BÖLÜM 6 •Her şey Aramızda•

74.1K 1.3K 450
                                    

Ruhumda dolanan bir kelebek var. Bedenimde bu zamana kadar yakınlığın aksine oldukça yakın ve bir o kadar da güzel. Her kanat çırpışında hoş bir melodi gibi muazzamlığı bedenimi sarıyor. Garip hissettiriyor ama bir o kadar da güzel.

Soğuk suyla birlikte tekrardan vücudum titrerken tüm olayları unutmak istedim. Bu gece olanlar benim normal-sıkıcı hayatım için fazlaydı. Victor gelmeseydi eğer az kalsın o adam bana... Gerisini düşünmek bile istemiyordum. Gözyaşlarım kendiliğinden süzülürken soğuk suya karışıp kayboluyordu.

Victor kolumdan tutup sürüklercesine beni oradan çıkartmış arabasına bindirmişti. Gaza basıp tekerlekler yolda çığlık atarken kaçla gittiğine bakmadım, umurumda da değildi zaten. Kucağımda duran ellerimi bacaklarımın arasına aldım ve başımı pencere tarafa çevirdim. Ne diyeceğimi bilmiyordum.Yol boyunca sustum,o da sustu. Ne o konuştu, ne de ben. Nereye gittiğimizi bile bilmiyordum ama beni evime götürmediği kesindi.

Şimdi ise ben ihtişamlı, her yerinden para aktığını gösteren bir otelin çatı katı süitindeki banyoda duş alıyordum. Ne zamandır duştaydım bilmiyorum ama o pis herifin dokunuşlarının vücudumdan gitmesini istiyordum.

Bir süre daha soğuk suda durup suyu kapattım ve duş kabininden çıktım. Victor'un benim için bıraktığı temiz havluyla kurulanıp yerdeki giysileri aldım. Bol olan tişörtü başımdan geçirince erkek parfümünün kokusuna burnuma doldu. Büyük ihtimalle kendi kıyafetiydi. Altıma son derece bol olan ve belimden düşecek gibi duran eşofmanı da giydim ve çıkmadan önce aynada son bir kez kendime baktım. Neden bilmiyorum ama sadece bakasım gelmişti.

Soğuk suda buruşmuş ellerim istemsizce yüzüme gitti ve dokundu. Daha sadece bir kaç saat önce kırmızı rujuyla, maşalı saçlarıyla ve daracık mini elbisesiyle seksi duran kız gitmiş, yerine makyajsız, pürüzlü teniyle bol kıyafetli bir kız gelmişti. Sıradandım. Hatta çok sıradandım. Şuan diğer kızlardan bir farkım yoktu.

Kendimi her zaman, herkesten ayrı görürdüm. Bir kere ortaokuldayken bile yaşıtlarıma göre fazlasıyla güzeldim ve öz güvenliydim. Tabi bunu o sıralar fark etmemiştim, çevremdekiler ne kadar güzel olduğumu söyleseler de inanmamıştım. Ta ki lisede okulun Brad Pitt'i bana çıkma teklifi edene kadar...

Büyükannem her zaman ''Güzellik bir servettir. Sen güzelliği başarıya geçiremediğin sürece hiç bir anlamı yoktur.'' derdi ve bana, güzelliğimi nasıl kullanacağımı öğretti. O zamandan beri her istediğimle çıktım, her istediğimi yaptım, hatta sevgilisinden bile ayırdığım zamanlar oldu. Ama bunlar sadece ben istediğim zaman oldu.

Derin bir nefes alıp verdim ve yüzüme dokunmayı bırakıp banyodan çıktım. Süit çok büyük sayılmazdı ama bir duvarı boydan boya camla kaplı olunca göründüğünden daha büyük durmasını sağlıyordu. Sadece bir oda, banyo ve salon vardı. Oturma odası amerikan tazı mutfak ile birleşmişti. Duvarlar krem rengiydi, mutfak klasik siyah-beyaz renklerden oluşuyordu.

Süit o kadar sade ama ihtişamlıydı ki bunu yapan mimarı tebrik etmek istedim. Yavaş adımlarla etrafı süzerken Victor, arkası dönük halde mutfakta kahve yapıyordu. Bunu odayı dolduran kahve kokusundan anlamıştım.

Gidip masanın bar sandalyesine otururken ne diyeceğimi bilemedim. O yüzden nefes alıp yutkundum. Etraf çok sessizdi. Ve ben sessizlikten nefret ederdim. Bazen annemler evde olmayınca bile sırf evde ses olsun diye televizyonu açıp uyuduğum bile olmuştu.

Ellerimle masanın üzerinde oynamaya başlayınca kahve makinesinin kapanma sesini duydum. Ve Victor bir bardak alıp kahveyi doldurdu. Aniden arkasını dönüp bardağı masanın üzerine koyarken bende refleks olarak ellerimi masanın üzerinden çektim. Bardağı bana doğru uzattı, anlamsız bakışlarla iki elimle bardağı tuttum ve gülümsemeye çalıştım, olmadı. Gergindim, hemde fazlasıyla gergindim. Ne yapacağımı ya da ne diyeceğimi bilemiyordum böyle durumlarda. Onun da ne diyeceğini bilmiyordum.

BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18)Where stories live. Discover now