yedi

724 77 71
                                    

Ders zili çaldığında hızla toparlanıp sınıftakilere bir şey demeden çıktım. Bahçeye ilk gelenlerden biri bendim. Bahçede tek başıma Mark'ı beklemeye başladım.

Sanki o bana inat etmek adına geç gelmeye yemin etmişti. Beş dakika sonunda Mark'ın kapıdan çıkışını gördüm. Yukhei ile sohbete öyle dalmıştı ki beni bile fark etmemişti. Arkasından Jaemin, Jeno ve Dohyun'un geldiğini gördüm. Hemen Mark'ın yanına gittim.

"Selam Yukhei! Mark'ı almaya geldim. Sorun olur mu?" Yukhei'ye gülümseyerek söyledim. Arkadaki üçlünün bizi izlediğini fark ediyordum.

"Bana hyung demen gerektiğini hatırlarsan olur." Gözlerimi devirdim. Moralimin bozuk olmasına rağmen arkamdaki Jaemin ve Dohyun'un varlığını bildiğimden bir şey belli etmiyordum.

Mark'ın koluna girdim.

"Teşekkürler Yukhei Hyung." Hızlanarak arkada kalanlardan daha hızlı okuldan çıktıktan sonra Mark bir açıklama bekler gibi bana baktı.

"İyi misin, bir şey mi oldu?" Kafamı salladım. Evet, olmuştu.

"Sana anlatacağım bir şey var." Mark heyecanlanmıştı. Dertleşmeyi çok seviyordu. Onun da anlatacak bir şeylere sahip olduğunu biliyordum.

"İlk defa birisine anlatacağım. Heyecanlıyım."

Yolda yürüyorduk. Mark'ın evi okula yakındı ve ailesinin işi geç bittiği için ona gidecektik muhtemelen.

"Anlatmaktan çok, söyleyeceğim." Mark yürümeyi durdurdu. Kolumdan tutarak beni de durdurdu.

"Neyle ilgili? Sanırım meraktan çatlayacağım." Kalbini tutarak bayılıyor taklidi yaptı. Minik bir kahkaha atmıştım.

"Ben ve duygularım." Derin bir nefes aldım. Kaşlarını yukarıya doğru kaldırdı ve başını salladı. Bu "Devam et." demekti.

"Ben Jaemin'e aşığım. Uzun süredir." Söyledikten sonra anında gelen rahatlamayla gülümsedim. Mark'ın tepkisine bakmaya korkuyordum. Gözlerimi kapadım.

"Ciddi misin?" Çırtlak bir sesle sorduğu soruyla cesaretimi topladım. Başımı salladım.

Yüz ifadesi her zamanki gibiydi. Şaşırmasını bekliyordum.

"Aslında Renjun, hep tahmin ediyordum ve ne zaman söylersin diye bekliyordum. Peki, Jaemin bunu biliyor mu ya da bir şey yaşandı mı?" Omzumu silktim, bunları detaylı evde konuşmak istiyordum, yolun ortasında ilk defa bu olayı anlatmak istemiyordum.

"Bunu evde konuşalım. Peki, sen? Sen ne anlatacaktın?" Gülümsedi ve yüzünü kapadı.

"Aynı itirafı aynı gün yapmak istememiz beni güldürüyor." Kaşlarımı çattım. Ne demek istediğini kafamı yorunca anlamıştım fakat kimden hoşlandığı çok şaşırtacak gibiydi. Sonuçta Mark'ın hoşlandığı birinin ılduğunu hiç düşünmemiştim.

"Ben birisinden hoşlanıyorum, seninki gibi uzun süreli değil." Kafamı salladım ve devam etmesini istedim tıpkı onun bana yaptığı gibi.

Dudağını ısırdı. Cesaret topluyordu.

"Yukhei'den." Söylediği isimi duyunca dudaklarım istemsiz açılmıştı. Bunu hiç beklemiyordum. Onun bir erkekten hoşlanabileceğini hiç düşünmemiştim.

"Ne?"

"Kendimi engelleyemedim?"

"Gay misin?"

"Evet, sen?"

"Emin değilim, kız ya da erkek değil her şey Jaemin'e özel gibi."

Dudağını büktü. Beni sabahki gibi tekrar göğsüne aldı, öyle yürümeye başladık.

"Sen çok tatlısın." Ona daha da sarıldım. Hem şaşkındım ama bir yandan da rahatlamıştım. Yakın arkadaşımın gay olduğunu bugün duymuş olmam ya da hiçbir şekilde tahmin edememiş olmam? Garipti işte bu.

Yaklaşık on dakika yürüdükten sonra eve varmıştık.

Eve girerken aklıma gelen soruyla gülümsedim.

"Yukhei hyung bizi yarın niye çağırdı, düşündün mü?" Kafasını hayır anlamında salladı. Bugün okul çıkışı Yukhei'nin yanında hiçbir şeyi umursamazmış şekilde bakan Mark'ı şimdi anlamlandırmıştım.

"Ben acıktım, yemek hazırlayalım." Karnımı ovarak mutfağa ilerledim.

"Bana ne hazırlayacaksın bugün Huang aşık Renjun." Koluna vurdum. Bu konuda zaten yaralıydım, bu konudan bahsetmek bile kalbime uçları camdan dartları atmak gibiydi. Her seferinde tüylerim diken diken oluyordu.

"Hey, bu konuyu açma. Üzülüyorum, benim aşık olduğum çocuk sevgilisi için benle konuşmamayı tercih ediyor. Of, cümleyi söylemek bile kötü. Her şeyden önce sevgilisi varken hiçbir söz hakkım yok." Mutfak aletleriyle ilgilenirken söyledim. İstifimi bozmadan.

"Dohyun için senle arasını bozmak da ne demek?" Omzumu silktim. Tam olarak öyleydi.

"Dohyun aramızda bir şeyler olduğunu hissetmiş, sonra Jaemin bunlara mağruz kaldıkça benle bir şeyler düşünmeye başlamış. Benleyken heyecanlanıyormuş." Dilimi çıkardım. Bu "Kesin öyledir." demekti.

"O da kendini Dohyun'a karşı kötü hissetmiş, düşünmesi lazımmış." Anlattıkça olay daha da saçmalaşıyordu. Resmen o kadar yıl hiçe sayılmıştı. Bu olayı birkaç ay atlatamayacaktım görünen o ki.

"Jaemin'den nefret etmem için böyle bir olay mı uydurdun, inanamıyorum. Çok sinirlendim." Kıkırdadım. Öyleydi. Bana yaptığı cidden hataydı.

"Bugün senden kıskanmış sanırım beni geldi konuştu beni arkadaşı olarak göremediğini söyledi." Mark'ın ağzı açılmıştı.

"Her neyse ilk yemeği yapalım." Başını salladı.

Ramen ve kimbap yapmıştık. Masaya yemekler güzelce yerleştikten sonra dolaptaki yarım şarabı iki kadehe pay etmiştik. Hava kararmıştı.

"Mum da yaksak daha romantik bir yemek olamaz." Kafamı hemen iki yana salladım.

"Hayır, romantik yemeklerde ramen yiyemezsin. Çok çirkin olur." Yüzünü ekşitti. O her öğün ramen yiyebilitesi olan biriydi.

"Seni çekip instagrama atıcam." Saçlarımı düzelttim gülerek. Instagram kullanmayı Mark çok severdi. Ben story atan biri değildim genellikle, sadece shitpost tercihimdi.

"Sen yemek ye." O kadar açtım ki hayır diyememiştim.

Ağzımda tonlarca yemek atmışken Mark bana seslenmişti. Ağzım doluyken ona doğru baktım.

"Çok tatlı!" Videoyu çektiğini anladım da ağzımdakileri hızla yutup gülümsemiştim. Gerçekten de habersiz gibi olmuştu.

"Attım."

O da acıkmış olacak ki telefonunu masaya bıraktığı anda az çeşitli ve o kadar da güzel bir tada sahip olmayan yemeklere saldırmıştı.

Düşününce onun Yukhei ile olma ihtşmali yok gibi değildi. Zaten Yukhei sürekli biseksüel olduğunu söyleyen biriydi. Bundan çekinmiyordu. Mark ile de çokça yakındı.

Tezgahtaki telefonumun titreşmesiyle yerimden kalkmak istemediğim için kendimi sandakyeden iterek uzandım. Telefona uzandığımda mesajlar gelmeye devam ediyordu.

Sınıf grubundaki kızlar Mark ile bizi konuşuyorlardı ve bana sürekli ilişkimizin olup olmadığını soruyolardı. Bunu neden grupta yapıyolardı ki?

Sınıfın grubundan çıktığım anda Jaemin'den mesaj gelmişti.

Jaemin: Sanırım deli olacağım Renjun.
Cidden Mark ile aranızda bir şey mi var?
Kurtar beni bu kafa karışıklığından.

Telefona bakınca yüzümdeki gülüş solmuştu resmen. Onu ilgilendirmezdi artık.

Cevap vermedim.

flex your way out [ renmin ]Where stories live. Discover now