Bölüm 36

40 4 0
                                    



İkinci Konya İsyanı

Saygıdeğer Efendiler, Anadolu ortasında çıkarılan iç isyanların, Yunan ordusu karşısında bulunan kuvvetlerimiz ve yaptığımız düzenlemeler üzerindeki kötü etkileri, düşmanlarca umulan sonuçları vermedi. Savunma kuvvetlerimiz üzerinde doğrudan doğruya tesirini göstererek, cephemizi yıkma hedefine yönelmiş bulunan harekâtla birlikte, cepheye yakın bölgelerde de halkı ayaklandırmak, düşmanların önem verdikleri bir mesele idi. İstanbul, bu konuda öteden beri çalışmaktaydı. Zeynelâbidin Partisi'nin Konya ve dolaylarında çıkmasına aracı olduğu isyan hareketleri, nihayet 1920 yılı Ekimi'nin başında patlak verdi.

Delibaş adında bir eşkiya, beşyüz kadar asker kaçağını topladı. 2/3 Ekim 1920 gecesi Çumra'yı bastı. 3 Ekim sabahı da Konya'ya girdi ve idareyi ele geçirdi. Konya valisi bulunan Haydar Bey ve Komutan Avni Bey (Milletvekili Avni Paşa'dır) Konya'da bulunan az sayıdaki asker ve jandarma ile, Alâettin tepesinde, âsilere karşı anılmaya değer bir kahramanlıkla savunmada bulundular. Fakat asilerin çokluğu ve her taraftan saldırmaları karşısında âsilere esir düştüler.

Aynı günlerde Beyşehir ve Akşehir ilçelerinde de, görevli olarak dolaşan askeri hey'etlerimiz oralarda âsiler tarafından görev yapmaktan alıkondular. Ilgın ilçesinin Çekil Köyü yakınlarında toplanan üç yüz kadar âsî de, nasihat için giden kurula ateş etti. Konya'nın güneyinde Karaman ilçesinde de âsiler toplanmaya başladı. Sultaniye âsîler eline düştü.

Efendiler, bu ayaklanmalara karşı, Afyonkarahisar'dan ve Kütahya'dan sevkettiğimiz Derviş Bey (Kolordu Komutanı Derviş Paşa) komutasındaki kuvvetler, Konya'nın kuzeyindeki Meydan İstasyonu yakınlarında âsîlerle karşılaştı. Ankara'dan da bir süvari alayı ve bir dağ topu ile, o zaman İçişleri Bakanı olan Refet Bey komutasında sevkedilen kuvvet, Meydan İstasyonundan ilerleyen Derviş Bey kuvvetiyle birleşti. Adana Cephesinden de, bir kuvvet Karaman'a doğru yola çıkarıldı.

Konya üzerine hareket eden kuvvetler, âsîlerle yaptıkları birkaç çatışmadan sonra, 6 Ekim 1920'de Konya'yı âsîlerden kurtardı. Oradan kaçan âsîler Koçhisar, Akseki, Bozkır ve Manavgat'a doğru gittiler.

Diğer bir kısım âsîler de, Afyonkarahisar'la Konya arasındaki Kadınhan ve Ilgın'ı işgal ettiler. Bu bölgeye de Batı Cephesi'nden Yarbay Osman Bey Komutasında bir kuvvet gönderildi. Osman Bey Müfrezesi Ilgın, Kadınhan, Çekil ve Yalvaç'taki isyânları bastırdı. Güneyden gelen kuvvetimiz Karaman'ı kurtardı.

İsyan bölgesinde âsileri tepelemeyi başaran kuvvetlerimiz Bozkır, Seydişehir ve Beyşehir'i de isyancılardan temizledi. Her tarafta, âsilerin döküntülerinden bir kısmı bize katıldılar. Bir kısmı da, Antalya ve Mersin yönlerine doğru kaçtılar. Delibaş, Mersin bölgesinde Fransızlara sığındı.

Saygıdeğer efendiler, Yeşilordu Teşkilâtından sözederken açıklamıştım ki, düşmana karşı oluşturulacak kuvvetler konusunda iki zıt görüş çarpışmaya başlamıştı. Bizim benimsediğimiz düzenli ordu kurma görüşüne karşı çıkılarak "milis" diyebileceğimiz bir çeşit teşkilât kurma görüşüne ağırlık kazandırılmak isteniyordu. Reşit, Ethem ve Tevfik kardeşler, Kütahya yakınlarında, Kuva-yı Seyyare adı altında ve elleri altında bulunan kuvvete dayanarak bu görüşün başını çekiyorlar ve ateşli bir şekilde çalışıyorlardı.


"Ordudan Fayda Yoktur" Sözleri ve Batı Cephesi Komutanı'nın Taarruz Teklifi

Batı Cephesi'nde, orduda ve halk arasında bu yaygın görüş etrafında yapılan propaganda o kadar güçlü ve etkili bir duruma geldi ki, "ordu'dan fayda yoktur, dağılsın! Hepimiz Kuva-yı Millîye olalım..." sözleri her tarafta kulakları doldurmaya başladı.

NutukHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin