Tiny | Larry

Onunla Evlenecek Misin?

"Hadi Harry, neden inat ediyorsun ki? Okulda yok, ki olsa da pek umurunda olmuyor. Babam seni bir kere görmek istiyor." tekrar gözlerimi devirip Bella'yı yanımdan uzaklaştırdım.

"İstemiyorum anlamıyor musun? Git başımdan." koluma yapışıp yalvarmaya başladı.

"Nolur? Lütfen lütfen lütfen! Sadece bir saat. Gelip oturursun eğer sıkılırsan geri kalkarsın. Yalvarırım." nefesimi dışarıya bırakıp kafamı salladım.

"Tamam lanet olsun sana tamam." mutfaktan çıkan Louis'yi gördüğümde gülümsedim.  "Ama Louis'de gelsin." Louis kaşlarını kaldırıp bana baktı.

"Nereye geliyorum ben?" şirin olmaya çalışarak gülümsememi büyüttüm.

"Babamla yemeğe." Yanımda durup bana tepeden baktı.

"Hayatta olmaz. Baban beni sevmiyor. Hiçbir kuvvet beni o yemeğe götüremez. Unut bunu." yüzüm düştü.

"Niye sevmesin seni? Seviyordur." kafasını iki yana salladı.

"Bella'da gözüm olduğunu düşünüyordu ve benden nefret ediyor. Hayatta gelmem sizinle." Eğer utanmasam şuan ağlayabilirdim.

"Beni yalnız mı bırakacaksın? Hem senin Bella'da değil bende gözün olduğunu anlar. Bu onu çıldırtacak. Kesin gelmelisin." masumca bakmaya çalıştım.

"Hayır, bana hiç öyle bakma." aynı şekilde bakmaya devam ettim. "Bakma dedim Harold. Bu bakışlara karşı koyamadığımı biliyorsun. Yapma." elindeki fincanı alıp sehpanın üzerine koydum.

"Benimle bir dakika odaya gelir misin?" elini tutup odaya kadar çekiştirerek götürdüm. Kapıyı kapatıp ona yaklaştım. "Şimdi sen beni hiç anlaşamadığım babamın yanına yalnız mı göndereceksin?" omuz silkip geri doğru kaçtı.

"Yalnız olmayacaksın Bella var." belinden tutup kendime çektim. Yine aynı bakışları attım.

"Yine de sen olmazsan yalnız hissedeceğim. Hem sevgilim olmayacakta kim olacak yanımda?" gözleri odanın farklı yerlerinde gezindi. Yanağına dokunup bana bakmasını sağladım. Dudağına sesli bir öpücük bıraktım.

"Ne zaman bu yemek?" gülümsedim.

"Bu akşam. Gelecek misin?" yenilgiyle kafasını sallayıp derin bir nefes verdi. "Biliyordum. Teşekkür ederim. Seni seviyorum." gülümserken bir anda donuklaştı. Ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"Ne dedin az önce?" kaşlarımı kaldırıp ne dediğimi düşündüm.

"Teşekkür ettim."

"Ondan sonra." gülümsedim.

"'Seni seviyorum' dedim." gülümseyip kollarını boynuma sardı. Bende gülümseyip kollarımı sıkılaştırarak onu biraz havaya kaldırdım.

"Bende seni seviyorum." kıkırdayıp kollarını sıkılaştırdı. "Bugünün tarihini bir yerlere not alacağım. Bana ilk defa 'seni seviyorum' dedin." kahkaha atıp boynunu öptüm. Huylanıp kıkırdadı. Artık alıştığı için kaçmaya çalışmıyordu. Kokusunu içime çektim.

"Ne zamandır sevgiliyiz biz?" Biraz geri çekilip telefonuna baktı. Dudağını büzüp biraz düşündü.

"8 gün ve yaklaşık olarak 19 saat 20 dakika falan." şaşkınca kaşlarımı kaldırdım.  "Noldu?" gülümseyip burnunu öptüm.