[[Şerefe]]

58.2K 3.9K 8K
                                    

"Neden sevişmek yerine sıkıcı bir yemeğe gidiyoruz?"

Taehyung asla bağlayamadığım kravatımı bağlamak için ufak adımlarla yanıma gelmişti. Önce sağı solu kaymış ceketimi düzeltmiş, sonra koparmak üzere olduğum kravatı ince parmaklarıyla kavramıştı.

"Çünkü o yemekte kendi tarafına çekebileceğin adamlar bulunuyor"

"Benim daha fazla adama ihtiyacım yok"

"Hayır var. O adamlar, senin sikik takım elbiseli, sikik adamlarına benzemezler Jungkook"

"Bakıyorum da boş zamanlarında adam araştırıyorsun"

Ustalıkla kravatı bağlamış, kıskançlığımı gizlemediğime gülerken keskin bakışlarını gözlerime çevirmişti. Eğleniyor gibi bir ifadesi vardı.

"Yakışıklı adamları araştırmayı seviyorum"

Sırtını bana dönerek kırmızı elbisesinin açık fermuarını kapatmam için beklemişti. İki parmağımı pürüzsüz teninde kaydırmış, omurgası üzerinde gezinen parmaklarımla fermuarı tutmuştum. Dudaklarımı boynuna bastırarak fermuarı yavaşça yukarı çekmiştim.

Bana teslim olarak sırtını göğsüme dayamış, dudaklarımı daha rahat gezdirmem için boynunu eğerek bana sunmuştu.

Saten elbisesinin derin yırtmacından görünen bacağını okşayarak boynuna ufak öpücükler bırakmıştım. Boynuna sürdüğü hafif parfümünün kokusu burnuma dolmuştu.

Başkası için değil de benim için süsleniyordu. Bana güzel oluyordu. Hiçbir çaba harcamasa dahi güzelliğinden eksilmezdi fakat kendi gözünde güzelse bana da güzeldi ona göre.

Parfümünü asla abartmaz, sadece burnum boynuna dokunduğunda alacağım kadar az sürerdi. Sadece bana özel olmayı seviyordu. Bedenini tüm güzelliğiyle, tüm ihtişamıyla görüyor olabilirlerdi fakat ben daha fazlasını görüyordum ve o fazlayı sadece bana gösteriyordu. Kendini benim için çok güzel saklıyordu.

•••

"Şeref verdiniz Bay Jason"

Henüz geldiğim evin büyük salonundaki uzun masaya doğru kolumda Taehyung ile birlikte ilerlemiş, bizim için çekilen sandalyelere önce miniğimin oturmasını beklemiş, sonra kendim oturmuştum.

İki baş köşenin birinde ben ve Taehyung vardı. Diğerinde ise beni yok etmek isteyen baş elemanımız, George bulunuyordu.

Sahte gülüşünü gizleyemeyen gözleri bana nefretle bakıyordu. İşbirliği yaptığı üç adamını öldürüp kellelerini ona yollamıştım. Amacım onu sinirden kudurtmaktan çok her şeyden haberdar olduğumu belli etmekti. İkisini de başarmıştım.

"Asıl şeref sizsiniz Bay George. İnceyi anladıysanız ne mutlu bana"

Sahte gülümsemesi yok olmamıştı ama masada gülmemek için kendini sıkan adamları gördüğü an dişlerini sıkmıştı. Hem gülüp hem dişlerini sıkıyor olması komik geldiğinden sırıtmıştım.

"Rol yapmayı kes. Bu adamları kendi tarafına çekmek istiyorsan kendin olmalısın. Gerçek yüzünü gördüklerinde yanında kalmayı kimse iztemez, değil mi?"

Sahte gülümsemesi anında gitmiş, ifadesiz bakışlarını benimkine sabitlemişti.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Him & I •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin