2.0

203 35 16
                                    

Dün, tamı tamına altıncı ay bitmişti.

Ve ben, bağazı şeylerin değişeceğine inanıyordum.

Bugün, yaklaşık üç aydır konuşacağım Yakari'nin, fiziksel halini görecektim. Görecektik.

Ne kadar başta onu terslesem de, gerçekten bana fazlasıyla arkadaşça davranmıştı. Bilemem fakat, belki de anlaşmamız içindir.

Tam esneyecekken kapının çalmasıyla, hafiften açık olan ağzımı kapattım.

İki saniye geçmeden odaya biri giriş yaptı ki, bu; uzun boylu, beyaz tenli, hafiften dalgalı saçları olan Yakari'nin ta kendisiydi.

Hafifçe odaya bakındıktan sonra gözleri beni buldu ve biraz baktıktan hemen sonra hafifçe tebessüm etti.

Bu çocuk çok can yakardı.

Tebessümüne karşı bakışlarımı sola çevirdim ve penceredeki yansımamı gördüm. Hafiften omzuma gelen siyah saçlarıma ve ela gözlerime.

"Selam, Muzaki." tekrardan hızla ona döndüm ve 'selam' dercesine kafamı eyip kaldırdım. "Kapıyı kapatmamı ister misin?" bir ona ve bir kapıya baktıktan sonra kafamı olumlu anlamda salladım.

Kapıyı yavaşça kapattı ve karşımdaki koltuğa oturdu. "Senin için benimle iletişim haline geçmek anlaşılan pek kolay olmayacak." dudaklarımı hafiften büzdüm ve gözlerimi kıstım.

Ve, o buna güldü.

Büyüdüm de erkek düşürüyorum ayol.

"Nasılsın? Beni nasıl buldun?" gözlerimi havaya diktim ve o kapıdan içeriye giriş sahnesini tekrar gözümde canlandırdım. Telefonumu yanından aldım ve ona mesaj attım.

O da ne yapacağımı anlayıp, telefonunu eline aldı.

Muzaki: Filmden fırlamış gibisin. Yalan yok.

Mesajı attıktan sonra kafamı kaldırıp tepkisine baktım. Kocaman sırıttı. Ve parmaklarını klavyede gezdirdi.

Yakari: Başrol oyuncum olmak ister miydiniz Hanımefendi?

Bu sefer ben hafifçe tebessüm ettim.

Muzaki: Üzgünüm Beyfendi, fakat ben başka bir filmin başrolüyüm.

Bu yazdığımla yüzündeki gülünüş silindi ve öksürerek telefonunu kapatıp bana döndü.

"Benimle yaklaşık ne zaman konuşmaya başlarsın?"

"Kız kardeşim sütü her zaman muzlu içe-" derken elini kaldırdı ve konuşmaya başladı. "Ama sen muzdan nefret edersin. Annen her zaman aynı yemekleri yapar, aynı yemekleri yemekten de nefret edersin. Baban bulmacaları çözmeye çalışır, ama yapamaz. Baban gittikten sonra onları çözmekten de nefret edersin. Annen ve kardeşin her zaman arkadaş edinmenin söyler, arkadaşlardan da nefret edersin -ki bence artık ben olduğum için öyle değil- ve bir insanı tanımanın yolu, onun sevdiği şeyler değil, nefret ettikleriyle olduğunu düşünürsün."

Elim havada, ağzım açık şok halinde ona bakakalmıştım ki, o derin bir nefes aldı ve sırıttı.

Keşke şu an gülmek bana da bu kadar kolay gelebilseydi.

"Aman Tanrım!" diye bağırdım birden. Gülen yüzü soldu. Sanırım eski halime yine geri dönüyordum... "Üzgünüm, gitmeliyim." ve saniyesinde koşarak odadan çıktım.

*
Fazla özlemişim uleeen.

Geçen sene açık olan Wi-Fi kapanmıştı, şimdi birden ev sahibi yine açmış, inşallah kapatmaz yb yazdığım için nasıl mutluyum anlatamam aneeeeyy

Bu arada hikayenin adını değiştirmek ve değiştirmemek arasında çok kararsızım. Eğer değiştirirsem adı: For Luka olacak. Hep ikinci serisinden bahsediyordum. O da çıkarsa For Luna olur büyük bir ihtimal ama hiç emin değilim. Sizce?

talk with me like i've never talking with youWhere stories live. Discover now