🌙21

11.6K 740 688
                                    

Medya~Min-Seo'nun dolabı

(Jungkook)

Sarılığımda sakinleşmiş ve ağlaması durmuştu. Bu aralar kendim bile yaptığım şeylere inanamıyordum. Dün, yani düğün günü salondan 'tekrar öp' tezahüratlarından dolayı öpmemiştim onu sadece o an içimden geleni yapmıştım. Sadece saniyeler içinde dudaklarımız birbiriyle buluşsada farklı hissettirmişti.

Hissettiğim şeyin hoşlanma veya etkilenme olmadığını biliyordum ama galiba ona alışıyordum.

"O iyi olacak"diyerek saçına bir öpücük kondurdum. Ne oluyordu sana böyle Jungkook? Ji Sung'un hızla atan kalbi, cok yakınımda olduğu için duyulurken tekrar konuştum.
"Kalbin..neden bu kadar hızlı atıyor?"dedim. Cevabını biliyordum sadece ondan duymak istiyordum.
Geri çekildi yüzüme bakarak konuşmaya başladı. "Çünk-"demesine kalmadan doktorun kapısının açılması ile ikimizde hızla doktorun yanına gittik.

"Ateşini zorda olsa düşürdük şimdi daha iyi ama şimdi değilde sabah çıkması iyi olur"dediğinde üstümden bir yük kalkmışcasına rahatladım. Doktora teşekkür ettikten sonra Min-Seo'nun kaldığı tek kişilik odaya girdik. Bir beşik ve koltuk vardı. Hemşire bizi görünce kalktı ve "Ebeveynleri geldiyse ben gideyim"diyerek gülümsedi. Ve odadan çıktı.
Min-Seo'nun yanına gidince ağlamaktan kızarmış gözleriyle ikimize baktığını gördüm. Ardından dudağına dokunmaya başlayınca bir öpücük verdim. Küçüktü oldukça minikti ama hareketleri yaşına göre daha mantıklıydı.

✒.

Uykusuzluktan bayılacaktım ama kucağımdaki minik kızım hâlâ uymadığı için uyuyamıyordum. Hâlâ hastahanedeydik ve Ji Sung'a uyumasını söylemiştim Min-Seo'yada ben bakarım demiştim. Evet bakıyordum ama cidden bayılmak üzereydim. Tekrar Min-Seo'ya baktığımda gözlerinin kapalı olduğunu görünce 'Sonundaa'diyerek beşiği yatırdım. Kanepeye uzanacağım sırada odada sadece bir tane kanepe olduğu aklıma geldi. Ve onda da Ji Sung oturur vaziyette uyuyordu.

Bende yanına oturdum ve kafamı geriye yaslayarak gözlerimi kapattım. İçim rahat etmeyince, Ji Sung'un kafasını omzuma yasladım aksi taktirde boynu tutulabilirdi. Ona baktığımda düzenli nefesleriyle gerçekten uyduğunu anladım. Uyurken oldukça tatlı gözüküyordu. Tanrı aşkına ben ne diyordum! Kafamı tekrar arkaya doğru attım ve gözlerimi kapattım.

Beni kendine çekiyorsun Ji Sung ve ben bundan korkuyorum. Birini sevmekten çekiniyorum. Buna cesaretim yok.

✒.

Sabah Min-Seo'nun gülme sesiyle uyandığımda, gözümü açtığım en güzel gün olduğunu söyleyebilirdim. Ji Sung Min-Seo ile oynarken ikiside kahkaha atarak gülüyordu. Gözlerim bir süre Ji Sung'un gülüşünde takılı kalınca gerçekten güzel güldügünü fark ettim. Bana ne yapıyorsun böyle Ji Sung?

Lisedeyken Ji Sung'dan hoşlanıyordum ama, gençtim ve aptaldım. Bunun uzun süreceğini düşünsemde bir yıl içerisinde duygularım değişmişti. Yavaş yavaş içimdeki o duygu tokumcukları çıkmaya başlıyordu.

Gerinerek uykumu açmaya çalışırken Min-Seo'nun dikkatini çekmiş olmalıydım ki kollarını bana doğru uzatarak gülmeye başladı. Ayağa kalkıp onu kucağıma aldım. Dünki halinden eser yoktu çok şükür. "Uyanmanı bekliyorduk, çıkabilirmişiz"dedi Ji Sung. Beni uyandırabilirdi neden uyanmamı beklemiştiki.

"Ben çıkış işlemlerini halledeceğim sizde arabaya binedurun"diyerek arabanın anahtarını verdim ve yüzümü yıkadıktan sonra odadan çıkarak çıkış işlemlerini halletmek için danışmaya doğru ilerledim.

Görevli kadın Min-Seo'nun kimliğini isteyince cüzdanımdan çıkartarak verdim. Kadın üzgünce bilgisayardan bilgileri kontrol ederken, "Evliymişsin, numaramı verecektim"dedi. nE!?

"Çıkış işlemleriniz tamamlandı çıkabilirsiniz Bay Jeon"diyerek gülümsedi. Ne biçim bi çalışandı bu böyle. Kimliği alarak hemen çıkış kapısına doğru ilerledim. Arabaya giderken telefonum çaldı. Arayan annemdi.

Ahh yeni duyduk oğlum niye haber vermedinn Min-Seo hastalanmışş

Gece olunca uyandırmayalım dedik şimdi çıktık hastahaneden çok iyi şuan

Kıyamam ben onaa. Siz eve geçerken bize bırakın biz ilgilenelim sizde gece boyu uyumamışsınızdır zaten sizde dinledin

Tamam anne sağ ol. On dakika anca sürer zaten

Tamam dikkatli gelin görüşürüz hadi

Görüşürüz

Diyerek telefonu kapattım. Arabaya binince Ji Sung'un ciddi bir şekilde telefon ile konuştuğunu gördüm. 'Saçmalama HyuJin sakin ol ve biraz zaman tanı'dediğinde kaşlarımı çattım. Sakin ol ve zaman tanı. Bir şey mi olmuştuki? Görüşmeyi sonlandırınca "Bir sorun mu varmış?"diye sordum. HyuJin'e gerçekten çok düşkündüm ve onun için endişelenmiştim. "Ha yok her zamanki HyuJin işte ciddi bir şey yok"dediğinde tekrar önüme döndüm ve arabayı çalıştırdım.

Tam dediğim gibi on dakika sonra evin önündeydik. Ji Sung'a geldiğimizi söyleyecektim ki uyduğunu gördüm. Gerçekten çok yorulmuş olmalıydı. Arabadan inip arka kapıyı açınca pusetiyle beraber Min-Seo'yu aldım. Lazım olabilecek şeylerin bulunduğu sırt çantasını da alınca kapıyı yavaşça kapattım ve kapıya ilerleyerek zili çaldım.

HyuJin kapıyı açınca heyecanla Min-Seo'yu aldı. "Ne yani Min-Seo gelince beni unuttun mu?"dediğimde ise güldü ve uçan öpücük attı. "Girsene içeri ve Ji Sung nerde?"dediğinde başımı olumsuz anlamda salladım. "Ji Sung arabada uyuyor ve hemen eve gidip duş alacağım sonrada derin bir uyku çekeceğim. Kızıma iyi bakın"dedim. Tam arkamı dönüp gidecektim ki HyuJin bileğimden tuttu. "Ji Sung yeni uyanınca pek çekilir halde olmuyor o yüzden kucağına alarak direkt yatağına taşı onu"diyen HyuJin'e gözdevirdim. Sırf kucağımda taşımam için yaptığı belliydi ve tabikide bunu yapmayacaktım.

"Görüşürüz HyuJin"diyerek tekrar arkamı döndüm ve arabaya doğru ilerledim. Yine sessiz bir şekilde kapıyı açtım ve bindim. Arabayı çalıştırarak kendi evimize sürmeye başladım. Kendi evimiz? Kulağa oldukça garip geliyordu.

Ev yakın olduğu için kısa süre içinde gelmiştik. Arabadan inmeden önce Ji Sung'u uyandıracaktım ki masum bir şekilde uyuyor oluşuna kıyamayarak kucağıma aldım. Arabanın kapısını kapatıp kilitleyerek eve doğru ilerledim.

Çok yakınımdaydı. Kollarımın arasındaydı ve kokusunu net bir şekilde alabiliyordum. Kokusu burnuma tekrar çarpınca durdum ve derin bir nefes aldım. Kokusu beni neden bu kadar etkilemişti?

Ji Sung'u hafife almıştım. O gerçekten güzel, çekici ve etkileyici biriydi.

Sana karşı hislerim tohumcuk halinde şuan ama ne zaman o tohumlar filizlenecek o zaman senden hoşlanıyor olacağım ve ne zaman o tohumlar bir ağaç olacak işte o zaman ise sana aşık olacağım. Beni etkin altına aldın Lee Ji Sung hemde çok kısa bir süre içinde.






-Gece fic okumak sarıyor diye yine bir bölüm attım. Ama karanlıkta sadec ekrana odaklanmanız göz sağlığınız açısından zararlı o yüzden çok oyalanmayın yorum yapmanızı da istemeyeceğim sadece oylasanız yeter.

Bu bölümdee JK'in hislerini bizzat görmenizi istedim. İlk başlarda devam ettiremesemde sonlara doğru daha iyi oldu gibi uf ne diyorum ben ya

Günün üçüncü bölümü hadi yine iyisinizz

Neyse minik 🐑'larımm. Size kuzum demeyi çok seviyorum ahkahsja

Çok konuştum yineeğ artık gidiyorumm. Sizi seviyorum öpüyorumm💜muah muah

Answer ❦︎ |JJK|✔ [Tamamlandı] Donde viven las historias. Descúbrelo ahora