🌙25

11.4K 659 314
                                    

(Ji Sung)

Son olarak saçlarımıda yaptım ve aynaya baktım. HyuJin'in aldığı kıyafet, makyajım ve saçım..Gayet iyi görünüyordum. Önemli bir davet olduğunu söylemişti Jungkook daha fazla bilgi vermemişti. Min-Seo'yu HyuJin'e bırakacaktık. İyice hareketlenmişti ve bakması da zorlaşmıştı.

Elbiseme uygun ayakkabımıda alarak Min-Seo ile odadan çıktık. Beş dakika sonra Jungkook gelecekti ve geçecektik. Galiba şirket işleri ile ilgiliydi.

Telefonuma mesaj gelince açıp baktım. Kapıda beklediğine dair bir mesajdı. Min-Seo'yu kucaklayarak evden çıktım. Kapıyı kilitleyince bahçe kapısından da çıktım ve bizi bekleyen arabanın arka kapısını açtım. Min-Seo'yu otutturduktan sonra kendimde öne geçip oturdum. Jungkook sportif ama şık giyinmişti. Bu sabah geç kalktığım için ne giydiğini yeni görüyordum.

İlk önce Min-Seo'yu bıraktık ve gideceğimiz yere geldik. Arabadan inince havanın soğuk olduğunu yeni fark etmiştim. Üstüme ceket almadığıma pişman olmuştum. Etrafa baktığımda deniz kenarı, güzel bir lokanta olduğunu gördüm. Demek davet lokantadaydı ben daha farklı bir yerde bekliyordum açıkçası.

Jungkook yanıma gelince içeri doğru ilerlemeye başladık. "Yanlış yere gelmiş olabilir miyiz Jungkook çünkü burası oldukça boş diğerleri nerede?" dedim. Çünkü gerçekten boş görünüyordu. Lokantanın içi de boş görünüyordu. "Hayır, doğru yerdeyiz gel içeri geçelim biz"dedi ve elimi tuttu. Elimi tuttu! Tamam beni öpmüş olabilirdi, birlikte uyumuş olabilirdik ama şuan elimi tutması çok farklı hissettiriyordu.

Kapıdan içeri girince mekanın gerçekten boş olduğunu gördüm. Şuan neden bu boş mekana geldik diye düşünsemde Jungkook'a güvenerekten bizi yönlendirdikleri iki kişilik masaya oturdum. Siparişlerimizi verip beklemeye başlayınca ben hala konuşmuyordum.

"Hiç ikimiz başbaşa yemek yememiştik değil mi?"dedi Jungkook. Şaşkınlıkla başımı salladım. Ne yani davete diyerek beni yemeğe mi çıkartmıştı. Heyecandan öleceğim galiba.

Yemekler gelince yavaş yavaş yemeye başladım. Gerçekten çok gergin olduğum için ne diyeceğimi kestiremiyordum. Ağzımdaki yemek bitince yine konuşmak ağzımı için açtım ama ses yoktu. Bir türlü ne diyeceğimi bilemiyordum.

"Neden seni yemeğe çıkarttığımı merak ediyorsun öyle değil mi?" dediğinde minnet dolu bakışlarla onu onayladım. Kim demeden kimchiyi anlıyordu.
Elindeki çatal ve bıçağı dikkatlice bıraktı ve gözlerini benimkilerle buluşturdu.

"Ben cidden çok düşündüm ve HyuJin'den de öneri alarak karar verdim. Ben seni, sen beni çocukluğumuzdan biliyorsun. Sen hayatımda güvenebileceğim sayılı kişilerdendin ve hâlâda öylesin. Seninle çok fazla konuşmadığım ve konuştuğum zamanda terslediğim için üzgünüm o zamanlarki ben, ben değildim. Ama Min-Seo sayesinde evlendiğimizde farkına vardım ki senden hoşlanıyorum. Duygularımı dile getirmekte berbatım biliyorum beklediğin gibi olmadı bunuda biliyorum ama, kalbinin kapısını benim için açar mısın?" dediğinde ağlıyordum. Mutluluk gözyaşlarım akarken o yanıma gelip sıkıca sarıldı bana. "Sana kapılarım her zaman açık Jeon"dediğimde alnıma bir öpücük bıraktı. "Kendimi bulmama yardım ettiğin için teşekkür ederim Ji Sung"dedi ve dudaklarımızı buluşturdu. Yavaşça ve incitmek istemezcesine öpüyordu. Nefessiz kaldığım için ayrılan taraf ben olmuştum.

Alnımı alnına yasladı. "Seni seviyorum Jeon Jungkook"dediğimde gülümsedi ve iki cümleyi değiştirerek aynısını söyledi. "Seni seviyorum Lee Ji Sung"

✒.

Min-Seo'yu uyuttuktan sonra kamerayı elime alarak salona geçtim. Jungkook televizyon izliyordu. Yanına gidip oturunca beni kendine doğru çekti. Yapma şöyle şeyler Jeon kalbim dayanmıyor.
"Hâlâ inanmıyorum"dediğimde bana 'neye' dermiş gibi baktı.
"Kızımızı uyutmuş senin yanına geliyorum bana sarılıyorsun birlikte televizyon izliyoruz..Yıllardır aşık olduğum adamla bu duruma geleceğimi asla tahmin etmezdim."dediğimde saçıma bir öpücük kondurdu. "İnan, seni çok seven bir eşin var bir bebeğimiz var mutlu olacağız"dedi. Mutluydukta.

"Mark'ın yaptığını hâlâ anlatmadın"dediğimde yüzü düştü. Bunun olmasını istemezdim ama neden yaptığını ve ne yaptığını merak ediyordum. "Geçen seneden beri üstünde çalıştığım projeyi çalarak rakip şirketlere parayla satmış. Bilgisayarıma nasıl erişim sağladı bilmiyorum ama hacklemişte. İnternet sitesinde garip değişiklikler yapmış ve saçma sapan şeyler yazmış ne garezi var bilmiyorum ama şirketin hisse değerleri çok büyük düşüş yaşadı." dediğinde şaşkınlıkla onu dinledim. Amerika'da bana şirketin ismini kirletmem lazım demişti ama bu kadarıda saçmaydı. Jungkook'un üzerinde çalıştığı proje oldukça önemliydi ve çok emek vermişti. Nasıl ve neden böyle bir şey yapmıştı.

"Her neyse boşver kurtardık her şeyi"dedi. Gece geç saate kadar gelmeyişi ve toplantıdan toplantıya koşusunun sonu iyi sonuçlanmıştı en azından. "Şirketi özledim, çalışmak istiyorum"dediğimde başını olumsuz anlamda salladı hemen. "Şuan çalışman zaten imkansız Min-Seo daha çok küçük ama büyüyüncede çalışmanı istemiyorum Ji Sung. İnan çalışmam gerekmeseydi tüm gün Min-Seo ile ilgilenirdim. Onunla senin ilgilenmen gerekiyor kreşteki öğretmenin değil. Bu konuya gerçekten çok karşıyım çocuğun annesi olarak çocuğa bakman gerek. Küçük yaşta kreşe veriyorlar annesi akşam geliyor tüm gün çocuğa hasret kalmış birlikte vakit bile geçiremiyorlar çok saçma ve kötü"dedi.

"Biliyor musun?, hiç bu açıdan bakmamıştım gerçekten haklısın."dedim. Küçük yaşında Min-Seo'yu ilgisiz bırakmak korkunç olurdu. Birden gelen esneme ile "Uyuyacağım artık"dediğim ve birlikte yukarı çıktık. Ayrı odalarda yatıyor oluşumuz daha önce hiç bu kadar üzmemişti. İyi geceler dileyerek odama girdim ve şortlu pijamalarımı giydim çünkü hava oldukça sıcaktı. Yatağıma yatmıştımki kapım tıklandı. Sessizce "Gel"dedikten sonra Jungkook kafasını uzattı. Nasıl bu kadar sevimli durabilirdiki?!

Elindeki yastığı görmem ile kalbim yine normal ritmini yitirdi. "Bu gece beraber uyusak uykumu almış bir şekilde uyanabilirim diye düşündüm"dedi fısıltı ile. Gülerek yastığımı kenera çektim ve yanımı patpatladım. Kapıyı kapatarak yanıma geldi ve uzandı. Yine kalbimin sesi duyuluyordu değil mi?
Kollarını bana sarınca huzurun kelime anlamını yaşamıştım. "İyi geceler meleğim"dedi ve dudaklarıma bir öpücük bıraktı. İyi geceler Jeon.




📍Ummmarımkii beğendiğiniz bir bölüm olmuştur.

📍Çok ağırlaştırılmış bir ders programım var inanın yeni geldim zor geldimm

📍Sonundaa. Artık beraberlerr.

📍MOTS:7 yayımlandı ne düşünüyorsunuz en sevdiğiniz parça hangisi oldu? Hepsi mükemmel ama benim için 'We Are Bulletproof:The Eternal' cidden mükemmel. Krallarım yine rekor kırıp duruyor işte her zamanki BTS.

📍VEEE BİR SONRAKİ BÖLÜM FİNAL!

📍Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız plz

📍Sizi seviyorum ve sizde kendinizi sevin çünkü başkasını sevmek, kendini sevmekle başlar.

📍Öpüyorum muah muah💜

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now