1.0

231 113 94
                                    


28 Ekim 1935
Koltukta ona bakan adama döndü Prenses Anthea.Ares karamel rengi saçları, bal rengi gözleri, bembeyaz teni ile hoş bir erkekti. Yuta'nın güzel yüzü çalındı aklına. Gülüşü, kestane rengi uzun saçları, kemikli elleri. Ne kadar da güzeldi Yuta.Yuta'dan başka güzel tanımı yoktu ki Anthea için. Vücudundaki her bir yara izi bile kutsaldı Yuta'nın. Masasının üzerindeki mektubu aldı eline. 'Hüznün bile bir süresi vardır Prenses Anthea. Hüznünüzün bitmesi eşinizle mutlu olmanız dileğimle. Komutan Yuta.' Elindeki şaraptan bir yudum daha aldı. Mektubun her bir cümlesinde gezdirdi parmaklarını.Yuta'nın nasıl hislerle yazdığını anlamak istedi. Daha sonra kıyamayıp özenle Yuta'nın özlemle yazılmış mektuplarını koyduğu kutuya koydu. "Majesteleri." Ares'in kadife sesi kulağına çalındığında derin bir gülümseme geçti dudaklarına. Sahi evlenmişti değil mi Anthea?Acı dolu gülümsemesiyle döndüğünde yatağın köşesinde ki sandalye de oturan adama kaydı gözleri. "Ares ben çok kötü şeyler yapsam da beni sevecek misin?" Kötü biri değildi Ares. Bunu biliyordu. "Başkasına aşık oldun değil mi Anthea?" Oldukça da zeki bir adamdı. Aynı zamanda Anthea'yı da tanıyordu.Kuzenlerdi onlar. "Hiç olmaması gereken birine hemde." Bakışlarındaki yumuşaklık hiç değişmedi Ares'in. Aksine yanına oturması için çağırdı Anthea'yı. "Sorun değil. Ne olursa olsun sana saygı duyuyorum. Umarım bir gün bana anlatabilirsin. Ben senin eşinden öte kuzeninim Anthea." Elleriyle Anthea'nın sırtını patpatlıyordu boştaki ellerine uzandı. "Bana aşık olmaman önemli değil Anthea. Benim sana aşık olmam da. Sadece sana her türlü saygı duyacağım. Benim yanımda gizlemene gerek yok hiçbir şeyi." Rahatlamıştı Anthea.Ne olursa olsun aynı yatakta yıllarca yatacağı adama yalan söyleyemezdi. Ağır elbisesiyle ayaklandı Anthea."Üzerinizi değiştirin kralım yorgunsunuzdur." Aylar birbirini kovaladıkça hiçbir şey değişmiyordu. Anthea hala deli gibi Yuta'ya aşıktı. Hiçbir şey değiştiremezdi ki bunu. Değişen tek şey bir adamla yaşamanın farkıydı. Ares asla onu yargılamıyordu. Üzerine gitmiyordu. Aksine Yuta'yı öğrendiğinde şaşırmamıştı bile. Sadece ufak bir gülümseme bahşetmişti ona. Birbirleriyle yan yana yatmaktan başka asla bir yakınlaşma olmamıştı aralarında. Bir süre sonra halkın veliaht çağrıları Anthea'nın günlerce kendini odasına kapatmasına sebep olmuştu. Deliriyor muydu sonunda? Kafayı sıyırdığını söyleyenler bile vardı halkın içinde. Dilden dile dolanıyordu bu. "Prenses Anthea çıkın lütfen artık." Günlerce yattığı yataktan hafifçe doğrulduğunda Doyoung'un acı bir şekilde yalvarması doldu kulağına tekrar. Dayanamıyordu. İçi gidiyordu ama duramıyordu. Defalarca okuduğu mektupları özenle tekrar kenara koydu. 'Bana duyduğunuz özlem beni kahrediyor kraliçem.Lütfen durun artık. Sizden istediklerimi lütfen yerine getirin. Komutan Yuta.' Kapıyı hafifçe araladığında boynuna dolanan kollara bıraktı kendini. "Anthea sorun yok." Doyoung'un çaresiz sözleri kulağına ulaşırken gülümsemek istedi tekrar.Daha ne kadar sorun olabilirdi ki. Sorunlar arasında yüzerken hala böyle kandırılması adil değildi. Anthea daha fazlasını taşıyamıyordu.Bir bilse onda aklım var,kalbim var,fikrim var her şeyim sende benim.
Tutukluyum sende.

Gitmek unutmak değildir
Sen bunu çok iyi biliyorsun.
Aklımda gözlerin varken,
Sen buna gitmek mi diyorsun?

Aklımda gözlerin varken,Sen buna gitmek mi diyorsun?

К сожалению, это изображение не соответствует нашим правилам. Чтобы продолжить публикацию, пожалуйста, удалите изображение или загрузите другое.

Oy verip yorum yapmayı unutmayın.Umarım beğenirsiniz 💞

Teşekkürler💘

80lerden1yazar
nojamlee
_xiria
NEOZONER
pikachu6832
SKZFANGIRLSTAY123
bbwinchester
jaemoutfan
nonetakeyoudown
onewaytomars
kelebeklerden
SySisi
KimHaneul00

Saudade [Nakamoto Yuta]Место, где живут истории. Откройте их для себя