Bölüm 25: Hesap

901 97 51
                                    

Selamlar... Öncelikle sağlıklı günler diliyorum dostlarım sizlere:) Bu zor ve sıkıcı günlerde hepinizin beklediği, yüzünüzü güldürecek o bölümle geldim arkadaşlar. Epey de uzun oldu. Ben eğlenerek ve severek yazdım. Umarım siz de severek okursunuz:)

Biliyorsunuz bölümleri genelde gece yayımlıyorum. Uykusuzluğun tavan yaptığı saatlerde son bir kontrol yapsam da gözümden kaçan yazım yanlışları oluyordur eminim... Umarım müsamaha gösterirsiniz. Kitap bittiğinde düzenlenecektir:)

Yukarıya masum bir BARZAN MİRZA ÇELİK bırakıyorum; ama bundan sonrası o kadar masum değil bilesiniz;)

NOT: Yorumlarınızı eksik etmeyiniz lütfen:)

                                  "Hesabı kesilenin defteri dürülür

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

                                  "Hesabı kesilenin defteri dürülür." B.M.Ç.

Eleine Akay'ın konuşmayı başlatan kişi olmaktan kaçındığını fark etti. Tek yaptığı bir yere, bir çevreye, bir de Eleine'e bakmaktı. Suçlu çocuklar gibiydi. Tabi ne Akay çocuktu ne de vazoyu kırmak gibi basit bir suçtan ötürü mahcuptu.

Arabanın dörtlülerinin açık olduğunu fark eden Eleine bulundukları yere araba park etmenin yasak olduğuna oldukça emindi. Ve Akay dakikalardır konuşma çabasında olduğundan on dakika dolmuştu ya da Einstein'ın zamanın göreceli olduğuna dair teorileri gerçekten doğruydu. Eleine'e bir asırdır bu şekilde bekliyormuş gibi geliyordu.

Araba için Akay'ı uyarmayı düşünse de vazgeçti. Vakit ne Akay'ı ne de malını düşünme vaktiydi.

"Konuşmayacaksan çekil yolumdan!" Vay canına... Eleine bu kadar güçlenmiş miydi? Tabiki kendisi hatalı olduğundan değildi gidişi... Yarası taze olduğundandı; fakat o zaman bu kadar dirayetle duramamıştı karşısında. Bağırıp çağırmıştı; fakat sesi titremeden, gözü seğirmeden, içi acıyla yanmadan hatasını yüzüne vuramamıştı.

"İyi görünüyorsun."

"Gerçekten mi? Tüm diyeceğin bu mu? Öyleyse cevabım evet olacak. İyiyim! Senin sahte sevginden uzakta çok iyi oldum tabi." Akay'ın gözlerinin yaşlarla dolup acıyla yüzünün çarpılması Eleine'i iyi hissettirmiş miydi? Evet... 

Bazıları Eleine'e intikamdan sonra boş hissedeceğini söylemişti; fakat Eleine öyle hissetmiyordu. Belki de o boşluk hissi kayıpların geri gelmeyeceği durumlar içindi. Umut Karin'in içinde bulunduğu gibi durumlar... Annesini kaybetmişti ve biyolojik babasından nefretini çıkardıkça rahatlayamıyor, işin aslı kendini daha kötü hissediyordu. Onun durumunda tek çözüm affetmekti; fakat affa giden yol meşakkatliydi. Ancak Eleine Akay'ı affetme gibi bir yükümlülüğü olmadığını düşünüyor, hatta biliyordu. Aralarındaki bağ o gece kopmuştu hem de acı verici bir şekilde kopmuştu. Artık iki yabancıydılar. O yüzden aftan ziyade intikam Eleine'i daha iyi hissettiriyordu.

"Hayır hayır! Sahte değildi. Biliyorsun. Seni sahiden sevdim."

"Öyleyse hastalıklı sevginden uzakta diyeyim!" Ahh evet bu doğruydu işte. Eleine'in peşinden aylarca koşup bir gecede vazgeçmiş hatta hakaretten öte sözler sarf etmişti.

VUSLAT BİR HAYALWhere stories live. Discover now