ashamed girl

5.2K 665 155
                                    

O gecenin üzerinden iki gün geçmişti fakat ben Taehyung'ın sözlerinin etkisinden çıkamamıştım. Sürekli gülümsüyor, liseli aptal aşıklar gibi evin içinde dolaşıp duruyordum. Jisoo'ya olanları anlattığımda, bana her zamanki gibi saf olduğumu ve çok çabuk yelkenleri suya indirdiğimi söylemişti. Haksız sayılmazdı, Taehyung'ın tek bir güzel lafı benim hemen yumuşamama sebep olmuştu ama ne yapabilirdim ki? Kim Taehyung denen pislik fazla etkileyiciydi ve ona karşı koymak oldukça zordu.

"Jennie'yi arıyorum ama açmıyor," dedi Jisoo bana mutfaktan seslenirken. "Onu çağırmaya git." Gözlerim irileşirken panikle oturduğum koltuktan kalktım. Jisoo yeni arkadaşımız ve aynı zamanda müttefikimiz Jennie'yi akşam yemeğine davet etmişti, son birkaç gündür sürekli birlikteydik ve tahmin ettiğimizden çok daha iyi anlaşıyorduk.

"Ne, hayır! Ben gidemem." Jisoo elindeki kepçeyle yanıma geldiğinde, çatılmış kaşlarla bana bakmaya başladı. Birazdan elinde tuttuğu kepçeyi kafama geçirme ihtimali oldukça yüksekti. "Sebep?"

Jisoo beni anlayamıyordu. Belki böyle küçük bir meseleyi kafama takıyor olmam komikti, sonuçta çok daha fazla yakınlaştığımız anlar olmuştu. Tanrım, biz öpüşmüştük bile ama yine de utanmama engel olamıyordum. Bana gördüğüm en güzel şey sensin demişti. Nasıl bu kelimelerden sonra sağ kalabilirdim ki?

Jisoo'ya her ne anlatırsam anlatayım beni dinlemeyeceğini bildiğim için açıklama yapma gereği bile duymadan evden çıktım. Taehyung'ın kapısının önüne geldiğimde gerginlikle zili çaldım. Umuyordum ki kapıyı Jennie açardı ve Taehyung ile karşılaşmak zorunda kalmazdım.

Fakat ne zaman kader bana gülmüştü ki? Kapıyı açan, Taehyung'dan başkası değildi ve karşımda sadece belindeki neredeyse üstünden düşecekmiş gibi duran bir havluyla dikiliyordu. Islak saçlarından su damlaları göğsüne akıyordu ve o... fazla nefes kesiciydi. Zorlukla bakışlarımı onun vücudundan ayırıp yüzüne çevirdiğimde, yüzündeki her zamanki ukala gülümsemesiyle bana bakıyordu.

"Jennie," dedim zorlukla yutkunurken. "Onu almaya gelmiştim." Taehyung başını yavaşça sallarken, Jennie'ye seslenerek bir şeyler söyledi fakat ben ne dediğini anlayamayacak kadar afallamış bir haldeydim. Gözlerimle yerdeki zemini izliyor, bir an önce bu işkence dolu dakikaların bitmesini istiyordum. Tanrı aşkına, kim kapıyı bu haldeyken açardı ki? Bu çocuğun hiç utanması yoktu.

"Beni özledin mi, Lalisa?" Sözlerindeki alay barizdi, onu iki gündür görmemek için üstün bir çaba harcıyordum ve o da bunu gayet iyi farkındaydı.

Dudaklarıma sahte bir gülümseme yerleştirirken bakışlarımı tekrar ona çevirdim. "Hem de çok," dedim aynı onun gibi alayla. "Özleminden delirmek üzereydim."

Ufak bir kıkırtı dudaklarından döküldüğünde, ben hala gözlerimi onun gözlerinde sabit tutabilmek için zorlu bir mücadelenin içerisindeydim. Hiçbir zaman arsız bir kız olmamıştım fakat şu an tek istediğim onun sert ve çekici göğsünde— Tanrım, neler düşünüyordum böyle? Kim Taehyung yüzünden sonunda küçük bir sapığa bile dönüşmüştüm. Ah, yerin dibine girmek istiyordum.

"Üzgünüm Lisa! Seni beklettim çünkü aptal kuzenimin dağıttığı odamı toplamakla meşguldüm." Şükür ki Jennie tam zamanında gelerek aramızdaki tuhaf havayı dağıtmıştı. Taehyung gözlerini devirirken Jennie onu umursamadan yanından geçerek bana gülümsedi.

Birlikte dairemin önünde dikilip Jisoo'nun kapıyı açmasını beklerken, Taehyung'ın üstümüze attığı anahtar ile şokla bakışlarımızı ona çevirdik. Hala kapıda olduğunu fark etmemiştik bile. "Birazdan arkadaşım gelecek, zili çalıp bizi rahat etme."

Jennie suratını buruşturup ona bakarken homurdandı. "Merak etme, sen arkadaşını(!) rahatça becer diye ben evde hayalet gibi dolaşırım." Jennie'nin açık sözlülüğü gözlerimin irileşmesine sebep olurken, anında önüme döndüm. Taehyung'ın üzerimde gezinen bakışlarını hissedebiliyordum, büyük ihtimalle tepkimi görmek istiyordu fakat ona bir kere bile bakmadım, bakamadım. Çünkü baksaydım, duyduklarım yüzünden incinen hislerimi yüzümden gayet açık bir şekilde okuyabilirdi. Jisoo'nun kapıyı açmasıyla içeri hızlıca girdiğimde, ağlamamak için dudaklarımı dişleyerek hızlıca lavaboya gittim.

Jisoo'nun ilk defa bir konuda haklı olmasından bu kadar çok nefret ettim. Gerçekten aptaldım, bana söylediği iki güzel sözü karşısında hemen erimiş, komik hayallere kapılmıştım. Kafamı duvarlara sürtmek, ona karşı yumuşadığım için kendimi cezalandırmak istiyordum. Aptalca bir beklentiye kapılmıştım, onunda bana karşı bir şeyler hissediyor olduğunu düşünerek hayal alemine dalmıştım fakat gerçekler her zamanki gibi önümdeydi işte. Onun için sadece dalga geçtiği bir kızdım, ötesi yoktu ve hiçbir zaman da olmayacaktı.

 Onun için sadece dalga geçtiği bir kızdım, ötesi yoktu ve hiçbir zaman da olmayacaktı

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

Tatilde olduğumdan sınır dolduğu halde bölümü atamadım, bunun için üzgünüm. Pek içime sinmeyen bir bölüm oldu fakat sizi daha fazla bekletmemek adına paylaşıyorum. Umarım beğenirsiniz.

Sınır;
Vote, +145
Yorum, +80

apartment fourDove le storie prendono vita. Scoprilo ora