-5-

423 56 14
                                    

Red Hood tam anlamıyla kötü bir adam değildi

Ups! Ten obraz nie jest zgodny z naszymi wytycznymi. Aby kontynuować, spróbuj go usunąć lub użyć innego.


Red Hood tam anlamıyla kötü bir adam değildi.

En azından bu Red Hood değil diye düşündü. Geçmişte birçok Red Hood olmuştu ve bunlar genelde hırsızlardı. Büyük bankaları, müzeleri, çok güvenlikli fabrikaları soyarlardı.

Ama o öldürüyor. Aslında bunun da iyi bir şey olmadığından da gayet emindi. Sadece kötüleri, ama öldürüyor.

Kaşları çatıldı. Doğal olmayan yollardan ölüm oranları çok bariz bir şekilde olmasa da yükselmişti, ancak bu onun dikkatini çekmemişti. Başka bir Batman gibi mi? demişti kadın. Ancak Red Hood Batman'nin hiçbir zaman yapamayacağı bir şeyi yapıyordu.

Ve bunu ustalıkla yapıyordu. Daha büyük bir şey için hazırlandığı belliydi. Eğer Gotham'ın yeni Batman'ı olmak istiyorsa eninde sonunda onunla karşı karşıya gelecekti. Bruce bu karşı karşıya gelişin mümkün olduğunca yakın bir zamanda olmasını umdu. Belki o zaman onu engelleyebilirdi.

Öte yandan Florence ile konuştuğunda da kadının sesinden, onun tarafında da bir şeylerin yolunda olmadığını anlayabiliyordu. Yine de eğer kadın konuşmak isteseydi Bruce'un yaptığı gibi onu arar ve anlatırdı.

Adam başını kaldırdı ve ayakta duran Alfred'e ve kendisini bir koltuğa atmış Dick'e baktı. Düşündüklerini onlara anlattı. ''Bunun gelmesi an meselesiydi.'' Dedi Dick. Nightwing kostümü olmadan son zamanlarda onu görmemişti ve şimdi günlük kıyafetleriyle olması garipti.

''Dediğiniz gibi dikkatinizi daha çok çekmek için size doğru hareketlenmeye başlayacaktır. Peki o zamana kadar?''

Bruce, Alfred'in zoruyla yukarı çıkmış ve bir koltuğa otuturulmuştu ancak mağarada bilgisayarının başında araştırmayı yeğlerdi.

''Şimdiye kadar aynı şekilde öldürülen dört kişi de uyuşturucu kaçakçısı. Dördü de kurşunla öldürülmüş ancak öncesinde işkenceye uğramışlar.''

''İsimleri topluyor.''

Bruce başını salladı. Bunu sırf bir kahraman gibi çözemezdi. Tamamen bir dedektife dönüşmeliydi. Ancak detaylar gözlerinin önünden geçip gidiyormuş gibi hissediyordu. Onları yakalayamıyordu.

''Son baktığımda hepsi kısa bir süre önce Penguin'nin kulübüne  gitmişlerdi. Belki de onunla bir ilişkileri vardır.'' dedi Dick. Bruce neredeyse kararmış havaya baktı. Tüm bu araştırma olayının bir yerinden başlamalıydı ve o noktayı da bulmuş gibiydi.

***

Florence elinde ki şarap bardağına adeta sarılırcasına tutunuyor. Floransa'nın büyüleyici sarı ışıklarını, çiçek ve bitkilerle dolu terasından izliyordu. Artık Salı günüydü ancak pazartesinin bir uzantısıymış gibi hissettirmesine lanet ediyordu

Rahatlamaya ihtiyacı vardı ve bunu ne aşık olduğu şehirde, ne de aşık olduğu ülke de yapabilirmiş gibi hissediyordu. New York'ta ki hissi özlemişti. Uzun vadede yaşamak isteyeceği bir yer olmasa da gelip geçiciliği teklif ediyordu. Amerika yeniydi ve sürekli yenileniyordu.

The Artist | Bruce WayneOpowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz