TAT

226 14 2
                                    

''Tamam, Alexis. Sen... Sen kendine dikkat et, ben babanı açıklamaya çalışacağım.'' dedi annem iç çekerek. 

Gözlerimi yumup kısa sürede açtım. ''Sağ ol anne.'' 

Telefonu kapadım. Anneme olanları kısaca özetlemiştim. Şaşırsa da çok geçmeden korkmaya başlamıştı. Bunu belli etmemeye çalışıyordu ama sesi onu ele veriyordu. Benim için endişelenmesini tabi ki anlıyordum.

Araba durunca çevreme bakındım. Bir ormandaydık. Hava kararmıştı. Ay'ın bir kısmı gökyüzünde gözüküyordu. 

Emliyet kemerini çözen Andrea'ya baktım. Arabadan çıkınca ben de daha fazla beklemeden çıktım. İlerleyen Andrea'ya koşarak yetiştim. ''Nereye gidiyoruz?''

Andrea bana bakmadan cevap verdi. ''İleri de bir kulübe var. Sammy orada yaşıyor. Birkaç gün onda kalabiliriz diye düşündüm. Nemesis'i bulmamızda yardımcı olacak.''

Başımı yavaşça salladım ama sinirlenmiştim. Neden sinirlendiğimi bile bilmiyorum ama bana bakmadan cevap vermesi nedensizce beni rahatsız etmişti. 

Yürürken Andrea bir taşa takıldı ve düşecekken onu tuttum. ''Dikkat et.''

Soğuk çıkan sesime aldırış etmeden yürümeye devam ettim. Arkamdan geldiğini adım seslerinden anlıyordum. 

Bir süre sonra bir kulübe belirdi. Kulübe tamamen tahtadan yapılmaydı ve hoş bir görüntüsü vardı. Kulübenin kapısının önüne gelmiştim ki kapı açıldı. Şaşkınca karşımdaki sarışın vampire bakıyordum. En fazla yirmi küsür yaşında gözüküyordu ve erkeksi yüzüyle bütün bayanların arzuladığı vücudu vardı. Masmavi gözleri vardı ve gece de parıldıyordu.

Ben şaşkınlıkla olduğum yerde dikilirken arkamdan bana yetişen Andrea adama eline uzattı. Adam anında elini tutarak selamlaştılar. ''Hoş geldiniz Andrea. Ben de sizi bekliyordum.''

Ben hala kapının önünde dururken Andrea ve adam içeriye doğru yürümeye başlamıştı bile. Sonunda kendime gelip içeriye girdim. İçerisi zaten küçük olduğu için hemen salonu bulabilmiştim.

Salona girdiğim de Andrea ve adamın yan yana oturmuş hızlı hızlı bir şeyler konuştuklarını fark ettim. Tekli koltuklardan birine oturduğumda adamın mavi gözleri bana döndü. ''Merhaba Alexis. Ben Sammy. Kısaca Sam desen çok memnun olurum.''

Yutkunmak zorunda kaldım. Ben Sammy'i kırklı yaşlarında birini bekliyordum ama bu... Tanrıça adına, çok yakışıklıydı! 

Başımı salladım ve gülümsedim. ''Tanıştığımıza memnun oldum Sam.''

Sam de bana nazikçe gülünce bakışlarımı kaçırdım. Kızarmamalıydım, siktir... Kızarıyorum! 

Mahçupça gülümserken gözlerim Andrea'nın gözleriyle kesişti. Kaşlarını çatmış bir bana bir de Sam'e bakıyordu. En sonunda omuz silkip Sam'e döndü. ''Bir şeyler bulabildin mi?''

Sam de Andrea'ya dönünce geriye yaslandım ve onları dinlemeye başladım. '' Nemesis'in yerini sadece bir kşi biliyormuş. O da Linda adında bir kadın vampir. Kadın Nemesis'in çok yakın arkadaşı ve aynı zamanda pis işlerini yapan kişi.''

Andrea'nın kaşları çatıldı. ''Nerede yaşadığını öğrendin mi?'' 

Sam başını sallayıp harika bir gülümseme gönderdi Andrea'ya. ''Zor oldu ama başardım. Rusya da Moskova şehrinde yaşıyormuş. Orada küçük bir kuoför dükkanı varmış. Nemesis'in yanında olmadığı zaman orada oluyormuş. Hatta...''

Duraksadı ve birkaç kez kıpırdandı. Arka cebinden bir kartvizit çıkardı. Andrea'ya uzatırken ''Bu onun kartviziti. Adresi burada yazıyor.'' dedi.

KANLI GÜL (DB 2)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora