6.4

87.3K 4.9K 1.6K
                                    

Medya: TurMer❤

Hani bazı anlar vardır; Kendinizi aşırı huzurlu ve mutlu hissedersiniz. Elinizden geleni yapmanız ardından gelen başarının mutluluğu gibidir bu an. Tüm gün çalışıp yorulduktan sonra eve gelip dinlenmenin mutluluğudur. Heyecanlı, içi içine sığmayan mutluluktan bahsetmiyorum, daha dingin ve sakin bir mutluluktan bahsediyorum. Yağan yağmurun eşliğinde kahve içip kitap okumak gibi bir mutluluk. Aileyle birlikte yapılan pazar kahvaltısı kadar keyifli bir mutluluk. Bizi yoran şeyleri yendikten sonra verdiğimiz nefes gibi bir mutluluk..

Gözlerim Meriç'le tutuşmuş ellerimize giderken gülümsedim. Yaklaşık yarım saattir hiç konuşmadan sahilde yürüyorduk. Uzak kaldığımız zamanların acısını çıkarırcasına hiçbir şey demeden yan yana duruyorduk sadece. Onun yanımda oluşu bile bana o kadar huzur veriyordu ki..

"Meriç, neden hala o kutuda ne olduğunu söylemiyorsun?"

Sitemli çıkan sesim karşısında Meriç güldü. Buluştuğumuzdan beri elinde bir kutu taşıyordu ama içinde ne olduğunu bana asla söylemiyordu.

"Bir yere oturalım, göstereceğim."

Başımı sallarken boş bir bank bulmak için bakındım. İlerideki bankı ikimiz de görmüş olacağız ki adımlarımızı aynı anda oraya yönlendirdik. Oturduğumuzda kutuyu ortamıza bırakıp bana döndü.

"Bugün niye buraya geldik, biliyor musun?"

Başımı iki yana sallayarak merakla diyeceklerini bekledim. Ellerini uzatıp ellerimi sıkıca tuttu.

"Sana sevgili olmadan önce sürekli kağıttan turna kuşları yapıp gönderiyordum, hatırlıyor musun?"

Yüzümdeki buruk gülümsemeyle başımı salladım.

"O zamanları çok özlettim sana istemeden. Sevgili olmadan önce herşey daha tozpembeydi sanki. Hayatına tamamen girdikten sonra, seninde beni sevmenden aldığım güçle sana olan sevgim katlanarak büyüdü. Sen bana 'Fazla sevgin canımı yakıyor.' demeden önce ben bunun farkında bile değildim. O cümleyle ne kadar hata yaptığımın birkez daha farkına vardım. Sen beni şuan affetmiş olabilirsin, ama ben kendimi hiç affedemeyeceğim. Seni üzgün görmeye bile dayanamazken gözyaşlarının sebebi olmak canımı o kadar yakıyor ki anlatamam. Ne kadar özür dilesem az. Ama sana yemin ediyorum düzeltmek için elimden geleni yapacağım.."

Gözlerim çoktan dolduğunda gözyaşlarımın akmaması için bakışlarımı gökyüzüne çevirdim.

"Ben de özür dilerim.. Ben de senin kalbini çok kırdım. Eğer ikimiz de birbirimizi dinleseydik, en başından halledebilirdik. Senden ayrılmamda oldukça saçmaydı zaten, çok özür dilerim."

Üzgünce konuşmamla Meriç hafifçe gülümseyip yanağımı okşadı.

"Şuan barıştığımıza göre hiçbir problem kalmamış demektir. Bu, bu konuyu son konuşmamız olsun tamam mı?"

"Tamam.."

Gülümseyip elini kutunun üzerine koydu.

"Bugün biraz eski günlerimizi analım istedim. O yüzden birlikte turna kuşları yapacağız."

Sevinçle başımı salladığımda, kutudaki renkli kağıtları önümüze koydu. Her biri farklı renklerdi ve hepsinden çok güzel kuşlar olacağına inanıyordum.

"Bunlar bin tane olunca bir dilek dileyeceğiz ve gerçek olacak.."

İçten bir şekilde gülümsedim.

"Gerçi, ben tüm dileklerim gerçek oldu ama ne yapalım artık."

Sırıtarak konuştuğunda gülmüştüm. Önüme açık mavi renkli kağıdı alıp katlamaya başladım. Meriç ise sarı renkli kağıdı katlıyordu. Aklıma gelen eski anılarımızla kahkahama hakim olamayıp içten bir şekilde güldüm.

Aklımdasın || TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin