forgetful girl & funny boy

5.3K 637 279
                                    

"Lalisa Manoban!"

Kulakları kanatan bir çığlıkla(?) gözlerimi açtığımda, yaşadığım uyku sersemliği yüzünden bir an neler olduğunu anlamadım. Jisoo kıpkırmızı olmuş bir suratla, Jennie ise irileşmiş gözleri ve aralanmış dudaklarıyla bana bakıyordu.

"Ne oluyor be?" Taehyung'ın boğuk sesini işitmemle dün gecenin anıları zihnime yavaşça dolarken, onun göğsünde uzanırken uyuyakaldığım gerçeği suratıma bir tokat gibi çarptı ve ben yerimden hızlıca sıçradım. Tanrım, burada sarılarak uyumuştuk.

Taehyung. Lisa. Sarılarak. Uyumak.

"Açıklayabilirim," dedim hala öfkeyle bana bakmaya devam eden en yakın arkadaşıma. Göz ucuyla Taehyung'a baktığımda dağılmış saçlarını karıştırarak kendine gelmeye çalışıyor gibiydi.

"Açıklamak mı? Seni sadece bir gece yalnız bırakıyorum ve sen düşmanla yatağa giriyorsun!" Ah, neden kendimi annesi ve babasına sevgilisiyle basılmış liseli kızlar gibi hissediyordum. Ellerimle istemsizce göğüslerimi kapatırken, Taehyung'ın gülüşlerini işittim. Tanrım, ne yapıyordum ben? Çıplak falan değildim ki!

"Jisoo!" dedim uyarırcasına. Şu an kelimenin tam anlamıyla rezil bir haldeydim ve Jisoo umursamadan beni yerin dibine sokmaya devam ediyordu. Jennie'nin de kıkırdamaya başlamasıyla Jisoo kısa bir anlığına öfkeli bakışlarını ona gönderse de, kısa bir sürenin ardından tekrar bana çevirdi ateş saçan gözlerini.

"Tansiyonum düştü galiba, Jennie beni tut." Jisoo dramatik bir edayla kendini Jennie'nin kolları arasına bırakırken gözlerimi devirmeme engel olamadım. Taehyung ise gülmeye devam ederek evden çıkmış, giderken de bana göz kırpmayı ihmal etmemişti. Ah, kesinlikle benimle dalga geçecekti.

Uzun uğraşlar sonucu Jisoo'yu sakinleştirmeyi(?) başarmış, ona ve Jennie'ye dün gece olanları -öpüştüğümüz kısım hariç- anlatmıştım. Jisoo karanlıktan ne denli korktuğumu bildiği için biraz daha homurdanmaya devam etse de, en sonunda konuyu kapatabilmiştik.

"Taehyung'ın çoğu zaman bir pislik gibi davrandığını kabul ediyorum, seni çok kırdığını da biliyorum. Bunu söylemek bana düşmez ama, belki de ona bir şans vermelisin Lisa." Jennie çekinerek konuştuğunda, zaten dün geceden sonra neye uğradığını şaşırmış beynim iyice allak bullak olmuştu.

"Sana böyle düşündüren şey ne?" Benim sormak istediğim soru çoktan Jisoo'nun dudaklarından döküldüğünde gülümsememe engel olamadım. Ya zihnimi okuyabiliyordu ya da ruh ikizimdi, aramızdaki bağa başka bir açıklama bulamıyordum çünkü.

"Biliyorsunuz, o benim kuzenim ve ben gerçekten onu ilk defa böyle görüyorum. Benimle bu konu hakkında pek konuşmuyor ama arkadaşlarına sürekli seni anlattığını duyuyorum. Bilmiyorum, böyle işte." Omuz silkip derin bir nefes aldığında, göz ucuyla Jisoo'ya baktım ve o bile düşünceli bir hale bürünmüş gibiydi. Taehyung'a tekrar inanırsam ve o beni bir kez daha hayal kırıklığına uğratırsa, bu sefer toparlanabilir miydim bilmiyordum.

Telefonumdan gelen bildirim sesiyle bakışlarımı ekrana çevirdim. Taehyung'dan bir mesaj vardı ve bu durum nedensizce gülümsememe sebep oldu. Eskiden onunla bırakın mesajlaşmayı, konuşabileceğimizi dahi hayal edemezdim fakat bir anda her şey değişmişti, bazen iyi yönde bazende kötü.

@kimtaehyung: Jisoo'nun tansiyonu düzeldi mi?

@lalisamanoban: Evet, ufak çaplı bir sinir krizi atlattı ama şu an iyi.

@kimtaehyung: Zavallı kız sadece uyuduğumuzu gördüğünde bile delirdi. Dün gece yaptıklarımızı öğrense kim bilir ne hale gelecek.

@lalisamanoban: Biz hiçbir şey yapmadık.

@kimtaehyung: Sen, ben ve dudaklarımız. Muck. Sana bir şey hatırlatmadı mı? ;)

@lalisamanoban: Hayır, hatırlatmadı ve lütfen Taehyung, bir daha o sinir bozucu emojiyi kullanma.

@kimtaehyung: Eğer istersen, hatırlamanda yardımcı olabilirim. Yanlış anlama, sadece hafızanın bu kadar zayıf olması beni endişelendiriyor.

Tanrım, sinir bozucu biriydi ama bir yandan da komikti ve yazdıklarına kendimi tutamayarak kahkaha attım. Resmen flörtleşiyor(?) gibiydik ve ben midemde uçuşan kelebekleri zapt edemiyordum.

"Neye gülüyorsun sen öyle?" Jisoo'nun imalı sorusuyla bakışlarımı ona çevirdiğimde, klasik olan 'aklıma komik bir şey geldi' yalanını söylemeyi planlıyordum ki, zeki ve çevik arkadaşım telefonu elimden hızlıca kaptı. Jennie'nin beni kollarımdan tutarak engellemesi yüzünden telefonuma geri kavuşamazken, Jisoo'nun kaşları usulca çatıldı ve bana döndü.

"Taehyung ve sen," dedi adeta cırlarken. "Öpüştünüz mü?!"

Ah, sanırım Jisoo'nun tansiyonu yeniden düşecekti.

Belki aranızda duyurumu görmeyenler vardır, o yüzden burada da söylemek istedim

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

Belki aranızda duyurumu görmeyenler vardır, o yüzden burada da söylemek istedim. "l'odere del sangue" adında yeni bir taelice kurgusu yayınladım. Ben bu yeni kitap için çok heyecanlıyım ve sizinde seveceğinize inanıyorum, göz atmayı unutmayın lütfen. 🖤

Sınır,
Vote, +200
Yorum, +100

apartment fourDonde viven las historias. Descúbrelo ahora