🌙26 'end'

15.1K 792 546
                                    

Final bölümü

2 yıl sonra

(Ji Sung)

"Sabahtan beri sizi bekliyorum Jeon ailesi biraz daha acele mi etseniz acaba"diye sızlanan HyuJin'e karşılık dahada hızlandım. Min-Seo'nun odasına girdiğimde hâlâ oturmuş barbieleriyle oynadığını gördüm. "Anneciğim hadi ama geç kalıyoruz"diyerek dolabına yöneldim ve mor eşofman takımını çıkarttım. Yanına gidip hemen giydirmeye başlayınca bana sorular sormaya başladı.
"Anne neyeye gidiyoruz hayla söylemedin"dedi.

HyuJin ve sevgilisi, Taehyung ve eşi, Jungkook ben ve Min-Seo ile büyük bir yazlığa gidecektik. Haftasonunu orada geçirerek ufak bir tatil yapmak istemiştik. "İki günlük bir tatile gideceğiz annecim"diyerek bir öpücük verdim. "Öyleee mi"diyerek sevinçle ellerini çırptı. Tam iki yaşına gelmişti. Kendini çok rahat bir şekilde ifade ediyordu güzelce konuşuyordu.

Bu iki yılda çok fazla şey olmuştu. Jungkook'un bana karşı beslediği hisler derinleşmişti, HyuJin artık -çok şükür- sap değildi, Taehyung evlenmişti bunlar iyi olan şeylerdi. En kötüsü ise annemi kaybetmiştik. Aylarca kendime gelememiştim ve sürekli bayılmıştım. En son psikolojik destek alarak ayağa kalkmıştım tabiki bu süreçte bana yardım eden Jungkook, HyuJin, babam, Bay ve Bayan Jeon'un da büyük hakkı vardı.

Sadece bir anda kalp krizi geçirerek ölmüştü. Min-Seo'nun anneannesi yoktu. Ama Bayan Jeon o kadar güzel ilgileniyorduki annemin sevgisini hiç aratmıyordu. Aynı şekilde benimlede öyle. Bazen Jungkook'u başımızdan kovuyordu ve 'Ben kızımla gezip eğleneceğim'diyordu. Tüm gün pestilimiz çıkana kadar gezip eğleniyorduk. Gerçekten bana çok candan yaklaşıyordu.

Ve üniversite eğitimimi tamamlamıştım. Kısacası bu iki yıl, hayatımda geçirdiğim en dolu iki yıl olmuştu. İyisiyle kötüsüyle. Ama her zaman yanımda olan Jungkook ile her şeyin üstesinden gelmiştik.

"Ne oldu anne daldın gittin yahu"diyerek beni düşüncelerimin arasında çıkartan Min-Seo olmuştu. "Yok bir şey bebeğim dalmışım"dedim. Minik çantasına sevdiği oyuncakları birlikte doldurduk ve odadan çıktık.
HyuJin koltuğa yatmış bağırıyordu. "Yeteeerr artık bi çıkın ama ya!"dediğinde Min-Seo ona seslendi. "Senin sevgilin nerdeki sıkılıyorsan onun yanına git"dediğinde bir kahkaha patlattım. Çok bilmiş konuşuyordu. "Hepsi baban yüzündenn bizimle gel o direkt yazlığa geçsin dedi bu kadar bekleyeceğimi nerden bileyim"dedi ağlamaklı bir sesle. Min-Seo ise hemen yanına koşup sarıldı ve "Ağlama kavuşacaksın ona"diyerek teselli etti. Güzel kalpli kızım benim.

Jungkook da odadan çıktı. Siyah kot bir pantolon giymişti üstüne ise koyu yeşil bir sweatshirt giymişti. Sadee bunlarla bile yakışıklıydı. "Hazır mısınız? Çıkalım"dediğinde HyuJin resmen fırlayarak dışarı çıktı. Min-Seo'da aynı şekilde halasının peşinden gitti. "Şunlara bak ne kadar aceleciler"dediğimde Jungkook beni onayladı. Gülümseyerek dudağına bir öpücük bıraktım. Geri çekilecektimki belimden tutarak ayrılmamızı engelledi. "Bayan Lee, bu elbisenin bu kadar yakışmış olması beni kıskandırıyor"dediğinde bende onu taklit ettim. "Bay Jeon, sadece bir sweatshirt ve pantolon giymenize rağmen bu denli yakışıklı olmanız beni kıskandırıyor"dediğimde kafasını arkaya atarak güldü. İşte o dakika en güzel ana şahit olmuştum. Ne güzel gülüyorsun Jeon.

"Babağğ halam böcek yedi!" diyerek bize doğru koşan Min-Seo ile birbirimizden ayrıldık. "Min-Seoo şaka yapmıştım öyle bir şey yok o hâlâ yaşıyor gel bak"diyerek Min-Seo'nun elini tutarak bahçeye geri götürdü HyuJin.
✒.

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin