1.6

243 41 10
                                    

Gözlerimi kapattım ve hafiften dudaklarımı oynatarak sanki dinlediğim şarkıyı ben söylüyormuşcasına bir ruh haline büründüm. Tam nakaratına geldiğim sırada,omzumdan dürtüldüğümü fark ettim ve gözlerimi yavaşça açıp karşımdaki kişiye baktım.

"Yemek hazır,seni bekliyoruz." birkaç kez gözlerimi kırpıştırdım ve cevap vermek yerine gözlerimi tekrar kapattım. Gözlerimi kapattığım anda gözleri anlığına zihnimde canlandı. 

Derin bir nefes aldım ve sol tarafıma dönerek uyumaya çalıştım. Ama zaten iki saattir yapmaya çalıştığım şey bu değil miydi? 

Ayağa kalktım ve yanımda duran eskiz defterim ile kalemimi aldım. Hafif çiziklerle göz şeklinin tabanını oluşturdum ve sonra detaylarla canlılık hissi verdim. Geriye boyamak kalmıştı...

Elime kehribar rengindeki boya kalemini aldım ve dairenin içini yavaşça boyamaya başladım. Bugün onsuz on üçüncü günümdü.

Hergün, her göz stilini onun için çiziyordum. Hergün, hayalimdeki yüzünü kâğıtlara yansıtıyordum. Hergün, onun varlığını nedensizce arıyordum.

Müziğim bittiği sırada kalemimi bıraktım ve uzun bir nefes verdim. Eski sıkıcı hayatıma geri dönmüştüm. Eski ben, eski olan her şeye...

Sence de her şeye mi? İçinden bir parça öyle demiyor.

Zihnimden veya kalbimden geçen kelimeye hafif bir tebessüm armağan ettim ve pencereden yüzüme vuran ay ışığını izlemeye başladım. Eşsizdi,dünya için dönüyordu, dünya için vardı, dünya içindi... hepsi. 

Tam o anda cama vuran minicik bir yağmur damlasını fark ettim. On üç gün sonra,sonunda bir aradaydık. Yağmur ve ay olarak. 

Yüzümde yine oluşan belli belirsiz tebessüme alıkoyamadım. 

"Kimsenin yaşamı kolay değildir luna"

Eğer zihnim benimle bu şekilde oynamaya devam etmek istiyorsun,ben senin iflas etmeni bekleyemem. 

"Ben de seni... sevdim."

Bir işe yaramayacak.

"Luna..."

Evet ben.

"Kehribar."

Sus.

Zihnimdeki kontrol edilmeyen sesleri durdurmak için yine telefonuma sarıldım ve hemen bir şarkı açtım. 

"Gerçek olmayacak kadar güzeldi..."

Evet. Öyleydi.

Sakince ritme giren şarkıyla,günlerdir rahatlayamayan gözlerimi bırakmaya başladım. Ve,uyandığımda paralel evrene geçmiş olabilmek için dua ettim.

**

Selamm yazarken bende uyuyorum galiba bu yüzden bay bay

Sonradan eklenen not: İkinci kitap fikrine çok bir şey söylememişsiniz. Sizi  fikirlerinizi daha önemli ne diyorsunuz?

talk with me like i've never talking with youHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin