[[Savaşımız başlıyor]]

19.6K 1.9K 2.2K
                                    

"Hallettik. Dönüyoruz."

Telefonu kapatıp koltuğa fırlatmış, Taehyung'un bana uzattığı mendili alıp kanlı ellerimi silmiştim.

Bugün, George'un yandaşlarından ikisinin icabına bakmıştık. İki gün önce de bir kişiyi indirmiştik. On gündür bunun üzerinde çalışıyorduk ve üç adamı ortadan kaldırmayı başarmıştık.

Ablamın söylediği kadarıyla Jackson, George ve Damon deliye dönmüştü. Sinirlerinden sağlıklı düşünemiyorlardı ve bu kendi içlerinde tartışmalara neden oluyordu. Korkuyorlardı. Korku onları zayıflatıyordu. Bizim de istediğimiz tek şey buydu.

"Ben çok eğlendim" demişti Jimin elindeki mendille yelpazelerini temizlerken.

"Ben eğlenmedim. Bağırarak üzerime atlayan adamları, tereyağından kıl çeker gibi öldürmek hoşuma gitmiyor" Yoongi yayıldığı koltukta Jimin'e bakarak söylemiş, sonra bakışlarını cama çevirmişti. Jimin, onun bu söylediğine göz devirmişti.

"Öldürdüğün sürece kolay ya da zor olmasının ne anlamı var" demişti Jimin sesini yükselterek. Yoongi oralı bile olmamış, arabanın camından dışarı bakmaya devam etmişti. Sürekli tartışıyorlardı. Biz de bu duruma artık alıştığımızdan umursamıyorduk.

"Jim'e katılıyorum. Sıcak kanı yüzümde hissettiğim sürece sorun yok" Sally, Jimin'e katıldığını belirtmiş, elini yumruk yaparak Jimin'in yumruğuyla tokuşturmuştu.

"Arabanın her yeri kan içinde kaldı. Sevmem böyle şeyleri" Stefan rahatsızca yerinde kıpırdanmış, dizlerinde tuttuğu silahını indirerek bacakları arasına almıştı.

"Adam öldürmeye, Lanet bir limuzinle gittiğimize inanamıyorum. Bu kaçıncı seviye?"

"Varoş her yerde varoş. Kamyonetle falan mı gidecektik?" Sue, uzun tırnaklarını inceleyerek sorduğunda Ria, ona sanki iğrenç bir şeye bakıyormuş gibi bakmıştı.

Onları getirdiğime pişmandım fakat iki kişi olarak bu işi halletmeye çalıştığımızda çok yoruluyorduk. Adamlarım sayesinde bu iş daha çabuk bitiyordu.

"Her şeyi unutun. Benim için en unutulmaz olan Jason'ın, adamın ağzına bomba sokup kafasını karpuz gibi patlatmasıydı. Bir an boşalacağım sandım"

Jimin, alayla söylese de bu onu Taehyung'un sivri topuklusundan kurtaramamıştı. Bunun geldiğini göremeyen Jimin kafasına yediği topukluyla bağırmış ama gülmeyi de eksik etmemişti.

"Ayakkabımı ver!"

Jimin kafasını tutarak ayakkabıyı Taehyung'a uzatmıştı. Taehyung ise Jimin'e öldürücü bakışlar atarak elinden sertçe çektiği ayakkabısını ayağına geçirmişti.

"Bu ayakkabı atma olayını senin belleğine kim yükledi? Jason, sana acıyorum. Cidden acıtıyormuş" kafasını yavaşça ovmuştu.

"Dünyama hoşgeldin"

•••

Geldiğimizden beri oturmuş deli gibi gülüyorduk. Gülmekten karnıma ağrılar girmişti ama gülmeyi kesemiyordum.

Melanie, adamlarımın hepsini elinden geçirmişti. Hepsine makyaj yapmış, saçları olmayanlara keçeli kalemle saç çizmiş ve saçı olanları da beceriksizce toplamıştı.

Hepsi Taehyung'un kıyafetlerini giyiyordu ve üstlerine olmadığından elbiseler kenarlardan yırtılmış, sırtlarındaki fermuar sonuna kadar açık duruyordu.

Karşımızdaki koltukta sıraya dizilmiş oturuyorlardı. Üzerlerindeki elbiseleri ikide bir çekiştiriyorlardı. Alttan görüntü vermemek amacıyla da bacaklarını birleştirmişlerdi ve utandıklarından elleri kucaklarında, başları eğik, yere bakıyorlardı.

Him & I •taekook•Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin