LINDA'NIN YERİ

264 16 2
                                    

Yeni bölümün gecikmesi adına hepinizden çok özür dilerim...

İyi Okumalar...

Moskova'nın serin sokaklarında dolaşırken bir yandan da ince giyindiğim için kendime küfür ediyordum. Vampir olduğum kadar insandım da ve bu soğuk havayı hissetmeme olayı ben de yoktu.

Kollarımı birbirine doladım ve ısınmaya çalıştım. Ağzımdan çıkan beyaz sis tabakasını gördükçe küfürlerim artıyordu. 

Önden ilerleyen Andrea'ya yetişmek adına biraz daha hızlı yürümeye denedim. Sabah erken uyanmıştık ve uyandığımız gibi Linda adındaki kadını aramaya başlamıştık. Daha doğrusu aramamıza gerek kalmamıştı. Kuoför dükkanı burada çok ünlüymüş. 

Andrea durunca hızımı alamadım ve ona çarptım. Geri çekilirken başımı eğdim. Dün akşamdan beri yüzüne pek bakmamıştım. Göz göze gelmek istemiyordum. 

Andrea'nın sesiyle kendime geldim. ''İleride. Kapıdakileri hatırladın mı?''

Kafamı Andrea'nın gösterdiği -sağıma- çevirdiğimde gözlerimi kıstım ve kapıdaki iki tartışan çifti incelemeye başladım. Derin bir nefes aldım ve fısıltı şekilinde ''Connor ve Anna... Korumalar...'' dedim.

Andrea yavaşça başını salladı. ''Onların dikkatini dağıtmamız gerekiyor.''

Kaşlarım çatıldı ve bir süre sonra aklıma gelen fikirle gülümsedim. ''Adamın dikkatini dağıtabilirim ve işini hallederim. Sen de kadınınkini dağıtırsın. ''

Andrea başını iki yana salladı. Kaşları çatılmıştı. ''Bu iş bu kadar kolay değil. İlk melezler olduklarını unutuyorsun. Bizden daha tecrubeliler.''

Gözlerimi devirdim. ''Seni bilmem ama erkekler her devirde aynıdır. Ben gidiyorum.''

Tam adım atmıştım ki Andrea kolumdan sıkıca tuttu. ''Delirdin mi sen? Kendine tehlikeye mi atıyorsun?''

Sesi kısık ve sert çıkmıştı. Büyük ihtimalle Connor'un bizi duymaması içindi. Bugün ilk defa yüzüne baktım ve ilk hatamı yaptım. Çatmış olduğu kaşları ve siyah rengindeki gözleri ile kalbimi tekletmeyi başarmıştı. Yutkundum ve kendime geldim. ''Bu zaten tehlikeli bir iş Andrea. Erkeklere, göz kırp ve biraz kıvırt bak nasıl peşinden gelecekler.''

Andrea'nın gözlerindeki alev büyüdü ve benim ruhumu yakmaya başladı. ''Çok deneyimin var herhalde Alexis.''

Keskin yüz haltları ve sert sesiyle olduğum yerde sinmemek için kendimi zor tuttum. ''Sana ne bundan? Bırak kolumu.''

Kolumu kurtarmaya çalışırken Andrea daha çok sıkmaya başlamıştı. Ah, bu çocuk nasıl bu kadar güçlü olabiliyor? Üstelik yarı vampir olan benim!

''Bırak kızı. Duymadın mı yoksa?'' Arkamdan gelen erkek sesiyle yerimden sıçradım. Andrea'nın bakışı arkama kaymış ve anında kaşları daha çok çatılmıştı.

Yutkunarak arkamı dönememle Connor'un yüzünü görmem bir oldu. Heyecanımı bastırmaya çalıştım. Onu tanıdığımı bilmesini istemezdim. 

Andrea derin bir nefes aldı ve kolumu sıkmayı bıraktı ama hala eli kolumdaydı. ''Bak, dostum. Buna karışamazsın.''

Connor gülümsedi. Yüzündeki alaycı ifadeyi hemen seçebilmiştim. ''Siz, cadı melezleri hep aynısınız. Dik başlı... Küçüğüm, öğrenmen gereken ilk kural kendinden yaşça büyük vampir melezlerine bulaşmamak.''

''Ah, öyle mi?'' Hemen arkasından bir kadın sesi duyuldu. Aksanı vardı ve Rusça olduğunu hemen anlayabildim. 

Anna, Connor'un yanına gelince Connor'un yüzü düştü ve kaşlarını çattı. ''Evet.''

KANLI GÜL (DB 2)Where stories live. Discover now