2.7

143 34 8
                                    

Final için bölüm depoluyorum gecenin 04.17'sinden selam :)

Hızla koştuğum telefonumdan instagram'a gidim ve luka'yı aradım.

Telefonun anında açılmasıyla karşımdaki sehpaya beni görebileceği şekilde yerleştirdim, ama görmemesi içinde sadece saçlarımı gösterdim.

"Luka, ben çok berbat bir insanım." dedim hıçkırıklarımın arasından. Burnumu çektim ve tekrar hıçkırdım. "Ben.. Ben berbat bir insanım!" dedim elimle yüzümü kapttım ve ağlamaya devam ettim.

Bir şey sormaması veya söylememesi o kadar iyi geliyordu ki.. Sadece, dinliyordu. Yargılamadan.

"Ben... Ben..." dedim kameranın önüne geçerken, "neden mutlu olamıyorum?" dedim ve gözlerimi kapattığım gibi iki damla gözyaşı düştü pınarlarımdan.

Yukardan bir mesaj sesi gelince oraya baktım.

"Hangi meleğin başkalarının yükünü taşımaktan, kendi mutluluğuna yaşayabildiğini gördün?"

Buğulu gözlerle gördüğüm yazıyla, daha çok ağlamaya başlamam bir oldu.

"Ağla diye söylemedim."

Yavaşça gözyaşlarımı ellerimle ittirdim ve kameraya geri girdim.

"Keşke burda olsan." dedim fısıldayarak. 

Başını eydi ve derin bir nefes aldı. "Beni dinlediğin için teşekkür ederim. İhtiyacım vardı." dedim rengi gözükmesede bildiğim kehribar gözlere bakarak. Ardından da konuşmayı kapattım.

Küçükken yaşadıklarımın hepsi zihnimde canlandığında, tekrar ölmek istiyordum. Belki, ölünce o tarafta mutlu olabilirdim? 

Kendimi inandırdığım yalanlara gözyaşlarımı bıraktım ve bir kitaptaki tek kenarı kıvrık sayfa gibi kalbimi buruşturdum.

Bildirim gelince elimi kaldırdım ve baktım.

@pluviophile: Hâlâ ağlıyor musun sen?

talk with me like i've never talking with youDonde viven las historias. Descúbrelo ahora