Bölüm 26: Tutulma...

1.1K 106 41
                                    


Ve işte beklenen bölümle karşınızdayım canlarım. Umarım beğenirsiniz. Medyada bölüm şarkımız ve çok sevdiğim Leon filminin klibi... İyi okumalar:)

NOT: Yorum yazmayı unutmayın lütfen:)

Aygün mutfakta yemek hazırlamaktayken, Eleine Umut Karin'in saçını tarıyordu. Hamileliğinin son aylarını bir nevi evde hapis geçiren kadını duygusal olarak rahatlatan bu dokunuşlar, bebeğinin de sakinleşmesine olanak sağladığından Eleine kolu yorulsa da ses etmedi.

Ocağı kapatıp gelen Aygün en yakın iki arkadaşına, kardeşi sayılan insanlara kapıdan baktı. Eleine gittiğinde ne kadar kötü hissettiyse şimdiler de on katını yaşıyordu. Umut Karin'in sadece gebelik süreci değil, doğumu da riskliydi. Her ne kadar kocasının bundan haberi olmasa da öyleydi. Umut Karin eşinin kendini suçlamasını istemediğinden bunu söylememişti; fakat doktor doğumun zor olabileceğini dile getirdiğinden beri içten içe korkuyor olmalıydı.

Bu gerçekten haberi olan kişiler Asya, Aygün ve arada bir gelip Umut Karin ile bebeği kontrol eden Ebru'dan başkası değildi. Eleine'in bile haberi yoktu. Umut Karin her zamanki kadındı işte. Kendi sorunlarını tek başına yüklenmek isteyen, dostları ve ailesi söz konusu olduğundaysa asla onları yalnız bırakmayan kadın... Bazen Aygün onun yalnız savaşçı duruşu altında ezildiğini hissetmiyor değildi hani. Tüm yaşadıklarının berbatlığına rağmen tamamen güçlü ve dirayetliydi.

"Eleine ben devralayım hayatım. Kolun yorulmuştur." Eleine minnettar bir gülümseme eşliğinde tarağı Aygün'e verdi. Aslında Umut Karin saçını kestirmişti; fakat hızlı uzayan saçları kazadan sonra dışarı çıkma yasağının gelmesini fırsat bildiğinden yeniden omzunun altına uzanıyordu.

Aygün usul usul kadının ipeksi saçlarını tararken Umut Karin sormak istediği şeyi aklında evirip çevirdi ve en sonunda doğrudan sormaya karar verdi

"Aygün Mehmet ile konuştun mu?"

"Konuşacak bir şey yok Umut. Her ilişki yürüyecek diye bir kaide de yok. Geçti gitti!" Diyerek konuyu kapattı. Umut Karin arkadaşının son zamanlarda içine kapandığını hissediyordu. Sanki sakladığı şeyler her geçen gün artar gibi...

Aralarında geçmişini ve tüm dertlerini kelimelere tüm açıklığıyla dile dökmeyen tek kişi Aygün'dü. Ailesiyle konuşmadığını, onlardan yana nefret boyutuna varacak hisler içerisinde olduğunu biliyorlardı. Ancak sorunun köküne bir türlü inememişlerdi. Ve daha anlatılmamış onca şey varken Aygün yine sırlara gömülmekteydi. Bu yüzden içi sıkıldı. 

Umut Karin'in Eleine'i kendine daha yakın hissetme sebebi birlikte daha uzun yıllarının geçmiş olması değil, Aygün'ün aksine Eleine'in de ruhunun tüm çıplaklığını Umut Karin'e göstermiş olmasıydı. Ancak Aygün hem anne şefkatlileri hem de küçük kız çocuklarıydı onların. Bu uzaklık. bu sırlar artık canını yakıyordu.

"Sanki bizden sakladığın bir şeyler var." Aygün utanarak gözlerini kaçırdı. Son zamanlarda sakladıkları Umut Karin'i çokça ilgilendirmesine rağmen nasıl söyleyeceğini bilmediğinden saklamayı seçmişti. Ne var ki Umut Karin boşuna psikolog değildi. Bu nedenle çözmesi an meselesiydi. Aygün'ü Umut Karin'in pençesinden kurtaran salonda yankılanan heyecanlı bir ses oldu.

"Pekala! Hanımlar acilen bana fikirler vermelisiniz." Asya'nın şifreyi kullanarak eve dalması herkesi şaşırttı. Umut Karin'in durumundan ötürü Asya'da, Aygün'de, Vildan Hanım'da, Vural'da yani genç kadına yakın herkeste kapının şifresi vardı. Özel hayatın gizli kalması için herkes saygıyla kapıyı çalsa da Asya'nın şu an bunu ihlal etmesi şaşırtıcıydı.

VUSLAT BİR HAYALWhere stories live. Discover now