🌙22

10.7K 825 367
                                    

+10 oy gelince yeni bölümü atacağım~

(Ji Sung)

Sabah gayet rahat bir uyku çekerek uyanmıştım. Bir dakika. Sabah? Hemen saate baktım 08.24'dü. Yok artık dün hastahaneden geldiğimizden beri uyuyor muydum?! Ayrıca arabada uyuduğumu hatırlıyordum. Yoksa beni buraya Jungkook mu getirmişti. Yok artık öyle bir şey olabilir miydi? Beni kucağına almış olması gerekiyordu bunun için. Neden hatırlamıyordum diye hayıflammaya başladım.

Kafamı beşiğe çevirince boş olduğunu gördüm. Hemen yataktam çıktım. Min-Seo neredeydi? Odadan da çıkınca salondan gülme sesleri gelmeye başladı. Demek babası ile beraberdi. İçim rahatlamıştı.

Dünden beri sadece ek gıda mı yemişti Min-Seo? Onu emzirmem gerekiyordu. İlk önce odama geri dönüp elimi yüzümü yıkadım ardından giyinme odama gidip pijamalarımı çıkarttım ve gündelik ama şık bir şeyler giydim. Odadan çıkınca Jungkook'un ve Min-Seo'nun kahkahalarını tekrar duymaya başladım. Ne güzel bir şeydi bu böyle.

Yanlarına gidince beni ilk fark eden Min-Seo olmuştu. Bana gülümsedikten sonra tekrar babasına döndü. Beni resmen görmezden gelmişti. "Babanı çok seviyor olabilirsin anneciğim ama sencede artık karnının doyması gerekmez mi?"dediğimde Jungkook bana baktı "Sonunda uyanmışsın." dedi. Haklıydı kaç saatir uyuyordum.

Min-Seo'ya bir öpücük vererek bana verdi.

"Benim şirkete gitmem lazım. Ha birde HyuJin seni de aramış duymamışsın galiba ama o gelecekmiş"dediğinde tabiri caizse gözlerimin içi parlamıştı. Eskiden her gün görüştüğümüz için şimdi üç gün çok gelmişti.

✒.

Kapı çalınca Min-Seo'yu oyun minderine bırakarak kapıya koştum hemen. Delikten bakınca HyuJin olduğunu görüp gönül rahatlığı ile açtım. Direkt boynuma sarılınca bende ona sarıldım. Birden ağzından hıçkırık kaçınca omuzlarından tutarak onu geri çektim.

"HyuJin, iyi misin ne oldu niye ağlıyorsun?"dedim endişeyle.

"İçeri geçelim anlatacağım"dediğinde onu onaylayarak kapıyı kapattım. O da montunu asarak içeri salona geçti. Min-Seo'ya bir kere sarılarak öptü ve koltuklardan birine oturdu.
"Sevgilisi varmış"dediğinde neyden bahsettiğini anlayamadım. "Kimin varmış?"diye sordum çünkü kafam çok doluydu ve aklıma gelmiyordu.

"Taehyung'un. O aptal bana mesaj atarken 'Seni özledim HyuJin, Buluşalım mı HyuJin'derken iyiydi ama. Aptal kafam. O bana hiçbir zaman o gözle bakmadı Ji Sung. 'Seni kız kardeşim gibi seviyorum'diyor birde sevme beni öyle aptal"dedi ve ağlamaya devam etti. Cidden büyük bir aşk acısı çekiyordu. Yanına gidip sarıldım ve sırtını sıvazlamaya devam ettim. "Bu gözyaşlarının akmasına sebep olduğu için Taehyung'dan nefret ediyorum."dediğimde "Benden çok edemessin"dedi.

Bir süre bu şekilde durduk ben onun sakinleşmesini beklerken bir yandan da Min-Seo'yu gözüm ile takip ediyordum. "Vazgeçmem gerek artık Ji Sung"dediğinde gerçekten çok şaşırmıştım. "Sevgilisi varken duygularıma hakim olmam gerek"dediğinde gülümsedim. Farkındaydı ve ne yapması gerektiğini biliyordu.

✒.

HyuJin akşama doğru gidince bende Min-Seo ile mutfağa geçmiştim. Jungkook sundubu-jjigaeyi çok seviyordu o yüzden bu akşam ondan yapacaktım. Normalde akşam şirketten geç geldiği için orada yiyordu ama bugün erken gelecekti. Sundubu-jjigae kadae karın doyurucu ve lezzetli bir yemek yoktu benim için.

Pişen yemeği kaselere koydum ve yanına da pirinç koydum. Karnımın acıktığını hissetmiştim. Chopstickleri ve kaşıkları masaya koyunca tam olmuştu. Galiba ilk defa sadece ikimiz yemek yiyecektik. Tabi tam olarak ikimiz sayılmazdık, Min-Seo'da vardı.

Zilin çalması ile Min-Seo minik gözlerini heyecanla etrafta gezdirdi. Mutfktan çıkarken dalin kokulu saçlarına bir öpücük bıraktım ve dış kapıya gittim hemen. Anahtarı vardı neden zile basmıştı acaba?

Her zaman yaptığım gibi yaparak delikten bakarak kapıyı açtım. Henüz ayakkabılarını çıkartmadan "Anahtarımı unutmuşum da"dedi. Önemli değildi benim için. İşten gelen eşime (!) kapıyı açmak.

"Yemek yapmıştım, yiyecek misin?"dedim o montunu askılığa asarken. Tam cevap vereceği sırada karnı guruldadı. Tamam, ben cevabımı almıştım. Mutfağa geçerken o da benim arkamdan geliyordu. Çoktan kurulmuş sofraya görünce şaşırdı.

"Ellerimi yıkayıp geliyorum" diyelek mutfaktan çıktı.

Tekrar geldiğinde Min-Seo'yu kucağına aldı. "Ne çabuk özledim ben seni"diyerek öptü. Ne güzel seviyorsun Jeon.

Chopstickleri eline alarak yemeye başlayınca bende başladım. Tabağını gerçekten hızlı bir şekilde bitirince pirincini de bitirdi. Beğenmiş miydi yani? "Güzel olmuş mu?"diye sorduğumda başını sallamakla yetindi. Yemek konusunda kendiem güvendiğim kadar vardı demek. Gülümseyerek yemeğime devam ettim.

Jungkook'un telefonu çalınca bıkkınlıkla elini peçeteye sildi ve cebinden çıkartıp açtı.

Efendim Kang-Dae?

Umarim yanlış duymuşumdur, tekrar eder misin?

Sesi oldukça gergin çıkıyordu ayrıca sinirli. Karşı tarafın söylediği şeyle masadan hışımla kalktı.

Siz bir işinizi de doğru düzgün yapamıyor musunuz?!

ŞİRKEDEKİ ONCA GÜVENLİK NE YAPMIŞ!?

Babama ve HyuJin'e haber ver aynı zamanda yönetim kurulu üyelerinede acil toplantı ayarla

Dedi ve telefonu kapattı. Tam ağzımı açıp bir şey soracakken, konuştu "Gitmem gerekiyor gece gelmeyebilirim"dedi ve mutfaktan çıktı. Onun peşinden bende çıkınca telefonuna gelen bir mesaja bakarak kısık sesle "S.ktir"dediğini duydum. Onca yıldır ilk defa küfür ettiğini duyduğum için ağzım şaşkınlıkla açılırken o evden hızla çıktı.

Onu bu denli sinir eden kişinin Mark Tuan oluşu, aklıma gelen ilk şeydi.

-Akşam derslerinden sorma bölüm yazmak çok eğlenceli oluyor heheh

-Sizi merakta bırakmak da öyle

-Oy sayıları düştüğü için sınır koyuyorum maalesef zaten çok az hemen dolar diye düşünüyorum.

-Sizi seviyorumm💜 Öpüyorumm muah muah

+10 OY GELDIĞINDE YENİ BÖLÜM YAYIMLAYACAĞIM

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Where stories live. Discover now