gorgeous girl & drunk boy

5.6K 675 376
                                    

Kim Jisoo adında biriyle tanıştıysanız eğer, hayatınızın geri kalanını sorunsuz bir şekilde geçirme şansınızı sonsuza dek kaybetmişsiniz demektir.

Bana bir kızlar gecesine ihtiyacımız olduğunu ve biraz kafa dağıtmamız gerektiğini söylediğinde, itiraz etmemiştim. Bir süredir dışarda takılmıyorduk ve sürekli bir ezik gibi evde oturmak beni sıkmaya başladığı için, hemen kabul etmiştim teklifini. Elime şarap rengi, mini boyda bir elbise tutuşturduğunda giymemek için direnmiş olsam da, bilirsiniz ki Jisoo hayır cevabını kabul eden biri olmadığı için sözlerime hiç takılmamış, bir yandan da Jennie'nin üstümde kurduğu üstün baskı yüzünden giymek zorunda kalmıştım. Dikkat çekici elbiselerin içinde rahat hissedemiyordum, özgüvensiz biriydim ve bunu bir türlü aşamıyordum, elimde değildi.

Kızlar gecesi olduğundan bahsetmiştim, değil mi? Bütün söylediklerimi unutun, çünkü biricik(!) arkadaşlarım tarafından fena halde kandırılmıştım. Yalnız falan değildik, Namjoon ve daha önce karşılaşmadığım iki arkadaşı da mekandaydı. İlk başta bana neden onlarında olacağını söylemediklerini anlamamıştım, sonuçta Namjoon'u ben de severdim ve insanları yiyecek değildim fakat daha sonra, Namjoon'un bölümden arkadaşı olan adının Jackson olduğunu öğrendiğim çocuğun bana karşı olan fazla samimiyeti yüzünden, kızların planını çözmem çok da zor olmamıştı. Bana onu ayarlamaya çalışıyorlardı.

Jackson'a karşı kaba olmak istemediğimden, yüksek sesli müziğin el verdiği kadarıyla onunla sohbet ediyor, en azından sorduğu sorulara cevap veriyordum ve bir yandan da gizli gizli bizi izleyen Jisoo ve Jennie'ye öfke dolu bakışlarımı göndermeyi ihmal etmiyordum.

Beni neden anlamıyorlardı? Taehyung'ı hala seviyordum ve hayatımda hala o varken, bir başkasıyla flörtleşemezdim. Bu hem kendime, hem de karşımdaki kişiye haksızlıktı. Benim iyiliğimi düşündükleri için bunu yaptıklarını biliyordum ama, istemiyordum işte.

Jennie bakışlarıyla masanın üstünde duran telefonumu işaret ettiğinde, kaşlarım hafifçe havalandı ve hemen telefonu elime aldım. Yanıma gelip söylemek yerine mesaj atmasından bir şeyler döndüğünü hissedebiliyordum.

@kimjennie: Lisa, yüz yüze anlatmaya cesaretimiz yok çünkü bizi öldürüceğini biliyoruz. Öncelikle, sana söylemediğimiz için üzgünüz ama eğer söyleseydik, buraya asla gelmezdin ve bir de fazla panik olmadan, arkana bak.

Kaşlarım imkanı varmışcasına daha da havalanırken, içimdeki meraka engel olamayarak arkama hızlıca bir bakış attım ve kesinlikle, Taehyung'ı görmeyi beklemiyordum. Birkaç masa geride arkadaşlarıyla beraberdi ve bakışları, pek de iyi şeyler çağrıştırmıyordu. Yanıp sönen neon ışıkların altında bile ifadesinin ne kadar sert olduğunu anlamamak imkansızdı. Jackson ise hala kulağımın dibinde bir şeyler anlatmaya devam ediyordu ama ne bahsettiğine dair hiçbir fikrim yoktu. Tekrar önüme döndüğümde Jennie muzipçe sırıtıyordu.

@lalisamanoban: Tanrım! Sizi öldüreceğim! Ne zamandan beri Taehyung orada?

@kimjennie: Biz buraya geldiğimizden beri...

@lalisamanoban: Yani Taehyung neredeyse iki saattir burada bizi izliyor ve sen bunu bana şimdi mi söylüyorsun?

@kimjennie: Üzgünüm bebeğim ama o bunu hak etti. Senin değerini anlaması için biraz kıskanması, burnunun sürtmesi gerekiyordu.

@lalisamanoban: Tek bir şey soracağım. Taehyung'ın bu gece burada olacağını biliyor muydunuz?

@kimjennie: Elbette biliyorduk, şapşal. Jackson ile aranızı yapmak istediğimiz falan yok, bizim tek derdimiz Taehyung'ı kıskandırmak. :)

apartment fourWhere stories live. Discover now