🌙7

11.7K 742 527
                                    

(Medya;Küçük JK)

Bu bölüm sana gelsin bebek onlyrosia 💜

Marketten bir sürü çikolatalı süt ve evde eksik olan bir kaç şeyi de aldıktan sonra eve dönmüştüm. Elimdeki poşetleri buzdolabının önüne koydum ve buzdolabının kapağını açtım. Fazla dolu olmayam bir rafı boşaltarak çikolatalı sütlerimi dizdim. Gerçekten çok seviyordum birde hamile olunca canım sürekli çekiyordu. Buzdolabını kapatarak aldığım diğer eşyaları yerleştirdim ve mutfaktan çıktım. Odama doğru ilerlerken bebeğim için boş bıraktığım oda gözüme çarptı. En yakın zamanda alışveriş yapmam gerekiyordu ama henüz cinsiyetini bile bilmiyordum. Daha çok vardı öğrenmeme.

Tekrar odama doğru ilerlemeye devam ettim. Kapalı olan kapım açtım ve içeri girdim. Komodinimin üstündeki hamilelik süresince içeceğim ilaçları görünce onları da saklamam gerektiğini düşündüm çünkü, Jungkook yarın geliyordu ve bunları görmemesi gerekiyordu. İlaçların hepsini alarak kilitli çekmeceme koydum.

Bayan Jeon'a Jungkook'u misafir edebileceğimi söylemiştim bu benim için büyük bir ödüldü ama nerdeyse her sabah mide bulantısı ile uyanıyor ve kusuyordum ve sürekli canım bir şeyler çekiyordu. Anlamasından korkuyordum. Derin bir nefes alarak yatağıma uzandım. Geceye daha çok vardı ama uykum olduğu için gözlerimi kapatarak kendimi uykuya teslim ettim.

✒.

Jungkook'tan havaalanında olduğuna dair mesajı almıştım ve şimdide evi tekrar tekrar kontrol ediyordum. Temiz mi? Hamile olduğuma dair bir kanıt var mı? Jungkook'un hoşlanmadığı şeyler var mı? diye. Gerçekten emin olduktan sonra üstümü değiştirmeye gittim. Odama girip ardından da soyunma odama gittim. Dizimin bir karış altında biten bol, mor rengi bir elbise giydim. Kollarındaki tüllerle oldukça şık bir elbiseydi.

Zilin çalması ile aynanın önünden ayrıldım ve hızlı ama yavaş bir şekilde kapıya doğru ilerledim. Ne çabuk gelmişti. Kapı deliğinden gelen kişiye baktım. Evet oydu. Heyencandığımı kalbimde onaylarken kapıyı açtım. Yanında küçük siyah bir valiz vardı. Siyah dar kot bir pantolon giymişti ve dizleri yırtıktı. Üstünde ise beyaz tişört vardı o tişörtün üstüne ise deri bir ceket giymişti.

Nefes nasıl alınıyordu?

"Hoşgeldin"diyerek geçmesi için kapıyı daha da açtım. "Hoşbuldum"diyerek içeri geçti. Bende kapıyı kapattım. Valizini kenera koydu ve ceketini çıkarttı. Sıcaklamış olmalıydı. Dışarısı oldukça sıcaktı çünkü. Ceketini elinden alarak vestiyere astım. Kısık bir sesle "Teşekkür ederim" dediğini duydum. Bu bile gülümsememe yetiyordu.
"Kalacağın odayı göstereyim istersen yorgun olmalısın dinlen"dediğimde sadece başını salladı. Önden ilerlemeye başladım o ise arkamdan geliyordu merdivenlerden çıktıktan sonra sağ tarafta kalan odayı gösterdim. "Burda kalabilirsin ayrıca ben kendi odamdaki banyoyu kullanıyorum sende bunu kullanabilirsin"diyerek yandaki banyoyu gösterdim. "Teşekkür ederim. Ben biraz dinleneceğim öyleyse"dediğinde onu onayladım. "Bir şey lazım olursa söylersin"diyerek kendimi odama attım. Neden bu kadar heyecanlanmıştım? Normalinden daha da heyecanlıydım. Belki de benimle birlikte bebeğim de heyecanlanmıştı babasını gördüğü için.

Gülümsedim ve odamdaki tekli koltuğa oturdum. Evde sadece ben ve Jungkook vardı. İnanamıyorum bu günler de gelecek miydi cidden. Gerçi en son bir ortamda başbaşa kaldığımız zaman pek iyi şeyler olmamıştı. Zaten şuan bu yüzden burdaydım.

Gelen garip sesle sessizce ne olduğunu duymaya çalıştım. Jungkook duş alıyordu ve şarkı söylüyordu! Bayan Jeon bana bunu yaşattığınız için teşekkür ederim! Nefesimi tutarak dinlemeye başladım.

When I see you smile in the screen

You’re good at everything

You’re just perfect

Feels like I’ve never been you

İngilizce telaffuzu gerçekten çok güzeldi. Sesi..onu tarif edemedim gerçekten. Takip ettiğim çoğu idolden güzel bir sese sahipti. Temiz ve gerçekten dinlendiriciydi.

Her şeyden iyi olmak zorunda mısın Jeon?

Boğazım kuruduğu için su içmem gerekiyordu. Somurtarak odadan çıkmak için kalktım. Ne güzel konser dinliyordum şurda. Odadam çıktığım an tek açılan kapınım benim kapım olmadığını anladım kafamı kaldırıp baktım. Bakmaz olaydım. Bir eliyle ıslak saçlarını havlu yardımıyla kurutmaya çalışan Jungkook'un üstünde lacivert renk bir bornoz vardı. Hadi ama sadece beline havlu sarsan ne olurdu diye geçirdim içimden. Ardından içimden de olsa söylediğim şeye şaştım ve hemen gözümü ondan ayırıp hiç bir şey demeden aşağı indim. Kalbim sanki maratona koşuyormuş gibi atıyordu. Jungkook gözümün önünden asla gitmiyordu. O ıslak saçları...Kendimi hafifçe tokatlayarak mutfağa gittim ve çekmeceden bir bardak alarak su doldurup içtim.

Elimi kalbimin üzerime koyup sakinleşmeye çalıştım. Ondan bu kadar etkileniyor olmam haksızlıktı. Başka bir haksızlık ise yanı dibimde olmasına rağmen ona dokunamıyor oluşumdu. Elimdeki bardağı masaya bıraktım ve buzdolabını açtım. Tam çikolatalı süte uzanacağım sırada gelen mide bulantısı ile yukarı kata banyoya koştum. Odamdaki banyoya yetişemeyeceğim için geçici olarak Jungkook'un kullandığı banyoya girdim ve kapıyı kilitledim ardından hemen klozete kusmaya başladım. Gerçekten çok kötü bir şeydi.

Kapı tıklandı ve Jungkook'un sesini duydum.
"Ji Sung iyi misin?" dedi. Şuan cevap verecek halde değildim. Yavaşça ayağa kalktım ve elimi yüzümü yıkayıp ağzımı çalkaladım ve kapının kilidini açtım. Jungkook şaşkın bir şekilde bana bakıyordu. "Sen..iyi misin?"diye sordu. Yalan söylemekten ciddi anlamda nefret ediyordum ama başka şansım yoktu. "İyiyim, sabah yediğim tavuktan dolayı olmalı"dedim. Anladığına dair kafasını salladı. "Aç olmalısın bir şeyler yemek ister misin?"diye sordum. Tam itiraz edeceği sırada karnı guruldadı. Sormasam aç aç dolaşacaktı. "Tamam o zaman ben mutfağa geçiyorum sende gel"dedim ve aşağı mutfağa geçtim. Bir iki dakika sonra o da geldi. "İstediğin bir şey var mı?"diye sordum eğer varsa isteye isteye yapardım çünkü. "Pizza sipariş edelim mi?"diye ortaya bir fikir attı. Gerçekten güzel olurdu daha sabah aklıma gelmişti. "Tamam hemen sipariş ediyorum ben"dedim ve internetten oturduğum eve yakın pizzacılardan bilindik olan bir tanesinden sipariş ettim.

Siparişin gelmesini beklerken aramızda oluşan sessizlik gerçekten rahatsız ediciydi. Bu sessizliği bozmak adına bir soru yönelttim. "Şirket işleri için mi geldin?"
O ise sadece kafasıyla onayladı.

10-15 dakika sonra çalan zille ayağa kalkmıştım ki Jungkook da benimle kalktı ve kapıya doğru geldi. Kapıyı açıp siparişi aldım tam cebimdeki parayı verecekken  Jungkook adama parayı uzatarak kapıyı kapattı. "Ben istedim, ben öderim"dedi. Jeon Jungkook sana daha ne kadar veya kaç kez düşeyim?

Düşünceli oluşu beni gülümsetmişti. "Elimi yıkayıp geliyorum sen içeri geç"dedi. Onun söylediğini yaparak mutfağa geçtim ve paketleri masaya koydum. İki büyük bardak ve kola da çıkartınca. Bende elimi yıkadım ve oturup Jungkook'u beklemeye başladım. O sırada içeriden Jungkook bana seslendi.

"Ji Sung" .İsmimi onun ağzından duymak yine ve yine gülümsememe sebep olurken görüş açıma girdi. Elinde gördüğüm şeylerle şok oldum.

"Sen....hamile misin?!"






-Ahaa poku yedin Ji Sung💩
-JK sanki biraz kibarlaştı ha?🙊
-Sizce Ji Sung ne diyecek?🙆
-Bir dahaki bölüm Jungkook'un ağzından olacak. İlk defa~🙌
-Oy verip yorum yapmayı unutmayın🌟
-Tamam şimdi gidiyorumm. Sizi öpüyorum muah muah😙💜

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now