HERKESİN ÖLEREK ÜZMEK İSTEDİĞİ BİRİ VARDIR

85 4 0
                                    


"Artık şu internetten okuduğun saçma sapan şeyleri bana söylemeyi kesecek misin?" dedim, Adal komik olmayan şakaları sıralarken. Üstelik bunun için zaman harcıyordu.

"Daha iyi bir önerin var mı?"

Açıkçası yoktu. Sustum. Adal kendinden emin bir şekilde gözlerini telefonuna geri indirdi. "Bulana kadar kapa o ağzını."

Dört gündür aynı durumdaydıkSabahları okula gidiyor akşama doğru Zeph'e uğruyordum. Vizeler yaklaşmıştı. Bu yüzden tek nefes alabildiğimi hissettiğin yer burasıydı. Adal'a bayılmıyordum. Yine de kafamı en iyi o dağıtıyordu.

"Şu aptal televizyonun sesini neden kısmıyorsunuz?"

Andreas' tan sonra. 

"Kumanda Adal'da."

"Hayır sende."

"Ne ? Az önce kanalı sen değiştirdin."

Adal'ın sırıtarak işaret ettiği yere baktım. Kumanda bacağımın yanındaydı. Gözlerim kısıldı. "Hain," diye tıslarken o dil çıkarmakla meşguldü.

"Gece burada iki paket vardı amına koyayım."

Yastıkları iteleyerek homurdanan Andreas'ın ilgi odağı olmaktan çıkmıştık. Yine de kumandayla ilk önce televizyonun sesini kıstım. Sonra gereği olmadığını düşünüp kapattım. Adal gözlerini devirmişti.

"Sabahın beşinde kalkıp beraber içtik ya."

Andreas tip tip Adal'a baktı. "Ben sana çöpümü bile atmam. S*kime anlat bunları."

"Küfür yok," dedim kendi kendime uyarı yazısı çekerken. İkiside beni takmadı.

"Paketim de yok."

Adal umursamaz bir havayla Andreas'a top attı. "Alınca bana da bir dal göndersene."

"Kendine ne diye paket almıyorsun?"

''Sen alıyorsun diye. Yoksa niye olacak ?'' dedi kıvırarak. Başımı biraz daha oynatarak koltuğa iyice yaslandım. İlgimi çeken konular konuşmuyorlardı.

''Hadi lan oradan. Babanı tanımasam yemleyeceksin.''

Andreas üstündeki pikeye tekme atıp yere düşürürken masanın üzerinden araba anahtarını aldığını gördüm. Onu izlediğimi fark ettiğinde arkasını dönüp göz kırptı.

"İstediğin bir şey var mı bebeğim?"

"Markete uğrayacaksan dondurulmuş pizzalardan birkaç tane alabilirsin."

Güldü. "Yolumun üstü."

"Bana da bir iki bira al öldüğümün evladı."

"Ne diye alayım? Bir boka yaradığın var sanki."

Adal ellerini etrafında savuştururken beni işaret etti. "Şuna kasabanın kenarında kalan marketten pizza alıyorsun da bana karşı caddeden bira alamıyor musun?"

"O sesini kıs. Sikmeyim çeneni."

Adal koltukta küçülürken gözlerini kısacak şekilde gülümsedi. "Al ama tamam mı?"

Kayıp GünTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang