·içimde var olan·

952 82 27
                                    

Astoria parşömenin başına oturmuş ne yazacağını düşünüyordu. Malfoy Malikanesi'nden ayrılırken fark etmemişti, ama düşününce Draco'yu kırmış olabilirdi.

Astoria neden o kadar gerildiğini bilmiyordu. İnsanlara daha önce defalarca hastalığından bahsetmişti. Neden Draco'ya bunu anlatırken bu kadar... Tuhaf hissetmişti? Sanki hasta olması suçmuş ya da saklanması gereken bir şeymiş gibi? Çocuğun ona acıyacağını mı düşünmüştü? Ondan uzaklaşacağını mı düşünmüştü? Ama zaten yakın değillerdi ki?

Draco davette kendinden bahsetmekten kaçınmıştı. Astoria da üstüne gitmemişti. Belki onu daha yakından tanırsa, arkadaşlıktan öteye geçebilirlerdi. "Dur bakalım," dedi kendi kendine. "Acaba Draco bunu ister mi? Kendine bu kadar güvenme." Peki ya ben ister miyim?

Balkon kapısından esen rüzgarla titrerken, şalına iyice sarınıp yazmaya başladı.

Sevgili Draco,
Sabah öyle alelacele ayrıldığım için kusura bakma. Sorunun ne olduğunu bilmiyorum, sadece kendimi tuhaf hissetmeye başlamıştım. Sana doğru düzgün bir veda bile edemedim. Bunu telafi etmek için yarın birlikte biraz vakit geçiririz diye düşündüm. Yeri sen seç.
Astoria Greengrass

Astoria arkasına yaslanıp yazdıklarını tekrar gözden geçirdi. Saçmalamış olmamayı umarak parşömeni katladı ve tatlı baykuşu masasına konup heyecanla öterken mektubu ayağına bağladı. "Draco Malfoy için," dedi kuşa. Kuş kanatlarını sallayarak ona ufak bir gösteri yapıp havalandı. Astoria onun arkasından bakarken olumlu bir cevapla geri dönmesini umdu.

"Tori! Sana bir mektup var," diye seslendi Daphne. Astoria banyodaydı ve ablasının odasında olduğundan haberi yoktu. "Hem de gecenin bu saatinde. Kimmiş bu, ah inanamıyorum, Draco mu?"

"Eyvah," dedi Astoria, "Sakın açma!" Küvetten çabucak çıkıp havlusuna sarındı ve bir hışımla odaya daldı. "Ver şunu."

Daphne sırıtarak dudağını dişledi, mektubu elinde sallamaya başladı. "Ne o, öyle gizli gizli iş çeviriyorsun? Sakın bana çıktığınızı söyleme!"

"Hayır," dedi Astoria soğukkanlılıkla, "Mektuplarımı okuma, kişisel alana saygın olsun biraz." Mektubu kaptığı gibi ablasının elinden aldı. Daphne kıkırdamaya başladı. "Ondan hoşlanıyor musun?"

Astoria bir an ne diyeceğini bilemedi. Draco'nun yanında iyi hissediyordu, eğleniyordu, yalan yok, çocuğu yakışıklı da buluyordu. Hoşlanmıyorum diyemezdi. Ama öte yandan o Draco Malfoy'du, takıntılı bir ailenin kendini dünyanın hakimi sanan oğlu. Hem de neler yaptığını bütün dünya duymuştu. Astoria'nın insanları geçmişiyle yargılama huyu yoktu, ama bu aklına takılınca ne düşüneceğini bilemiyordu.

"Bilmem," dedi omuz silkerek, "Onu tanımaya çalışıyorum sadece." Daphne heyecanla gözlerini kırptı. "Ama biliyorsun onun geçmişinden belalı bir ilişkisi var, Pansy'nin sana musallat olmasını istemem."
Astoria kocaman bir kahkaha attı. "İnan bana o kız Draco'ya şu kadarcık sevgi beslemiyor, tek derdi para ve şöhret. Onun gibi bir zavallıdan korkacak değilim. Ayrıca onunla arkadaş olman da umrunda değil. Herhangi bir kavgada benim tarafımda olacaksın."

Daphne kaşlarını kaldırdı, "İddialısın, sevdim bunu." Astoria sahte bir gururla çenesini kaldırdı, "Her zaman."

"Ama yine de adımlarını dikkatli at," dedi Daphne, "Draco'nun eskisi gibi şımarık olmaması seni kandırmasın. Sadece sana şirin görünmeye çalışıyor da olabilir. Onu severim, ama sana en ufak bir zarar verirse tırnaklarımı çıkarmaktan da çekinmem."

emerald · drastoriaDonde viven las historias. Descúbrelo ahora