Naif Ve Sıcak

4.3K 272 225
                                    

Louis binadan çıkıp koşturarak yanıma geldi. "Çok mu geç kaldım?" kafamı iki yana salladım. Yanağımı uzattığımda gülümseyerek öptü.

"Hadi gidiyoruz." arabaya binip onunda binmesini bekledim. Emniyet kemerini takıp alnını öptüm. Arabayı çalıştırıp pizzacıya doğru hareket ettirdim.  "Önce yemek yiyeceksin. Sonra seni çok güzel bir yere götüreceğim."

"Nereye gidiyoruz?"

"Önce pizzanı ye sonra söylerim."

"Pizzayı alıp gideceğimiz yerde yesek?" Kırmızı ışıkta durup ona baktım. Masum masum bana bakıyordu.

"Olur." gülümseyip kafasını koltuğa yasladı. Arabayı tekrar hareket ettirip hızımı biraz artırdım. Göz ucuyla Louis'ye baktığımda koltuğun kenarını sıkıyordu. Elimi uzatıp tutmasını bekledim. Elimi sıkıca tuttuğunda gülümsedim. Ben hızlandıkça elimi daha çok sıkıyordu.

"Neden hızlı sürdüğümde bu kadar geriliyorsun?" diğer elinin parmaklarıyla tuttuğu elimin üzerini okşadı.

"Bir nedeni yok. Trafik kazalarından korkuyorum." pizzacının önünde durduğumda ona baktım. Elinin üzerini öpüp emniyet kemerini çıkardım. Arabadan inip pizzacıya girdik. Louis istediği şeyi seçip yanımda beklemeye başladı. Kolumu omzuna atıp alnını öptüm. O da kollarını belime doladı.

"Sen gerçekten çok değiştin." gözlerimizi buluşturdum.

"Değişmedim."

"Hayır değiştin. Şu hareketleri senden hiçkimse beklemez. Bende üç hafta önce böyle olacağını söyleselerdi inanmazdım." kaşlarımı kaldırdım.

"Şimdi bu iyi bir şey mi kötü bir şey mi?" gözlerinin kenarları kırışana kadar gülümsedi. Sonrada başını göğsüme yasladı.

"Çok iyi bir şey." görevli siparişimizin hazır olduğunu söylediğinde kutuyu alıp Louis için kapıyı açtım. Birlikte arabaya binip hızlıca gideceğimiz yere doğru hareket ettim. Louis radyoda çalan şarkılara eşlik ederken benim ona baktığımı fark edip utanıyordu birkaç dakika sonra tekrar eşlik etmeye devam ediyordu. Arabayı durdurduğumda etrafa bakındı.

"Burası neresi?"

"Burası bunaldığında kaçıp gelebileceğin tek yer. Çok insan uğramaz buraya. Arada bir benim gibi kafa dinlemek isteyenler ya da yine benim gibi sevgilisiyle yalnız kalmak isteyenler gelir." gözlerimi önümdeki manzaradan çekip Louis'ye baktım. Gülümseyerek bana bakıyordu.

"Az önce ne dedin?"  kaşlarımı oyuncu bir tavırla kaldırdım.

"Ne dedim?" kıkırdadı.

"'Benim gibi sevgilisiyle yalnız kalmak isteyenler' dedin."

"Evet, dedim." tekrar kıkırdayıp boynuma sarıldı. Bende gülümseyip kollarımı beline sardım. Artık sevgilim sayılabilir sanırım. Geri çekilip yüzüme baktı.

"Ben senin sevgilin miyim şimdi?" gülümseyerek kafamı salladım. Ellerini çırpıp kıkırdadı. Sonra utanıp yüzünü elleriyle kapattı. "Ne aptalım." Sevimli haline kahkaha atıp onu kollarımın arasına aldım. Saçlarını öpüp karıştırdım.

"Hadi pizza yiyelim soğumadan. Sonra sarılmamıza devam ederiz." arka koltuktan pizzayı alıp aramıza koydu. Telefonunu çıkarıp ekranına baktı geri kapattı. Benim onu izlediğimi fark ettiğinde utanıp gülümsedi. Pizzayı yerken ona bir şeyler anlatıp sürekli güldürdüğüm için on defa falan ölüm tehlikesi atlattı. Arabadan inip yanıma gelmesini bekledim. Elini tutup salıncağa doğru çekiştirdim.

"Otur bakalım." salıncağa oturduğunda onu yavaşça sallamaya başladım. "Gözlerini kapat ve seslere odaklan." rüzgar estikçe yaprakların birbirine değmesinden çıkan sesler ortamdaki tek sesti.

Tiny | Larry Where stories live. Discover now