakıp gülümseyerek yanıma koştu. Koltuk altlarından tutup havaya kaldırdım.

"Özledin mi beni?" kahkaha atarak kafasını salladı. Louis yanına gelen köpeği kucağına alıp öptü.

"PASTA!" Tobby heyecanla bağırarak Louis'ye baktı.

"Sen ve abin ellerinizi yıkayıp mutfağa gidin bende köpeğimi odaya bırakıp geliyorum." Tobby'i banyoya götürüp elini yıkamaya başladım.

"Köpük, köpük" deyip ellerini çırpmaya başladı. Gülüp ellerini tuttum.

"Evet köpükler çok güzel ama üzerimize köpük gelmemesi lazım. Louis bizi mutfağa almaz, tüm pastayı kendisi yer." gözlerini kocaman açıp şaşkın bakışlarını gözüme dikti.

"Hepsini mi?" kafamı salladığımda ellerini musluğun altına tuttu. Suyu açıp ellerini durulamasına yardım ettim. Kolundaki kızarıklığın üzerinde parmağımı gezdirdim.

"Koluna ne oldu Tob?" küçük elleriyle ağzımı kapattı.

"Şşt sessiz ol, düştüm. Annem duymasın." kaşlarımı çatıp ellerini ağzımdan çektim.

"Ne zaman düştün?" bileğimdeki bilekliklerle oynamaya başladı.

"Köpekle oynarken." ellerini ve ıslattığı ağzımı kurulayıp mutfağa götürdüm. Louis malzemeleri çıkarmaya başlamıştı. Onu tezgahın üzerine bırakıp dolaptan buz aldım.

"Onu ne yapacaksın?"

"Tobby düşmüş, kolu kızarmış."

"Çok acıdı mı aşkım?" Tobby'nin yanına gelip yüzünü ellerinin arasına aldı.

"Öpersen geçer." deyip kolunu uzattı. Bücüre şaşkınca baktım. Louis kıkırdayıp kolunun kızaran yerini öptü. "Geçti bile." deyip Louis'nin boynuna sarıldı.

"Buzu koyalım morarmasın." Louis ondan uzaklaşıp benim için yer açtı. Buzu koluna hafifçe dokundurup hala Louis'ye bakıp gülümseyen yüzüne baktım. "Louis pastayı yapmaya başlayabilirsin." Kıkırdayıp yanağımı öptü. O bir şeylerle ilgilenirken Tobby'nin yüzüne doğru eğildim.

Tiny | Larry Where stories live. Discover now