1.5

116K 7.1K 2.9K
                                    


"Derin seni evlatlık verebiliyor muyuz? 18 yaşına da girmedin daha zaten. Vallahi verelim birine git. Ben seninle uğraşamayacağım çünkü."

Eren elindeki bavullarla söylenirken Derin arkasından havalı havalı geliyordu. Güneş gözlüğünü indirip sırıttı.

"Tatlım bavulları bagaja yerleştirelim lütfen. Ücreti babam ödeyecek."

Eren sinirle Derin'e bakarken kahkahayla gülüyorduk. Elindeki bavulları otobüsün bagajına yerleştirdi ve bize döndü.

"Tamam 3 hafta uzun bir süre ama insan 5 tane büyük boy bavul almaz be kardeşim! Evdeki bavulların hepsini sen aldığın için annem benim eşyalarımı bir çöp gibi bavulların kenarına sıkıştırdı. Bu ne demek biliyor musun? Nereden bileceksin ki."

Eren bıraksak sabaha kadar konuşacağı için elimle ağzına hafifçe vurdum.

"Sus artık!"

Sessizce başını sallarken Beden eğitimi hocası Avni hoca enerjik bir şekilde yanımıza geldi.

"Evet çocuklar! Şu uykulu bakışlarınızdan kurtulun derhal. Çünkü harika bir tatil bizi bekliyor!"

Hepimiz ona boş boş bakarken yüzündeki çapkın gülümemesiyle bir diğer Beden Eğitimi hocası olan Müzeyyen hocaya elini uzattı.

"Buyrun Müzeyyen hanımcığım."

Müzeyyen hoca gülümseyerek elini tuttu ve hocalar için olan servise bindi.

"Teşekkür ederim Avni beyciğim."

Kusura bakmayın hocam, şuanda sizin ateşli aşkınızı kaldıracak kadar uyanmadım.

"Herkes otobüslere! Yerleriniz belli zaten."

Avni hocanın ikazıyla otobüse bindik. Büyük bir otobüsle gidiyorduk. Hocalar için ayrı bir servis olduğu için otobüste hiç hoca yoktu ve tabii ki bizim hayvanlar bundan yararlanacaklardı.

Okul arkadaşlarımı çok sevdiğim nasıl da belli değil mi? Bence de.

Sevde'yle birlikte yerimize doğru ilerledik. Koltuğumun üstünde gördüğüm Turna kuşuyla gülümsedim. Üstüne her zamanki gibi yine not vardı.

"Kaldı 997 kuş. Dilek tutmaya hazır mısın?"

Yerime oturup telefonumu çıkardım. Derin ve Eren de yan tarafımıza oturmuştu ve aramızdan koridor geçiyordu.

Turna: Tanımadığım biriyle dilek dileme fikri kulağa hiç hoş gelmiyor. (06.47)

Anonimin çevrimiçi olmasını beklerken Sevde elimdeki kuşu inceledi.

"Senin sevdiğin şeyleri bilmesi ne güzel."

Gülümseyerek onayladım.

"Öyle. Ama onun ismini bile bilmemem hiç güzel değil. Ya ona aşık olursam?"

Sevde göz devirdi.

"Çocuk bunun için uğraşıyor zaten salak. Bence izlediği yol gayet mantıklı. Sana her şeyin dış görünüş olmadığını, bir insanın yüreğini de sevebileceğini anlatıyor. Sana bir şey söyleyeyim mi?"

Başımı salladığımda gülümsedi.

"Sen bu çocuğa aşık olacaksın."

Yüzümde sanki küfretmiş gibi bir ifadeyle Sevde'ye baktım. Omuz silkip kulaklığını taktı ve başını koltuğa yaslayıp gözlerini kapattı.

Anonim: Beni tanısan, benimle dilek diler misin peki?

Turna: Belki.

Aklımdasın || TEXTİNGWhere stories live. Discover now