Chapter Fifteen: Love Foolish

3.6K 391 487
                                    

Playlist: Twice - Love Foolish

"Haftasonu ne yaptınız?"

Evet, yine yanımda Yuna ile birlikte okul koridorunda boş boş dolanıyorduk. Açık konuşmak gerekirse Yuna çoğu teneffüs yanımdaydı. Ama bu sıkmıyordu, arkadaşlığı bana iyi geliyordu ve onun da bir arkadaşa ihtiyacı olduğu belliydi. İyi bir arkadaş nasıl olunur, bilmesem de onunla birlikte olmak istiyordum.

"Ne oldu ya? Anlatsana!"

E, tabii. Bir şey için bu kadar ısrar ediyor olması biraz rahatsız ediciydi. Aslında anlatabilirdim ama tek tepkim alt dudağımı utangaç bir şekilde dişlemek ve başımı öne eğmek oluyordu. Galiba ben böyle yaptıkça Yuna da daha çok meraklanıyordu.

Tanrı aşkına! Daha ben bile kendime itiraf etmeye utanıyordum, bir başkasına nasıl anlatabilirdim ki?

Yuna'yla bir kenarda durduk. Anlatabilmek için derin bir nefes aldım. Fakat Yuna'nın irileşen gözlerle arka tarafıma bakması beni durdurmuştu.

"Buraya geliyor."

"Ne?"

"Bu tarafa geliyor, elinde bir ton kağıt ve dosya var."

Kimi kastettiğini az çok anlasam da kim olduğuna bakmak için arkamı dönmeye hazırlanırken arkamda bir beden hissetmemle donup kaldım. Yutkunarak başımı kaldırırken o bana gülümseyip dudaklarını yanağıma bastırdı.

"Günaydın, güzelim. Öğle arası beraberiz, tamam mı?"

Fakat o konuşmama izin vermeden elindeki kağıtlarla yanımızdan gitti.

Şok olmuş bir şekilde önüme döndüm. Yuna bir karış açılmış ağzıyla yüzüme bakıyordu. Tüm kanın yanaklarıma pompalandığını hissederken karşımdaki konuştu.

"Oha!"

Ellerimi yüzüme kapatıp nefesimi tutarken Yuna şaşkın bir şekilde konuşmasına devam etti.

"Tanrı'm! Unnie'min sevgilisi var!"

Sesi yüksek çıktığı için koridordaki öğrenciler bize dönmüştü. Zaten Hyunjin yanıma geldiğinden beri birçok göz üzerimizddeydi. Telaşla "Sessiz ol!" diyerek onu uyardım.

"Teklif mi etti yoksa direkt şeyi mi..." Devamını getirmesini engellemek için hemen elimi ağzına kapattım.

"Sakın devamını getirme ve burada bu konu hakkında konuşma." Şu an konuşamadığı için usulca başını salladı. Elimi ağzından çektim. Zil sesinin koridoru kaplamasıyla sınıflara gitmek için ayrıldık.

Hyunjin başka öğrencilerin de katıldığı bir projeye dahildi. Bu nedenle bugün öğleden önceki birkaç derse giremeyecekti. Elindeki kağıtların ve dosyaların da bu projeyle ilgili olduğunu düşünüyordum. Onu bugün ilk görüşümdü fakat böyle bir karşılaşma beklemiyordum. Özellikle koridorda, öğretmenlerin ve öğrencilerin bulunduğu bir ortamda...

Bu işe alışmam zaman alacaktı anlaşılan.

Seni ilk gördüğüm günden beri...

İlk gördüğü günden kastı neydi, bilmiyordum. Ama buradan uzun süredir bana karşı birtakım duygular beslediğini çıkarmak istiyordum. Belki de aynı anda birbirimizden hoşlanmıştık.

Tamam, çok saçma düşüncelerdi.

O akşam eve girdiğimde tabii ki o sırılsıklam halim annemin şokla yüzüme bakmasına neden olmuştu. Tek tepkim omuz silkip "Birazcık yağmura yakalanmış olabilirim." demek olmuştu. Annem ise beni şaşırtacak şekilde gülüp hemen üstümü değiştirmem gerektiğini söylemişti. Ona uyup hemen odama geçtim ve resmen yağmur suyuyla yıkanmış olan kıyafetlerimi değiştirip daha rahat bir şeyler giymiştim. Tabii bu süre boyunca yüzümdeki sırıtma eksik olmamıştı. Fakat yatağıma oturup karşımda duran aynadan kendime baktığımda yüzüme bir kez daha pompalanan kan utançla ellerimi yüzüme kapatmama ve sessiz bir çığlık atmama neden olmuştu. O zaman ve şu an da olduğu gibi kendimi çok garip hissediyordum. Bedenimde daha önce hiç tatmadığım bir his dolanıyordu. Nasıl tanımlayacağımı bilmiyordum ama bu duygunun güzel olduğu kesindi.

✓ anxiety ❁ [hyunjin × yeji]Where stories live. Discover now