BÖLÜM 12 •Yaklaşan Tehlike•

46.5K 1.6K 1.8K
                                    

Uzun yazdım laf etmeyin. Tam tamına 5.5k!

Sanirim yazdigim en uzun bölüm bu.
O yüzden sınır 500 VOTE VE YORUM.

Hiç boşuna sınır çok yüksek demeyin sabahtan beri yazıyorum ellerin ayrı belim ayrı koptu. Okuyucu sayısına göre de az kalıyor.

Eğer hayalet okuyucular kendilerini belli ederlerse sınır çabucak geçilir, çünkü bir sonraki bölüm EF-SA-NE olacak, garantisini veriyorum.

.

İnstagram.com/g.meyus

.

Twitter.com/g.meyus

SINIR 500 VOTE VE YORUM

Derler ki; bazı durumlarda yetecek kelimelerimizin olmaması ta Adem'e dayanır. Daha ilk yaratılışta, Adem kelimelerin ağırlığını sırtında bir çuval ile taşımakla yükümlüdür. Lakin, gelin görün ki bu kelimeler o kadar fazladır ki birkaçı dayanamayıp çuvalı delerek firar etmiş ve dünyaya dönüşler o boşlukta sonsuzluğa kaybolmuştur.

Bu yüzdendir bazı durumlarda anlatacak kelimelere sahip olamamamız.

.
En azından söylenen buydu; ve bana göre, gayet yerinde bir yorumdu.

''Neyin var kızım senin? Sabahtan beri hayattan soğumuş gibi ortalıkta dolanıyorsun...'' demesi ile kendime geldim ama o kadar mı belli ediyordum?

''Yok bir şeyim.'' diyerek onu tersledim. O ise kahve gözlerini bana dikmiş sert bir şekilde bakıyordu.

Charlotte...

Üniversiteye ilk geçtiğim zaman daha henüz kimseyi tanımadığım zaman okulun kafeteryasında tek başıma otururken bir anda yanımdaki sandalye çekilmiş ve bir kız oturmuştu. Charlotte tabi o sıralar görünüşü daha farklıydı. Yine saçları sarı olsa da uçlarını mor ombre yaptırmıştı ve tuhaf bir renkte lens kullanıyordu. Sürekli siyah giyinip dururdu. Tam bir asi kız gibiydi...

Charlotte bir anda bana nude model olmak isteyip istemeyeceğimi sormuştu. Başta ne dediğini anlamasam da sonradan Güzel Sanatlar okuduğunu ve bir modele ihtiyacı olduğunu söylemişti. Görünüşü ve hareketleriyle bana o kadar zıttı ki nasıl yaptığını bilmiyorum ama şuan en yakın arkadaşım konumuna gelmişti.

''Yalan söyleme bana.'' dedi. Ama ona yandan bakarken susması için yalvarıyordum içimden. Şuan konuşmak istemiyordum...

''Bir haftadır tuhafsın kızım. Amalie'nin uyumsuz kıyafetlerine bile yorum yapmadın. '' Cevap vermediğimi görünce kolumu bıraktı ve ''Öyle olsun.'' dedi gözlerimin içine inanmayan bakışlarını yollarken. Üstelememesine sevinirken sadece küçük bir gülümseme ile ona bakmakla yetinmiştim.

O ise daha fazla gülümseyip ben, normal halime döndürmeye çalışırken kolunu omzuma atarken az da olsa boşalmış koridorda ilerletti... Normalde olsa asla kolunu omzuma atmasına izin vermezdim. Ama şimdi onun bana inanması ve bu şekilde üstelemeyip anlayışlı davranması yüzünden benim de bazı şeyleri es geçmem gerekiyordu.

Ondan dolayı kolumu onun beline sarıp daha da yaklaştığımda en azından yanımda birisi var diye düşündüm. Sıkıntım boğazıma dizilmiş adeta beni paralamak istiyordu...

BENİM KÜÇÜK KADINIM (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin