·eski bir dost·

2.3K 115 65
                                    

Astoria'nın akşam yemeği öncesi yapmayı en çok sevdiği şey kitap okumaktı. Kimi zaman Malikane'nin tüm bodrum katını kaplayan arşiv kütüphanesinde, şöminenin çıtırtısı eşliğinde, kimi zaman bahçede çimlere uzanarak, kimi zaman da odasında pencere kenarında.

Ama o akşam bir tuhaflık vardı. Kitap okuyamayacak kadar yorgun hissediyor ve yatağında yatarken gözlerini açık tutmakta zorlanıyordu. "Lütfen düşündüğüm şey olmasın." diye mırıldandı kendi kendine. Başı ağrıyordu ve gözleri sulanmaya başlamıştı. "Sadece bir soğuk algınlığı bu. Merak etme tekrarlamayacak."
Ama içten içe öyle olmadığını biliyordu.

Odasının kapısı aralandığında hâlâ kendini rahatlatmaya çalışıyordu. Dadısı Eleanor, kafasını kapıdan uzattı. "Akşam yemeği hazır canım. Astoria, iyi misin sen?"

Astoria kendini zorlayarak yatakta oturdu ve hiç gerçekçi olmayan bir şekilde gülümsedi. "Sorun yok," dedi derin bir nefes alarak. "Dolaplarımı düzenledim de. Biraz yoruldum. Üzerimi değiştirip geliyorum." Dadısının bu yalanı yutmayacağını biliyordu. O yüzden o arkasından seslenirken hemen kendini banyoya attı.

"Afiyet olsun." Astoria masaya otururken ateşinin yükseldiğini hissediyordu ve bu hayra alamet değildi. İştahı da yoktu. Ama başını kaldırıp da dadısının meraklı gözlerini görünce en azından tabağındakini yemeye karar verdi. Zorlanıyordu, ama sorulardan kaçmanın tek yolu buydu. Kafasını başka bir şeye vermek yemesini kolaylaştırır diye babasıyla ablasının konuşmalarına kulak kabarttı.

"Aslında belki de ben oraya gitsem daha iyi olur," diyordu Daphne. "Hemen imzalatır dönerim. Böylece Mr Malfoy'un hazırlıklı gelip bize yine istediğini yaptırmasını engellemiş oluruz."

Babası o konuşurken kafasını iki yana salladı. "Anlaşma kesin ve bize yaptırabileceği bir şey yok. Zaten yerine birini yollar, kendi gelmez. Bilirim Lucius'u. Ayak işlerini yapan adamları vardır."

İş konuşuyorlardı. Astoria ablasının büyük adamlara ayak uydurduğunu görünce gülümsemeden edemedi. Daphne öyle parlak bir öğrenci değildi. Astoria onun Hogwarts'tan sonra bir iş yapabileceğini düşünmemişti. Onun aklındaki Daphne birkaç yıl partiden partiye gezip birileriyle flört ettikten sonra bir safkanla evlenecek, hayatının geri kalanını yeni soyadıyla kasım kasım kasılarak geçirecekti. Hep bununla ilgili şakalar yapar, gülerlerdi. Ama Daphne onu şaşırtarak aile işlerinde çok önemli görevler üstlenmişti. Evet belki anlaşmalardan, ödemelerden ve insan ilişkilerinden anlamıyordu ama bir konuda muazzamdı: Blöf yapmak. Ve babası da onun bu yeteneğini sonuna kadar kullanıyordu.

Astoria sonunda yemeğini bitirebildiğinde daha fazla orada kalamayacağını anladı ve herkese iyi geceler dileyerek doğruca odasına gitti. Elleri karıncalanıyordu. Nefes nefese kalmıştı. Son bir çabayla kendini yatağına attı ve üzerini bile değiştiremeden uyuyakaldı.

Astoria uyandığında hava henüz aydınlanıyordu. Genç kız kendini yokladı. Evet her yeri ağrıyordu ama dayanılmayacak kadar kötü değildi. Ayağa kalkıp aynaya baktığında pijamalarının üzerinde olduğunu gördü. Saçları arkadan toplanmıştı. Dadısının gece gelip onu kontrol ettiği belliydi. "Harika," diye düşündü, "Şimdi bütün sabah dırdır dinlemek zorundayım."

Salona inmek için acele etmedi. Küvette biraz keyif yapıp vücudunu gevşetti, üzerine sevdiği bir elbisesini giydi, hafif bir makyaj yaptı, biraz parfüm sıktı. Bugün ayakta geçireceği son gün olabilirdi. Tüm günü sevdiği şeyleri yaparak geçirecekti.

emerald · drastoriaWhere stories live. Discover now