Chapter Nine: I Need Somebody

3.8K 350 348
                                    

Playlist: Day6 - I Need Somebody

Anksiyete...

Bazı insanlar için sadece karşılığı endişe olan bir kelime olsa da bazı insanlar içinde yoğun anlamı olan bir sözcük...

Bu iki numaralı bazı insanlar grubuna ben de dahilim. Hastalığıma bir isim verileli iki yıldan fazla oluyor. Fazla bir ilerleme kaydedemedim ama buna alışmış olduğum acı bir gerçek.

İnsanlarla konuşmaya başlayınca oluşan gereksiz heyecan, ellerin titremesi, kekeleme... Bunları yaşamamak için çaba sarf ettikçe insanlarla konuşmamaya da alışıyorsun. Sürekli sessiz kalmaya, insanların senin hakkında farklı fikirler üretmesine, umursanmayan biri olmaya... Bunların hepsi senin için bir hayat felsefesi haline geliyor zamanla. Bazen sıkılıyorsun, sen de herkes gibi olmak istiyorsun fakat cesaret edemiyorsun onlar gibi olmaya. İster istemez daha çok içine kapanıyorsun. En ufak bir hareketi bile kendi üstüne alındığında ruhsal yönden etkileniyorsun. Durduramıyorsun ama... İstiyorsun fakat bir türlü git diyemiyorsun. Çünkü dilin tutulmuş, acıların gözyaşlarına vurmuş.

Şu an benim yatağımda oturmuş, korkutucu bir şekilde karşı duvarı izlediğim gibi. Hıçkırmasam da gözyaşlarım yavaş yavaş yanaklarımdan iniyordu. Neden ağladığımı bilmiyordum ama mutlu geçen bir günün ardından bugün çok güzel bitecek dediğimde kendimi ağlarken buluyordum.

Şizofrenik bir şekilde güldüm.

'Eğer ağlarken gülersen poponda boynuzlar çıkarmış.'** diyordu bir şarkıda. Benim de mi popomda boynuzlar çıkacaktı?

Kendimi geriye atıp yatağıma uzandım. Bu sefer duvar yerine boş olan tavanı izlemeye başladım ve bugün olanları düşünmeye başladım.

1- Sabah her zamanki saatimde okula gitmiştim.

2- Hyunjin de biraz erken gelip yine yanıma oturmuştu.

3- Onunla bugün yapacaklarımız hakkında konuşmuştuk. Aslında o konuşmuş, ben dinlemiştim. Öğle arası yemeğini beraber yemeyi ve okul çıkışında bir kafeye gidip hem bir şeyler içmeyi hem de ders çalışmayı teklif etmişti.

4- Öğle arasını dediği gibi beraber geçirmiştik. Tabii karşılaştığımızda insanların garip fısıldaşmalarını ve Felix'in delici bakışlarını unutmamak gerek. Demek ki o dedikodu hâlâ unutulmamıştı.

5- Okul çıkışında dediği gibi bir kafeye gidip birer kahve alıp yine ders çalışmıştık. Yine tarihi tekrar etmiş, bir test matematik çözmüş ve yeni çıkardığı kimya notlarını çalışmıştık. Yoğun saatlerdi.

Günüm burada bitmişti, eve geleli ve akşam yemeğini isteksizce yememin üzerinden çok geçmemişti. Hayatı sorgulama saatlerin geliyordu anlaşılan. E, tabii uykusuz geçecek ve kafeinle yaşama tutunacağım saatleri unutmamak gerek.

"Why am I alone?" Bugün sürekli dinlediğim bir şarkıyı sessizce mırıldanmaya başladım. "I need somebody."

Gözlerimi kapatırken yutkundum. Ağlama Yeji, ağlama. Sen güçlüsün.

Ellerimi yüzüme kapattım. Gözyaşlarımın geri gitmesini istedim.

Siktir.

Yine başaramadım.

Gözyaşlarım yine akarken hıçkırdım. Parmaklarımı dudaklarıma kapattım. Nedenini bilmiyordum, ağlamamın nedenini bilmiyordum. Yalnız olmam mı? Kandırılıyor hissetmem mi? Başkalarının bana kinaye dolu bakışlar atması mı? Onlar gibi olamamam mı?

✓ anxiety ❁ [hyunjin × yeji]Where stories live. Discover now