·son ve başlangıç·

1.1K 72 72
                                    

İnsan hayatında yalnız bir kez aşık olur. Çoğu kez fark edilmez, zamanla geçecek sanılır. Bastırılmış duygularla ömür heba edilir. Ama aşkı fark edip birbirlerini kabullenen, birleşen ruhlar bir ömür yan yana olma onuruna erişebilir. Ömür kısa olsa da.

Aylar geçti.

Bolca kahkaha, biraz kavga, endişe, ama en çok da aşkla.

Düğün günü sabahın ilerleyen saatlerinde Astoria ve Daphne gelin odasında yalnızdı. Daphne gelinliği gözden geçirirken aşağıdan bir gürültü duyuldu.

"Annem yine istediğini yaptıramamış herhalde. Baksana ortalığı yıkıyor."

Gösterişli bir düğün hayal eden Cressida ve Narcissa ellerinden geleni artlarına koymayarak kendi istediklerini yaptırmaya çalışmışlardı. Zevkleri birbirlerinden pek farklı olan iki anne sık sık anlaşmazlığa düştüklerinden hazırlıklar başladığından beri tartışıp duruyorlardı.

Astoria aklının karışmasını, onlarla tartışıp mutlu gününün ziyan olmasını hiç istemediğinden fikri sorulduğu pek az konuda yorum yapmış, onun dışında hiç sesini çıkarmamıştı. Ama Draco, şükürler olsun ki onun gibi biriyle evleniyordu, Astoria'nın neyi isteyip neyi istemediğini fark edip tartışmalara hep son noktayı koymuştu. Kimse onunla tartışmaya girmeye cesaret edemediğinden, çünkü reddedilmez bir baskınlığı vardı, o hangi konuda ne yorum yapıyorsa o kabul ediliyordu. Astoria'nın kendini yormaması için her işe o koşturmuştu.

Astoria birden onu özlediğini fark etti. Günlerdir iyice hızlanan hazırlıklar yüzünden doğru düzgün görüşememişlerdi. Kim bilir şimdi nerede ne ile uğraşıyordu...

Onun yine dalıp gittiğini fark eden Daphne parmaklarını tam gözünün önünde şaklatıp onu hayata döndürdü. "Merak etme bu akşam kocanla beraber olacaksın ve kimse daha fazla başının etini yiyemeyecek. Biliyorum çok yorgunsun ama sona geldik. Yalnızca birkaç saat daha. Sonra özgürsün."

Astoria gülümsedi ve ablasına sarıldı. Daphne bu süreçte ona en çok destek olan ikinci kişiydi ve Astoria o olmasa ne yapardı, doğrusu hiç bilemiyordu. Gözleri doldu. Açıkçası bu duygusallık da yeni ortaya çıkmıştı. Günlerdir en ufak bir olayda bile hemen ağlamak istiyordu. O burnunu çekerken Daphne sızlanarak geriye çekildi. "Yapma Tori, ağlayacak bir şey yok. Bugün mutlu olmalısın."

Astoria tutamadığı gözyaşlarını silerken "Mutluyum zaten," dedi, "Sorunum ne bilmiyorum, sürekli ağlamak istiyorum."

"Bana bak," dedi Daphne hınzır hınzır gülerek,  "Duygusallık ne belirtisidir biliyor musun? Bebek!Yoksa hamile misin sen?" Astoria gözyaşları içinde güldü. "Daha neler Daphne!"

Daphne tiksintiyle dil çıkardı. "Bence de daha neler. Düşünsene bu dünyaya bir Malfoy getirdiğini! Korkunç!"

Astoria bir yandan ağlayıp bir yandan gülerken sızlandı. "Yapma şunu! Eminim bir bebeğim olsa en çok sen seversin."

"Tabii ki en çok ben severim! Benim biricik yeğenim. Ama sen yine de acele etme."

Astoria'yı aynaya döndürüp saçlarını taramaya başladı. "Artık hazırlanmaya başlayalım, değil mi?" Derin bir iç çekerken gözleri dolmuştu. Astoria ise konuşabilecek gibi hissetmiyordu. "Evleniyorsun küçük hanım, bütün ev benim artık. Büyük konuşmak nasıl oluyormuş?" Astoria kendini daha fazla tutamadı. "Ah, Daphne!" Hıçkırıklar içinde ağlarken oturduğu yerden fırlayıp ablasına sarıldı. Daphne de gözyaşlarını koyverdi. "Seni çok özleyeceğim benim küçük yaramaz tavşanım."

emerald · drastoriaOù les histoires vivent. Découvrez maintenant