0.9

226 121 88
                                    

8 Mart 1933
"Her şey için teşekkürler komutan Yuta." Zorlukla boğazından çıkan cümle sonrasında sağında oturan kişiye çeviremedi bakışlarını. Görürse ağlardı biliyordu. "Ülkeniz ve Japonya arasındaki bu kardeş ülke bağının sonsuza dek süremesi dileğimle Prenses Anthea ." Elindeki kalemi deli gibi sıkarken gözlerinin doluluğunu saklamaya çalışıyordu ikiside delice. "Her iki yılda bir kardeşliğin temsili olarak anmak istiyorum bu geceyi." Komutanların hepsinden hoş onaylı sözler çıkarken Anthea tekrar gülümsedi. "Ülkem bu iyiliğinizi unutmayacak." "Bende seni hiç unutmayacağım" diye sessizce konuştu Yuta.Masadaki herkes ayaklandığında birbirlerini selamlayıp teker teker ayrılmışlardı odadan. "Prenses Anthea ." Anthea duyduğu sesle cayır cayır yanan kalbine rağmen bakışlarını kaldıramadı boş masadan. "Anthea." Gözünden düşen bir damla yaş sonrası bakışlarını zorlukla kaldırdı. Sadece Anthea değildi ağlayan. Yuta'nın gözlerinden düşen yaşlar, bilmeselerde kapının önünde bekleyen Doyoung, Jaehyun ve Taeyong. "Bana yaşattığın tüm güzel duygular için teşekkür ederim güzelim. Senden istediğim tek şey tahtın tek varisi olduğunu unutmaman. Bu yüzden bir an önce evlen." İkiside birbirlerinde karşı çıkacak gücü bulamamışlardı. Dermanları yoktu. İkiside bu gerçeğin altında acımasızca eziliyorlardı. "Beni ne kadar sevdiğini biliyorum. Benimde seni ne kadar sevdiğimi unutma olur mu?" Ellerindeki elleri sevdi tek tek parmaklarıyla. Daha sonra ellerini elleri arasına aldı ve öperek mühürledi sevgisini. "Ben bir askerim Anthea. Bu yüzden çoğu zaman duygusuzumdur ya da hislerimi ifade edemem. Eğer sana duyduğum sevgiyi gösterememişsem affet beni. Acıma duygusu olmayan ben sadece bize acıyabileceğim bundan sonra sevgilim. Sana daha güzel bir dünya yaratamadığım için özür dilerim. Mutlu olmayı her şeyden çok hak ediyorsun. Beni unutmanı söylemiyorum sana asla. Beni unutma Anthea. Bizi unutma. Ama mutlu ol. En azından birileri bu aşkı hatırlamalı." Hafifçe uzanıp Anthea'nın dudağına bıraktığı buseden sonra hızlı adımlarla odadan çıktı komutan. Anthea ise saatlerce sadece ağlayabildi. Elinden sadece bu geldi. "Bu arabanın bozulduğunu zannediyordum." İlk günkü gibi sarayın önünde dizilmiş Japon komutanlarını uğurluyorlardı. Anthea zorlukla ayakta dikiliyordu. Arada koluna destek olan Doyoung ise prensesi için üzülmekten başka bir şey yapamıyordu. "Bozuk o araba prensesim. Bunu gidiş için biz ayarladık." Komutanların teker teker arabasına binmesinden sonra kahverengi saçları izleyebildi Anthea sadece. Şapkaya sıkıştırılmış ilk kez özenli halinde olmayan saçları. Gözden kaybolana kadar izledi öylece. Sonra bütün ruhu içinden çekip alınmış gibi yıkıldı. "Prenses Anthea. Kendinize gelin majesteleri." Kulağında yankılanan sesleri sadece duyabiliyordu. Algılayamıyordu. Görüyor ama ne gördüğünü bilmiyordu. Sanki Yuta giderken her şeyini götürmüştü Anthea'nın. Canını almıştı sanki. Senin canın benim emanetim diyerekten. Cansız kalmıştı Anthea. Kimse bilemedi yüreklerinde sakladıkları acıları. Kimse duyamadı yardım çığlıklarını. En önemlisi kimse kurtaramadı onları. Onsuz kalmıştı.

Gitmekle gidilmiyor ki
Gitmekle gitmiş olmazsın;
Gönlün kalır
Aklın kalır
Anıların kalır.

Gitmekle gidilmiyor kiGitmekle gitmiş olmazsın;Gönlün kalırAklın kalırAnıların kalır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın lütfen.Umarım beğenirsiniz💞

Teşekkürler💘
80lerden1yazar
nojamlee
_xiria
NEOZONER
pikachu6832
SKZFANGIRLSTAY123
bbwinchester
jaemoutfan
nonetakeyoudown
onewaytomars
kelebeklerden
SySisi

Saudade [Nakamoto Yuta]Where stories live. Discover now